76

687 35 4
                                    

2 Yıl Sonra;

"Müstakbel eşim Kim Eun Hee, ne yapıyor?" Gülerek bana yaklaşan Yoongi'ye aynı şekilde karşılık verdim.
Gerçekten evlenmiştik. Min Yoongi ile hayatımı tamamen birleştirmiştik. Şaka gibi geliyordu ama gerçekti, sevdiğim adamla beraberdim.
Düğün Daegu'da gerçekleşmiş, ve Yoongi ile bende Daegu'ya yerleşmiştik.
Ben kendi işimi kurmuştum. Bir moda tasarımcısı olup, emeğim ile küçük bir ofis açıp ardından işimi büyütmüştüm. Güney Kore'nin en büyük moda firmasının sahibi olmak beni gururlandırıyordu.
30 yaşıma basmış ve kendimi gerçekten anne olmaya da hazır hissediyordum. Belki de herşey çok yeniydi. Bilmiyordum.
-

"Bu elbiselerin her renginden üretildiğinden emin olun. Aynı zamanda bu pantolonları dikişe vermemiz gerek. Çok eksiği var, ardından satışa sunacağız. Hadi beklemeyin. Herkes iş başına!"
Patron olmak bazen duygusuz olmayı gerektirirdi ama asla çalışanlarıma kötü davranmazdım. Biz bir ekiptik. Bir aile.
Bu sırada bana doğru gelen asistanımı yeni görüyordum.

"Eun Hee, hanım?"

"Dinliyorum?" Derken gözlerim önümde ki dosyalarda bir şeyler karıştırıyordum.

"Sizinle röportaj yapacak olan ekip burada. 1 saat sonra başlayacak herşey hazır."

"Anladım. Teşekkür ederim." Dedim ve oradan uzaklaştım. Kendime ait ofisime geçerken Yoongi'ye mesaj atmayı ihmal etmemiştim.

*Röportaj vereceğim, uzun sürebilir. Ulaşamazsan meraklanma sevgilim. Seni çok seviyorum.*

Telefonumu kapattım ve yüzüme küçük bir makyaj uyguladım.
1 saat hızlıca geçerken kendimi, gazetecilerin arasında buldum. Şirketin konferans salonunda toplanmıştık. Benim için ayrılan yere oturdum ve karşımda gördüğüm toplu gazetecilere gülümsedim.

"Başlıyoruz." Asistanım konuştuğunda başımı onlaylarcasına salladım.
-

"Elbette, küçükken moda tasarımcısı olmak hayalimdi. Bunu gerçekleştirdiğim için çok mutluyum." Soruya cevap verdikten sonra derin bir nefes aldım. Yarım saat geçmişti ve aralıksız soru cevaplamak beni acayip yormuştu.

"Kim Eun Hee'nin hayat hikayesi nedir?" Arkalardan gelen sese gülümsedim ve boğazımı temizleyip, konuşmaya başladım;

"Ailem olmadan büyüdüm. Onları çok küçükken kaybettim ve ortada ne yapacağımı bilemez halde kaldım. Polislerin beni alıp bir yetimhaneye götürdüğünü net hatırlıyorum. Orada büyüdüm çok geçmeden oradan ayrıldım ve kendime bir ev tuttum. Bir süre orada yaşarken bir şirkette sekreter olarak işe başladım." Önümde ki suyu dudaklarıma götürüp, devam ettim.

"Eşimle, orada tanıştık. Orası eşimin babasının şirketiydi ve bu bize vesile oldu. Onunla güzel bir ilişkiye başlarken, herşey yolundaydı. Ardından kanser olduğumu öğrendim.
Bu o kadar kötüydü ki. Ne yapacağımı bilmiyordum. Eğer eşim ile tanışmamış olsak kanser olarak hayatıma tek tutunmam gerekecekti. Ama hep yanımda oldu ve yaralarımı sardı. Tedavim için 7 aya yakın uyutuldum. Bu süre zarfında aklımda kalan herhangi bir şey yok. Ruhum ve bedenim çökmüş gibiydi.
Kanseri bir şekilde atlattım. İnanılır gibi değildi, ölümcül bir hastalığı yenmiştim. Kendimle ve hayatımın aşkıyla gurur duymuştum. Bunu beraber başarmıştık.
2 yıl önce de bildiğiniz gibi, evlendim. Çok mutluyum ve herşey yolunda. Eski hayatımdan eser yok.
Sabahları yine yaşıyorum gibisinden uyanan Kim Eun Hee, artık öylesine mutlu ki, tarif edemem."
Sözlerimi bitirdikten sonra, konferans salonunda büyük bir alkış koparken ıslıklar da birbirine karışıyordu. Mutlulukla gülümsedim.

"Böyle şahane bir iş kadınının, hayat hikayesi böyle zor olmalı. Azim ve mutluluk. Yeni idolüm Kim Eun Hee."
Arada konuşan gazetecinin cümlesi yüzümde büyük bir gülümsemeye neden olmuştu.

"Çok, çok teşekkür ederim." Diye mırıldandım.
-

"Yoongi, köpeğin mamasını yenilemeni söylemiştim!" Eve söylenerek girerken, Yoongi'nin koltukta uyuduğunu görmüştüm. Gülerek yanına ilerledim. Yoongi hiç değişmemişti. Uykucu sevgilim, hala aynıydı.
Saçlarını okşarken, yüzünü elimle avuçladım ve küçük öpücükler bıraktım.
Bir süre sonra gözleri açıldı.
"Eun Hee?"
"Sevgilim?" Gülümsedi.
"Ne zaman geldin?" Derken koltukta yana kayıp, beni de yanına çekmişti.
"Şimdi geldim. Çok yorucuydu." Diyip aegyo yaparken küçük bir kahkaha attı.
"Röportajı canlı olarak izledim."
"Nasıl buldun?"
"Mükemmeldi. Baksana insanların idolü olmaya başladın." Utanarak başımı eğdim.
"Öyle gururlandım ki. Anlatamam." Dedim ve Yoongi'ye iyice sokuldum. Saçlarımı öptüğünü hissederken başımı kaldırıp, yumuşak dudaklarını öptüm. Uzun Bir öpücüktü. Sabahtan beri tek ihtiyacım olan şeyi almıştım.
"Bu kadar mı?"
"Hı?" Derken anlayamadan Yoongi dudaklarıma yapıştı. Ben gülerken Yoongi beni sertçe öpüyordu. Ellerimi belimin aşağısını bulurken, gözlerimi iyice açtım. O kendini fazla kaptırmıştı.
Herşeyi boş verdim ve ona karşılık verdim.
-
"Yoongi!"

"Efendim!"

"Hemen buraya gelmen gerek." Derken yerimde duramıyordum. Bu gerçek miydi?

"Ne var?" Diyerek yanıma gelen Yoongi'ye kısaca göz devirerek elimde tuttuğum test sonucunu gösterdim. Yoongi'nin ağzı açık kalırken bense deli gibi kahkaha atıyordum.

"İ-ikiz mi?"
Yoongi bana dolan gözleri ile baktı ve birbirimize sıkıca sarıldık. Birbirimizin yüzüne öpücükler kondurduk.
"Eun Hee, b-ben inanamıyorum."
"Bende Yoongi. Mutluluktan öleceğim." Sarılırken konuşmamızın ardından Yoongi benden ayrılıp duraklarıma ve yüzümün her tarafına küçük öpücükler bıraktı.

İkizlerimiz mi olacaktı?

First Love  /  M Y GHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin