Yoongi'nin Ağzından
Eun Hee yatağın diğer tarafında melek gibi uyurken, gözlerimi ondan alamıyordum. Dudakları ve gözleri şişmişti burnu olduğundan daha da güzel gözüküyordu. İçimden sürekli iyi ki benim kadınım diye geçirmeye başlamıştım.
Sevgili gibiydik, bu o kadar güzel hissettirmişti ki. Sanki hayatımda ki eksik parça tamamlanmıştı, bana mutluluk veren şey hayatıma gitmişti.
Aklımdan bu düşünceleri atma çabası ile, Eun Hee'ye bakmaya devam ettim. Gözleri yavaşça aralanırken, yüzümü kocaman bir gülümseme kaplamıştı, çok ama çok güzel gözüküyordu.
''Günaydın bebeğim.'' dediğimde, bir şeyler mırıldanmıştı dediklerini anlamadığım için gözümde olduğundan daha da tatlı gözükmüştü. Ona bakmaya, doyamıyordum.''Günaydın Min Yoongi.'' dediğinde, ufak çaplı bir kahkaha atmıştım. Bana böyle hitap etmesi, hoşuma gidiyordu.
''Tekrar Günaydın, Min Eun Hee.'' Dediğimde, gözleri kocaman açılmıştı.
''Min Eun Hee mi?'' dediğinde ise dudağının kenarına ufak bir öpücük bıraktım.
Eun Hee'nin hayata olan bağlılığını çok seviyordum. Her şeye tek başına göğüs gerebilecek bir kadındı o, meleğim. Ailesini kaybetmesine, hiç kimsesiz kalmasına rağmen çok güçlü bir kızdı o.
-
Eun Hee'nin Ağzından
Yoongi beni güzel bir şekilde uyandırdıktan, sonra beraber kahvaltı yapmıştık, kahvaltı yaparken bana yardım etmişti ve inanılmaz derece de eğlenmiştik. Onunla olmak bana yine ve yeniden huzur vermişti kısaca.
Bu gün sürekli bir yerlere gitmek isteyen Yoongi'ye bakıp gülümsüyordum. Her zaman bu kadar sevimli hallere, bürünmüyordu. Genellikle çevresine karşı katı, soğuk, umursamaz oluyordu. Bu yönlerini bana göstermeyip, her şeyini benimle paylaşması ise benim en büyük mutluluk sebebimdi.
Yoongi ile beraber sahile gitmeye karar verdiğimizde odaya geçip, üzerime elime gelen ne varsa geçirmeye başladım. Pantolonumu belimden yukarı çekmeye çalışırken Yoongi bir anda içeri dalmıştı.
''Ya ne yapıyorsun?'' diyip yatağın üzerinde ki yorganı üzerime çekerken, Yoongi şaşkınca bana bakıyordu. Utanmıştım, üzerime yorganı aniden çektim.
Hemen arkasını döndü ve, bende ayağa kalkıp pantolonu giydim. Sonra bana arkası, dönük olan Yoongi'nin belinden sıkıca, sarıldım.
-
Sahile gitme amacımız dan tamamen saptığımız için Yoongi ile beraber sonunda arabaya binebilmiştik.
Sahile vardığımız da el ele yürümeye, başlamıştık. Bunu yapmak bana acayip, şekilde huzur veriyordu. Gözlerimi Yoongi'ye çevirdiğimde ise, o da halinden memnunca gülümsüyordu.
Ellerimi onunkilere daha fazla bastırdığımda gözlerini, bana çevirdi. Ona bakarak gülümsediğimde, burnumun ucuna ufak bir öpücük bırakmıştı, bunu yapması beni acayip şekilde mutlu ediyordu gerçi Yoongi ile ilgili herşey, beni acayip şekilde mutlu ediyordu. Ama onun bana karşı tavırları benim için herşeyden, önemliydi.
Gözlerimi kapatıp, sahilde ayağıma vuran su ve kulaklarıma dolan dalga sesleriyle rahatlamıştım.
Ellerim de Yoongi'nin elleri ile birleşik olduğu için bulunduğumuz durum bana daha da huzur veriyordu.
Yoongi'nin elleri benimkilere, göre fazla büyük olduğu için ellerini tutmakta bazen zorlanıyordum. Zaten Yoongi'ye bakıldığında onun yanında ufacık kalıyordum. Bu hem hoşuma gidiyordu, bazen de çok kısa olduğum için kendimi kötü hissediyordum.
En sonunda Yoongi ile kendimizi yumuşacık kumların üstüne bıraktığımız da, rahatlamıştım. Nerdeyse aralıksız bir saatir yürüyorduk.
İkimiz de denizi izlerken gözlerimi Yoongi'ye çevirdim. Denize bakmaya o kadar odaklanmıştı ki beni farketmemişti. Bu hali gülümsememe neden olurken rüzgardan dağılmış saçları, hoşuma gitmişti.
Ellerimi saçlarına çıkardığımda gözlerini beninkilere çekti.
"Saçların karışmış." Dediğimde güldü.
Beni belimden tutarak kendine çektiğinde kendimi bir anda Yoongi'nin kucağında bulmuştum. Utançla yüzümü kapatırken Yoongi ellerim elleri ile yüzümden çekip gözlerimin içine bakmıştı.
"Eun Hee, seni öyle çok seviyorum ki. Şu masum hallerin bu güzelliğin kusursuzluğun iyi ki benimsin." Dediğinde ona olan sevgimin katla kat arttığını hissetmişim.
Utanmaya ara vermem gerektiğini düşünerek dudaklarımızı birleştirdim. Etrafımızda insanların olmaması rahatlığı ile, kendimi Yoongi'ye bıraktığımda gülümsüyordu. Kıvrılan dudakları, onu ele vermişti.
Ona baktım ve hayranlık içinde konuştum."Hep, böyle gül. Min Yoongi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
First Love / M Y G
Fanfiction-yoongι ve eυn нee вιrвιrlerιnιn, ѕonѕυzlυğυ olмυşтυ- ❤❄ "Hayatıma bu kadar kısa sürede girip, bütün ruhumu nasıl ele geçirebildi?"