61

772 64 9
                                    

Korkuyordum.
Yoongi'ye karşı koyamazken, ona zarar gelecek olma düşüncesi beni öldürüyordu.
Ne yapacağımı, bilmiyordum.
Tek bildiğim, onunla mutlu olmak istemem ve ona deli gibi aşık olmamdı. Ondan ayrı kalamıyordum. Birbirimizden ayrı kalmak, herşeyi daha da berbat ediyordu.
Şirkete gidip, her şeyi çözüme kavuşturmalıydım.
Derin bir nefes alarak, üzerimi giyindim. Hızlıca evden çıktım ve şirkete yöneldim.
Yoongi ile en son, 1 saat önce konuşmuştuk. Pratik için yurda dönmek zorunda kalmıştı. Gece beraber uyumak, bana çok iyi gelmişti.
Şimdi ise üzerimde ki gerginlik her bir saniye daha da artıyordu. Ne olacağını bilmiyordum, şirkete gidince Yoongi ile barıştığımızı nasıl söyleyeceğimi, hiç bilmiyordum.
En kafa karışıklığı sağlayan ise, alacağım cevaptı. Tek istediğim, her şeyin eskisi gibi yoluna girmesiydi.
-
Şirketin önüne geldiğimde, derin bir nefes alarak içeri girdim.
Beni bir kaç kişi gülerek karşılarken, onlarla bakmadan yürümeye devam ettim.
Hemen, gitmek istiyordum.
Bang-Pd'nin odasına doğru emin adımlarla ilerliyordum. Yoongi ve kendim için bunu yapmak zorundaydım, vereceği tepkiyi kafamda kurmaya çalıştım.
Kuramıyordum.
Vereceği tepkiden korkuyordum. Ciddi anlamda kötü bir şekilde ayrılmamızı isterken, şimdi iyilik meleği falan kesilecekti sanki.
Ne bekliyordum ki?
En azından şansımı denemedim, demeyecektim.
Kapının önünde durdum ve bir kaç kez çalarak, içeri adım attım.
İçeride bir adamla görüşmesi olduğundan meşgul olduğunu anlayabiliyordum.
İçeri girdiğim an, her ikisinin de gözü bana dönmüştü.
"Özür dilerim. Sanırım yanlış bir zaman." Dedim ve çıkmak için kapıya yöneldim ki, Bang-Pd'nin sesini duydum.
"Eun Hee! Oldukça uygun bir zamanda geldin, Min Sung da tam şuan gidiyordu." Dedi ve ona sırıttı. İsminin, Min Sung olduğunu öğrendiğim çocukta aynı şekilde, ona sırıtırken bense ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Min Sung bir kaç el, kol hareketi ile odadan çıkarken, meraklı bakışlarımı Bang-Pd'ye çevirdim.

"O kimdi?"

"Bir arkadaşım. Neden buradasın? Umarım tahmin ettiğim şey, değildir."
Tahmin ettiği şeyi, çok iyi biliyordum.

"Sanırım, tahmin ettiğiniz şey."

"Eun Hee!" Diye gürlediğinde, irkilmiştim.

"Senle bir anlaşma yaptık! Buna uymak zorundasın, beni iyi dinlemedin mi yoksa?"

"Dinledim biliyorum ama inanın bu benim ve Yoongi için, çok zor."

"Sizin ne hissettiğiniz, umrumda mı sanıyorsun?"

"Acımasızsın!" Dediğimde, bu sefer ben bağırmıştım.

"Evet acımasızım. Söz konusu, şirketim olunca herkesi karşıma alırım ben. Beni bu kadar hafife alma!"

"Lütfen." Derken, yine ve yine göz yaşlarımı tutamamıştım.
Derin bir nefes aldı ve yüzüme baktı. Yüzünde ki anlayışlı ifade, içimde ki son umut kırıntısını ortaya çıkardı.

"İyi, tamam! Ne halt yiyorsanız yiyin."

"N-nasıl yani?" Derken, heyecanlanmıştım.

"İzin veriyorum. Dışarı da sizi kimsenin görmesine izin verirsen, o zaman görüşürüz!"

"Ah çok teşekkür ederim!" Derken bağırıyordum. Gerçekten kabul etmesi, beni aşırı derecede mutlu etmişti.

"Yani Yoongi'ye bir şey olmayacak değil mi? İşine devam edecek? Ona zarar vermeyeceksin?"

"Merak etme. Çıkabilirsin." Dediğinde derin bir nefes aldım ve gülerek odasından çıktım.
-
Eve giderken uzun zaman sonra gerçekten mutlu hissediyordum. Zıplamak istiyordum hatta!
Yoongi ile aramızda engel kalmayışı beni aşırı derecede mutlu ediyordu.
Hala kendi evimdeydim. Yoongi de buraya gelecekti.
Hızlı bir şekilde eve girdiğimde, beklemediğim bir manzara ile karşılaşmıştım.
Yoongi ve mükemmel derecede güzel süslenmiş bir masa bana bakıyordu.
"Ciddi misin?" Dediğimde aynı zamanda ona doğru yürüyordum.
Kollarımı boynuna doladığımda aynı şekilde bana sarıldı. Birbirimize kenetlenmiş duruyorduk.
Saçlarını okşarken konuştum:

"Ne de, özlemişim."

"Seni çok seviyorum, Eun Hee."

"Bende Yoongi."
-
Yemek için masaya oturduğumuz da, Yoongi'nin bir çok şeyi dışarıdan aldığını anlamıştım. Ama ona belli etmemeye çalışıyordum.

"Çok lezzetli olmuş." Dediğimde gülümsedi.

"Senin tadına bakabilir miyim?" Dediğinde duraksadım.

"Ne!"  Dediğimde kocaman bir kahkaha attı.

"Ya! Ne gülüyorsun." Diye kızdığımda, az da olsa gülüşünü bastırabilmişti.
Yanıma yaklaştı ve yüzümü okşamaya başladı.

"Dudağın, temizlenmek istiyor galiba?" Dediğinde arkamda duran, küçük aynaya baktığımda dudağımın büyük bir kısmının yemek sosu olduğunu görmüştüm. Yoongi'ye geri döndüğümde, sırıttığını gördüm.
Yoongi bana doğru yaklaşırken, derin derin nefes alıyordum.

"Dudaklarının tadına bakacağım." Dedi ve aniden dudaklarımızı birleştirdi. Öyle şefkatli ve aşk dolu öpüyordu ki, bu an hiç son bulmasın istemiştim.
Ona doğru iyice yaklaştım ve kollarımı ensesine doladım. O da beni beklemediğim bir anda kucağına çekti.
Pozisyon istemsizce utanmama sebep olurken, derin nefesler almaya devam ediyordum.
Hala birbirimizi duygu patlaması eşliğinde yoğunca öperken, ikimizin de gayet memnun olduğunu anlamıştım. Gülümsedim.
Her ne kadar istemesem de ıslanan dudaklarımı, onunkilerden ayırıp yüzüne baktım.
"Dudaklarım temizlendi mi?"

"Sanırım, orada kalan bir şey daha var." Dedi ve tekrar dudaklarımı kendininkine hapsetti. Az önce ki öpüşünden biraz daha, sert olduğunu söyleyebilirdim. Bu istemsizce hoşuma giderken, kucağına iyice yerleştim.
Elleri belimi bulduğunda, ölecek gibiydim.
Bel oyuntumu ince parmakları ile yavaşça okşuyordu.
Öpüşmemizde ise, dilini devreye sokmuştu. Bu normalde bana fazlasıyla iğrenç ve mide bulandırıcı gelse de karşımda ki kişinin Yoongi oluşunu bilmem herşeyi unutmamı sağlıyordu.
-
Yemekten sonra, beraber yatak odama geçmiştik. Min Yoongi klasik bir şekilde uyumak istediğini söylediğinde güldüm. Saçlarını okşayarak, onu uyuttuğum zamanlar aklıma geliyordu.
"Gel buraya, uykucu." Dediğimde, sırıttı ve bana iyice sokuldu.
Saçlarını okşamaya başladığımda, ona gerçekten ihtiyacım olduğunu şu an fark ediyordum. Onunla beraber, epeyce uzun bir sessizliğe ihtiyacım vardı. Sadece onu dinlemek istiyordum. Sadece o eşsiz sesini.
Gözlerimi kapadım ve Yoongi'nin kokusunun içime çektim.
En son duyduğum kelime,
"Seni seviyorum." Olmuştu. Gülümsedim.

"Bende seni."
-

Yb için sizi fazlasıyla beklettiğim için, özür dilerim. Bu aralar moralimin yerinde olduğunu söyleyemeyeceğim.
Teşekkürler...

First Love  /  M Y GHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin