41

1K 98 6
                                    

Eun Hee'den:
Gözlerimi açtığımda karşımda ki boşluğa baktım. Neredeydim?
Kafamı zorla haraket ettirdim, hastane? Bir hastane odası? Bütün bunlar bir anda?
Cam pencereye baktığım da Yoongi'yi görmüştüm. Şu an rahatlamıştım. Korkmuyordum, o buradaydı ama biri burada bana ne olduğunu anlatmalıydı.

Yoongi bana baktı, ve doktora bir kaç kelime laf etti. Hala içeri gelmemişti.
Bir süre sonra doktor da ona bir şeyler söyledi, ve Yoongi ortamdan ayrıldı.
Bakakalmıştım. Yanıma gelmemesini bırak, bana doğru düzgün bakmamıştı bile.
Şimdi bütün korkularım yeniden canlanmıştı.
Nereye gitmişti?
Beni bu halde anlamsız bir şekilde bırakıp nereye gidebilmişti?
O anda içeri doktor girdi:
"Merhaba, konuşacaklarımız var."

"E-evet ama, Yoongi? Y-yoongi nereye gitti?"

"Bilmiyorum."

"Lütfen çağırın onu, ben onsuz yaşayamam."

"Gelecek, ama ne zaman olduğu hakkında bir fikrim yok."

"O gelmiyorsa, ben gidiyorum."

"Hayır lütfen uzanın. Gelecek."

"Lütfen bırakın beni, yalvarırım."

"Malesef bu mümkün değil."

"Peki size ne dedi?"

"Gidip, sonra geleceğini söyledi."

"Onu arayabilir miyim?"

"Teknolojiden uzak kalman-."

"Lütfen."

"Peki ama lütfen sadece 1 dakika."

"Pekala."

Dedim ve adamdan telefonunu rica ettim. Kendiminki neredeydi, bilmiyordum.
-
Telefonda Yoongi'nin numarasını tuşladım, ve bir süre ses gelmesini bekledim açmıyordu.
Birkaç kere daha çaldırdım.
3 çaldırışımda, telefonu açmıştı.
"Yoongi?"

"Eun Hee."

"Nerdesin?"

"Sana kim telefon verdi! Teknolojiden uzak kalacağını o doktorun söylemişti."

"Korkuyorum."

"Ne?"

"Yoksun, korkuyorum. Beni bırakıp gittin."

"Eun Hee, seninle sonra konuşalım."

"N-neden?"

"Şu an konuşmak istemiyorum, seninle daha sonra yüzleşeceğiz."

Yüzleşmek?
Yüzleşmek mi demişti o?
Tam olarak ne dönüyordu?
"Yüzleşmek derken, ne demek istiyorsun?"

"Kapa çeneni, telefonu bırak ve herhangi bir teknolojik alete yaklaşma. Hemşireler sana yardımcı olacak o doktora söyle sana iyi bakmazsa, dediğimi yaparım. Onu öldürürüm. Her neyse bekle Akşam geleceğim."
"Y-yoongi." Derken cümlemi, tamamlayamadan telefonu yüzüme kapattı.
Ben şu an burada olanlara hiçbir şekilde anlam veremiyordum.
Yoongi de burada olmadığına göre, bana bunları anlatacak bir insana ihtiyacım vardı.
Yoongi'nin bahsettiği doktora seslendim. Telaş içinde yanıma geldiğinde ona baktım.
"İyiyim."

"Evet sorun nedir?"

"Bana burada neler olduğunu anlat."

"Efendim?"

"Diyorum ki, bana ne oldu?"

"Sevgiliniz, sizi dün gece civarı buraya getirdi. Sizi ufak bir bakımdan geçirdik. Ve bunun sonucunda bazı teşhisler koyduk."

"Teşhis?"

"Evet."

"Ne teşhisi olduğunu öğrenebilir miyim?"
Adam çekinerek bana baktı;

"K-kanser."

"Evet bunu biliyordum.

"Ciddi olamazsın. Kanser olduğunu biliyordun Ve önlem almadın mı? Delirmiş olmalısın. Lütfen bana şaka yaptığını söyle."

"Haberim vardı Kanser olduğumu Yoongi ile beraber doktora gittikten sonra öğrenmiştim tam bir teşhis konulmamıştı  ama sanırım Şu an bunu yaşıyoruz değilmi?"

"Sizi üzmek istemiyorum."

"Yeterince üzüldüm açık konuşun."
Aklıma, Yoongi gelmişti.
Bir saniye! Yoongi bunu öğrenmiş miydi?
Bunlar gerçek olmamalıydı.
Doktor bir şeyler gevelerken aklımdan bunlar geçiyordu hızlı bir şekilde sözünü kesip sordum;
"Yoongi bunu öğrendi mi!"

"Neyi?"

"Kanser olduğumu."

"Evet bu teşhisin senin için konulması gerektiğini söyledim ona."
Sesli bir şekilde ağır bir küfür mırıldandım. Gerçekten mi?
Adam bana baktı, endişeli bir şekilde.

"Yoksa s-söylememelimiydim?"

İş işten geçmişti, artık adama ne yaparsam yapayım bir şey ifade etmeyecekti. Yoongi öğrenmişti ve ben bitmiştim.
Şimdi ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu.
Bana kırıldığını biliyordum hatta çok kırılmıştı adım gibi emindim.
Sevdiğim adamı da üzmüştüm işte kırmıştım belki de küstürmüştüm kendime, bunda başarmıştım.
Ya bundan sonra yüzüne bakmayacaksa?
Ben onsuz nasıl yapardım ki? Onunla bağlanmışken tekrar hayata.
Gözlerimden süzülen yaşları elimin tersiyle sildim. Derin bir nefes aldım.
Artık yetmişti.
Artık dayanamıyordum.
Mutlu olmaya çalıştıkça daha da üzülüyordum.
Biz mutluyduk, en son beraber sarılıp uyumuştuk. Şimdi nasıl gelmiştik bu hale?
Hayat ne kadar garipti, ne kadar bencil, ne kadar iğrenç.
Sevenleri böyle ayırmıştı işte. Şu an İhtiyacım olan insan uzağımdaydı, nerede olduğunu bile bilmiyordum tek bildiğim bana kırgın olduğuydu.
Acaba kanser kelimesini duyduktan sonra ne hissetmişti?
Benim gibi boğazına bir yumru oturmuş muydu?
Buna emindim.
Onu üzmüştüm belki önceden anlatsaydım böyle olmayacaktı.
Her şeyimi, üzmüştüm. Her şeyimi kırmıştım, her şeyimi mahvetmiştim belki de.
Hiçbir şeyi beceremiyordum.
Ellerimle kafamı vurdum, kendimi öldürmek istiyordum.
Şu an tek istediğim Yoongi'ydi.
Ona bu kadar ihtiyacım varken bu kadar olay olup bu kadar uzağımda olması o kadar üzüyordu ki bunun tarifi yoktu.
Ellerimle saçlarımı yolduğumda, aklıma Yoongi geldi.
Bunu yapmama acayip kızardı. Güzel saçlarıma yazık etmemi istemediğini söylerdi.
Bu aklıma gelince, bir daha gözlerim dolmuştu.
Ben burada daha fazla, kalmayacaktım.
Koluma bağladıkları, serumu ani bir şekilde çıkartıp yere fırlattım.
Canımın acıması, umrumda bile olmamıştı.
Şu an tek istediğim, sevdiğime kavuşmaktı.
Koşarak, odadan çıktım.
Aynı zamanda arkamdan ses veren insanları umursamıyordum.
Şu an tek istediğim buradan gitmekti.

Yoongi'yi bulana kadar.

First Love  /  M Y GHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin