62

781 57 8
                                    

"Uyan! Uykucu!"

"Git başımdan, Eun Hee!"

"Bu kadar kaba olma aptal!"

"Seni seviyorum." Dediğinde sırıttım.

"Öpsene beni." Dediğinde sırıtışım iyice büyüdü.

"Bilmem." Dedim ve dudaklarımı büzerek yataktan kalkmıştım ki, Yoongi beni tutarak yatağa çekti.

"Kaçışın yok, güzelim."

"Sen öyle san!" Dediğimde ondan kaçmak için büyük bir çaba gösterirken, aynı zamanda kahkahalar atıyorduk.

"Güzel dudaklı sevgilini öpmek istememen, çok saçma."

"Gel buraya." Dedim ve dudaklarına ufak bir öpücük bıraktım.

"Oldu mu, Yoongi?"

"Oldu." Derken sırıttı.

"Kahvaltı?"

"Mükemmel."
-
Beraber kahvaltı etmeye başladığımızda İkimizinde aç olduğu belli oluyordu. Yemeğe saldırmıştık.
Onula Uyumak bana çok iyi gelmişti. Uykusunu benden ön plana atması biraz sinirimi bozsa da pek takmıyordum. Çünkü Önemli olan birlikte olmamızdı ve bu beni mutlu ediyordu.
Televizyon izlerken Yanına gitmiştim. Ben başımı dizlerine koymuştum O da hemen saçlarını okşamaya başlamıştı. Bu huzurlu anları ciddi anlamda özlemiştim. Kokusu sayesinde mayışırken derin nefesler alıyordum.
"Film izlemek ister misin?" Yoongi'nin sesini duymamla dalgınlığımdan ayrılıp başımı onay verircesine salladım.
"Filmi seç, mısır yapacağım." Dediğinde yanağına ufak bir öpücük bıraktım. Bunun üzerine gülümsedi ve mutfağa ilerledi. Arkadan onu izlerken, ayağa kalkıp film için CD kasetlerini karıştırmaya başladım.
Güzel bir aşk filmi bulmamla gülümseyerek, televizyona yerleştirdim. Koltuğa uzandım ve Yoongi'ye gelmesi için seslendim. Bir süre sonra elinde, iki kase patlamış mısır ve kola ile gelen Yoongi elindekileri masaya bıraktı. Yanıma oturdu ve başıma uzun bir öpücük bırakarak beni kendine çekti. O sırada, filmi açmıştı.

Yoongi'den
Eun Hee ile film izlemeye karar vermiştik. Gidip hızlıca mısır patlattım. Ve iki bardak eşliğinde büyük bir kola şişesiyle salona geri geldim. Eun Hee uzanmış beni bekliyordu. Elindekileri masaya bıraktım ve seyrek saçlarına uzunca bir öpücük bıraktım.
Onunla olmayı, çok özlemiştim. O benim ruhumdu, kaybolan ve tekrar kaybetmek istemediğim ruhum. Kalbimdi. Kalbimin ritmini değiştiren kadın. Gülüşü ile bana hayat veren...
-
Eun Hee kucağımda uyuyakalırken filmi yavaşça kapattım. Sessiz olmam şarttı.
Eun Hee'nin belinden tutarak onu kaldırdım. Bana iyice sokulduğunda derin bir nefes almıştım. Yatak odasına doğru ilerlerken, bir şeyler mırıldıyordu.
Onun bu tatlı haline gülümsedim.
Yatak odasına geldiğimiz de onu yavaşça yatağa bıraktım. O sırada bende uzanmak durumunda kalmıştım. İster istemez yakın bir mesafe içine girince, yine ve yeniden derin bir nefes aldım. Dudakları aralandığında, konuşmaya başladı.

"Benden daha utangaçsın."

"Ne? Hey! Sen, uyumuyor muydun?"

Gülerek beni kendine çekip, dudaklarımızı birleştirdi. Ani öpücüğü beni sersemletirken, hala ne demeye çalıştığına anlam vermeye çalışıyordum.
Kendimi yavaşça geri çekip, konuştum;

"Az önce, ne demek istedin?"

"Sus, ve uyuyalım?" Dediğinde, soruma hala cevap vermemesi ne kadar canımı sıksa da uyumak istediğinde onu kırmayacaktın yanına uzandım Onu kendime çekip iyice sarıldım kokusu anında burnuma dolaşırken mutlulukla gülümsedim. Kafamı karıştırmıştı, söylediği şeylerden pek bir şey anlamamıştım ama önemli olan birlikte olmamızdı gerisini önemsemiyordum.
Uyumadan önce ondan duyduğum son şey,
"Seni seviyorum." Olmuştu.

Eun Hee'den
Sabah uyandığımda yanımda mükemmel yüz hatları ile birlikte uyuyan, Yoongi'yi gördüm. Ona uyandırmak istemediğimden yavaş adımlarla yataktan kalktım ve üzerime bir şeyler geçirdim. Kahvaltı için malzeme alacaktım.
Evden çıktım, ve hızlıca marketin yolunu tuttum, aynı zamanda bir şarkı mırıldanıyorum. Mutlulukla Gülümserken marketten içeri girdim.
Market Arabası alıp, çantamdan Evden çıkmadan önce hazırladığım listeyi çıkardım bu listeye göre malzeme almam gerekiyordu.
Teker teker listede yazanı şeylerin yanına gittiğimde, Yoongi'nin uyanmış olabileceğini düşünerek ona mesaj attım.
"Marketteyim sevgilim:)"
Mesajı gönderdim ve telefonu cebime attım. Hemen hemen gereken her şeyi aldığımda kasaya doğru ilerlemeye başladım.
Kasa da benden önce ki kişiyi beklerken, beklemediğim bir şekilde geçen günlerde Bang-Pd'nin yanında ki çocuğu gördüm. Min Sung'u.
Şaşırarak ona bakarken, yüzünü bana çevirmişti. Yüzünde yarım bir sırıtış ile yanıma geldi.
"Ne güzel tesadüf."
"Evet, ne demezsin."
"Ne oldu? Benle karşılaşmak hoşuna gitmedi mi?"
"Sırana bakar mısın?" Dedim ve gözlerimi devirdim.
"Elbette." Dedi ve sırıtarak kasiyerin ürünlerini geçmesini bekledi o sırada bana bakıyordu bakışlarından, fazlasıyla rahatsız olmuştum. Gerilerek, ona kötü bir bakış attım.
Kasiyer ürünlerin fiyatını söylediğinde hala bana bakmaya devam ederken, cebinden tonca bir para çıkarttı ve kasiyerin önüne attı.
"Üstü kalsın."
Kasiyer hayranlıkla, ona bakarken bende kusmamak için zor duruyordum. Neyin kafasını yaşıyordu bu böyle?
Sinirle, ürünleri kasaya yerleştirmeye başladım. Kasiyer hala Min Sung'a bakarken;
"Pardon ama, bekleyen çok kişi var." Diyerek sesimi yükselttim. Kasiyer bana kötü bir bakış atıp ürünlerimi geçmeye başladığında Min Sung hala bana bakıyordu. Gitmemekte ısrarcı olduğu kesindi.
Kasiyer ürünlerin fiyatını söylerken çantamdan Cüzdanımı aramaya başladım.
Bulamıyordum. Lanet olsun ki, cüzdanı evde bırakmıştım!
Sinirle kendime söverken, başımda ki şapkayı iyice kafama oturttum ve derin bir nefes aldım. O sırada, Min Sung'un sesini duydum.
"Bir sorun var gibi görünüyor?"
"Seni ilgilendirmez." Diyip ona ters bir bakış attığında, sırıtarak yanıma geldi. Bir adım gerilemiştim.
"Ben hallederim." Dediğinde,
"Hayır, asla çekil." Dedim ve onu ittim.
"Hadi ama Eun Hee, aramızda sonra hallederiz."
Yapacak başka bir şeyim kalmamıştı. Umutsuzca başıma yere eğmiştim, hala yapabileceğim bir şeyi düşünüyordum.
O sırada, Min Sung'un parayı verdiğini görünce sinirden ölecek gibi oldum. Tanımadığım, bana gereksiz bir yakınlık gösteren, sürekli sırıtan ve yaklaşımlar da bulunan bir adama para ödetmiştim resmen. Utanıyordum.
Parayı verdikten sonra, aynı zamanda ürünlerimi poşete doldurmaya başlamıştı. Bu hareketine karşılık onun yanına gittim ve kendim hallettim.
Her şey tamam olduğunda ona kısa bir bakış atıp,
"Teşekkürler." Diye mırıldandım.
Marketten çıkarken hala çok sinirliydim, kendime ona ve yaptığım bu aptal şeye.
Kolumda bir  el hissedince derin bir nefes aldım.
"Tamam paranı sonra ödeyeceğim merak etme." Dedim ve tekrar yürümeye devam ettim tekrar kolumdan durdurduğunda bu sefer sinirle bir nefes alıp;
"Vereceğim dedim!" Diye bağırdım.
"Para istemiyorum, umurumda değil."
"Ne istiyorsun?"
"Çok güzel olduğunu, söylemiş miydim?"
Duyduğum cümleyle şok olurken, ona sağlam bir tokat patlatmamak için zor duruyordum.
"İşine bak!" Dedim ve sinirle koşar adımlarla oradan uzaklaştım. Arkamdan şaşkınca bana baktığına, emindim. Ne bekliyordu ki!
Bu saatten sonra, Yoongi olmadan bir yere çıkmayacaktım!

-
Evet yine sizi uzun bir süre beklettiğim için özür dilerim.

First Love  /  M Y GHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin