Sabah Yoongi ile kahvaltımızı dışarıda yapmak üzere evden çıktık.
Arabaya bindiğimizde Yoongi ellerini ellerime kenetlendi. Baş parmağım ile elini okşarken güldü.
Tatlı bir kafenin önünde durduğumuzda merakla arabadan indim. Geldiğimiz yer gerçekten çok güzel bir ortama sahipti.
Yoongi arkamdan gelip elimi tuttu ve yürümeye başladık. İçeri girdiğimizde kadın garson bize bakarak konuştu:
"Ah Yoongi Bey, hoşgeldiniz. Sizi görmeyeli uzun zaman oldu."
Yoongi bir bana bir de yüzünden, sevimsizlik akan kıza baktı.
"Teşekkürler, bize manzarası güzel olan bir masa ayarlar mısınız?"
Yoongi'nin umursamaz tavrı hoşuma gitmişti. Zaferle gülümsedim.
Kız suratsız bir şekilde yürümeye başladığında Yoongi'nin kulağına eğildim:
"Mükemmelsin."
Güldü ve yanağıma, ufak bir öpücük bıraktı. Tuttuğum elini daha da sıktım.
Kız bizim bu hallerimizden dolayı olacak ki, sinirden köpürüyordu.Masaya oturduğumuzda kısa bir süre içerisinde masamız dolmuştu. Kahvaltılıklar bana,ben onlara bakarken aslında pekte aç olmadığımı farketmiştim.
"Yoongi aslında bakarsan ben çok aç değilim."
"Ah hadi ama, sırf sen seversin diye geldik buraya."
Beni düşünüyor olması hoşuma gittiğinden tatlıca gülümsedim. Bu mükemmel adamı kıracak değildim ya?
Önümdekileri yemeye başladığımda Yoongi'nin gülümsediğini gördüm. O da önündekileri yemeye başladığında gözüm bize bakan suratsız garson kıza takıldı. Belli ki Yoongi benden önce de buraya geliyordu ve bu kızda ondan hoşlanıyordu.
Kıza tekrar baktığımda eteğini yukarı çektiğini gördüm. Ne yapıyordu bu?
Gömleğinin düğmelerini açmaya başladığında şaşkınlıkla ona bakıyordum. Ne yapmayı planlıyordu bu sorunlu kız?
Toplu saçlarını da açtıktan sonra iğrenç bir sırıtış ile yanımıza gelmeye başladı. Yoongi kahvaltısını yapmakla meşgulken benim bütün iştahım kaçmıştı.
Yanımıza geldi ve Yoongi'ye bakarak konuştu:''Yoongi Bey bir isteğiniz var mıydı?''
İçimden kızı boğmak geliyordu.
''Hayır.''
Yoongi başını bile kaldırmaya tenezzül etmeden cevap verdiğinde ufak bir kahkaha, attım. Kız beni öldürecekmişçesine bakarken Yoongi'de sırıtıyordu.
''Ben doydum, sende doyduysan gidelim bence.'' Dememle Yoongi kafasını salladı:
''Tamam.'' dedi ve kıza döndü:
''Hesabı getirir misiniz?''
''Getiririm.'' dedi ve sinirle yanımızdan gitti.
''Lavaboya, gidip geleceğim. Bekle.'' Diyen, Yoongi'ye kafamı salladım.
Yoongi'yi beklerken gözüm telefona takıldı. Birisi arıyordu, bilmediğim bir numaranın aradığını gördüm. Merakla telefonu açtım. Beni kim arardı ki?''Alo?''
Dediğimde, heyecanlı bir ses konuştu:
''Ah Eun Hee, gerçekten sensin.''
''Evet benim, ama siz kimsiniz?''
''Ben Kwang. Liseden?"
Duyduğum isim ile duraksamıştım.
Kwang benim lisede ki sevgilimdi. Gerçekten şaşırmıştım.
Numaramı nereden bulmuştu? Ciddi ciddi Kwang'tı.''Kwang gerçekten sen misin? Ah numara mı nereden buldun?''
''Evet benim. Numaranı da, bi arkadaştan aldım."
''Ah çok sevindim. Uzun zaman olmuştu.''
''Evet aynen öyle, mutlaka bir gün buluşalım. Kore'desin, değil mi?''
''Evet, buradayım.''
Ailemin öldüğü, o lanet kazadan beri Koreden, hiç gitmemiştim.
''Tamam ben seni tekrar arayacağım. En kısa zamanda buluşuyoruz.''
''Elbette.''
''Kendine iyi bak Eun Hee. Görüşürüz.''
''Görüşürüz.''
Dedim ve telefonu kapattım. Kwang gerçekten iyi bir insandı.
Lisede sevgiliyken de aramız iyiydi. Zaten anlaşarak ve arkadaş kalarak ayrışmılmıştık.
Fakat nerdeyse 6 yıldır, hiç konuşmamıştık. Gerçi beni ailemin ölümüden sonra, sadece tanımadığımız akrabalarım aramıştı.
Bana yardım edeceklerini söylemişlerdi. Bense kendi başımın çaresine, bakabileceğimi söyleyerek onları nazikçe reddetmiştim. Hala arayıp kapımız, sana açık diyenleri saymazsak tabi.
Yoongi işini bitirmiş olacak ki masaya yöneldi. O anda da hesap gelmişti. Ödeyip çıktığımızda Yoongi'ye Kwang'ın aradığını anlatıyordum:''Kwang diye bir arkadaşım. Nasıl mutlu oldum anlatamam. Mutlaka onunla buluşacağım.''
''Bakarız.'' dediğinde dudaklarımı büzdüm.
''Hey, buna sen mi karar vereceksin?"
''Bakarız dedim Eun Hee.''
''Ne yaparsak bakarsın?'' Dedim ve sırıttım.
''Ne?''
''Yani diyorum ki bir şartın var mı?''
''Beni öpersen belki.''
''Ah ciddi misin? Bu çok kolay ki.''
Dedim ve dudaklarına dudaklarımı bastırdım. Güldüğünü kıvrılan dudaklarından hissederken yavaşça ondan ayrıldım.
''Buluşabilirim değil mi?''
''Bakarız.''
''Of!"
Dedim ve huysuzca yürümeye, devam ettim. Arabaya bindiğimizde Yoongi kemerini takıyordu. Bana baktığında ona 'ne var?' bakışlarımı attım."Kemerini tak." dedi.
"Emrin olur."
"Emrim olur."
"Gıcık mısın sen?"
"Senin kadar olmasa da Eun Hee."
Kahkaha atmaya başladığımda o da aynı tepkiyi vermişti. Bu durum ikimizinde komiğine gitmişti. Kendimi tutamadım ve Yoongi'nin yanağını okşamaya başladım.
Gözlerini kapattı. Yanağını okşamam hoşuna gitmiş olmalıydı. İyi ki her şey bu haldeydi. İyi ki Yoongi'yi, bulmuştum. Onu, bulmuşken bırakmak gibi bir niyetim de yoktu.
Aklımdan bunlar geçerken kendimden beklemediğim bir cesaret ile, dudaklarını öpmeye başladım.
Alt dudağını benimkiler arasına aldığımda mırıldanıyordu. Gözleri kapalıydı, hiç açmamıştı. Ellerim hala yanaklarındaydı. Kalbim ağzımda atıyordu, adeta.
Alt dudağında işimi bitirip üst dudağına doğru gittim. Üst dudağını emerken Yoongi beni belimden tutup kendisine çekip ani bir hareketle kucağına oturtmuştu.
Öpüşmemiz derinleşirken, yavaşça geri çekildi.
Alnını alnıma yaslarken konuştu:
~
"Seni seviyorum."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
First Love / M Y G
Fanfic-yoongι ve eυn нee вιrвιrlerιnιn, ѕonѕυzlυğυ olмυşтυ- ❤❄ "Hayatıma bu kadar kısa sürede girip, bütün ruhumu nasıl ele geçirebildi?"