5 (Yenilendi!)

2.8K 198 9
                                    

Sabah gözlerimi huzurlu bir şekilde açmıştım. Gerçekten ihtiyacım olan şey buymuş gibi hissediyordum.
Güvenli bir evde, güvenli bir uyku.
Yoongi'nin varlığı da güvende hissetmemi sağlamıştı.
Mutlulukla gözlerimi kırpıştırdım.
Normalde her sabah, bugün de yaşıyorum diyip ortaya lanetler savuran, Eun Hee bu sefer mutluluktan zıplayabilirdi bile.
Hatta deli gibi dans edip, bağırarak şarkı söyleyebilirdi.
Gerçekten çok mutlu hissediyordum.
Kapalı olan pencereyi açtım ve gökyüzüne bakarak derin bir nefes aldım.
"Anneciğim, babacığım, küçük kız kardeşim. Şu an o kadar iyi hissediyorum ki. Sanki siz geri dönmüşçesine. Ben iyiyim, siz de kendinize çok iyi bakın. Sizi çok seviyorum." Dedim ve havaya öpücükler atarak pencereyi kapattım. Ve kendimi yatağa geri bir şekilde bıraktım. Tabi yatağa çıkıp dans etmemi de sayarsak.
-

Yoongi'den
Sabah evde kalmayan, kahvaltılıklar için dışarı çıktım. Dün Eun Hee evimde kalmıştı. Bu gerçekten garip hissettirmişti. Ve nedensizce, mutlu.

Eve geri döndüğümde, arabayı park edip indim.
Dış kapıya doğru yürümeye başladığımda gözüm pencereden havaya öpücükler bırakan Eun Hee'ye takıldı. Ne yaptığını anlamamıştım, ama benim tek yaptığım gülümsemek olmuştu. Dün akşam ona ettiğim iltifattan sonra kendime gelmemiştim. Nedensizce ona iltifat etmek ben utandırmıştı.
Ama gülüşü gerçekten çok güzeldi ve iltifatlardan da ötesini hak ediyordu.
Dün sabah iş görüşmesi için geldiğinde, yüzü o kadar solgundu ki, bir an içimin acıdığı hissetmiştim. Bitmiş gözüküyordu, ama bu sabah onu, pencereden havaya öpücükler atarak gördüğümde ise düne göre, çok güzel görünüyordu.
Derince iç çektim.
Tatlı çalışan!
Kendi kendime gülerek eve girdim, güzel bir kahvaltı hazırlamayı planlıyordum.
-
Eun Hee'den
Yataktan kalktıktan sonra üzerime verdiği tişörtten kurtuldum ve Dünden beri giymekte olduğum pembe elbisemi, üzerime geçirdim. Tişörtü katlayıp, düzenlediğim yatağın üzerine temiz bir şekilde bıraktım. Odada dağıttığım, birkaç yeri daha topladıktan sonra aşağı indim.
Aşağıya inmemle birlikte, burnuma güzel kokular gelmesi bir oldu. Ben omlet yemeye bayılırdım, ve ev gerçekten öyle kokuyordu. Derin derin iç çekerek mutfağa doğru ilerlediğinde gördüğüm manzara ile, şok oldum.
Yoongi kafasına taktığı Şef şapkası ve üzerine giydiği önlük ile beraber çok garip gözüküyordu. Gülmemek için kendimi zor tutarken, nerede dünkü adam diye içimden geçirdim.
O anda gözleri beni buldu ve gülümseyerek omleti havaya atıp tekrar tava ile buluşturdu.
Gülmeye başladığım da, aynı zamanda onu alkışlıyordum. O da teşekkür eder gibi başını eğip bana gülümsüyordu.
"Günaydın." Dedim.
"Günaydın."
"Ne bu hal?"
"Ben genel olarak, sabahları bu moda giriyorum. Tam bir aptal gibi gözüküyorum öyle değil mi?"
"Hayır! Tam tersine, tam bir şef gibi."
"Ah, buna sevindim. Annem benle hep dalga geçer." Dedi ve güldü.
İçimin burulmasını önemsemeden bende güldüm ve ona omletleri yapmasında yardımcı oldum. Tabi bu sırada da deli gibi eğlenip, bağırarak beraber şarkı söylediğimizi unutmak da olmazdı.
-
Kahvaltı ettikten sonra beraber, evden çıktık. Nasıl olsa aynı şirkette çalışmanın, faydalarıydı.
Elbisemin üzerine kot ceketimi giymiştim. Yoongi ise dünkü gibi şık bir takım elbise ile yine kusursuz görünüyordu. Bu sabah ki hali aklımdan çıkmıyordu ve sürekli gülme isteğimi bastırmak zorunda kalıyordum Umarım ciddi bir ortamda, aklıma gelip gülmezdim diye düşünmeden edemiyordum.
Bir süre sonra şirketin önüne geldiğimizde Yoongi'ye teşekkür edip arabadan hemen indim, insanların bizi aynı arabadan indiğimiz için yanlış anlamalarını istemiyordum. Ona tekrar teşekkür edip yürümeye başladım, o sırada da dün tanıştığım insanlara, selam vermekle meşguldüm.
Derin bir nefes aldım ve şirketin içinine adımımı attım.

2.gün her şey güzel geçerdi.

First Love  /  M Y GHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin