57

656 56 2
                                    

Hiç bir zaman kendimi bu kadar kötü hissetmedim.
Canım o kadar yanıyor ki.
Anlatamayacağım kadar, çok.
Yoongi'den ayrılmak zorunda, kalmak.
Onun iyiliği için.
Bana tehditler savuran bir, şirket sahibi.
Yoongi bu şirkette, oradan kovulursa kariyeri biter.
Her şeyden önce sadece şirketini düşünen herifin tekinden Ölüm sözcüğünü duymak , kanını dondurmaya yetmişti. Artık dayanamıyordum. Artık bedenim bu yükü daha fazla taşıyamıyordu. Belki de Yoongi hayatıma girdikten sonra ilk defa bu kadar göz yaşı dökmüştüm. Ben Yoongi'ye ne diyecektim? Öyle bir çıkmaz içindeydim ki.
Yoongi'yi bırakmamak isteyen yanım, elbette daha ağır basıyordu. Bir yandan da ona zarar geleceğini düşünmek bile benim ölüm sebebim olabilirdi.
Öyle çok yorulmuştum ki, hala az önce yaşadıklarıma anlam veremiyordum. Tek istediğim bir an önce, ne yapacağımı kararlaştırmaktı.
Kendimi öldürmek istiyordum. Yoongi'yi nasıl bırakabilirdim? Hala kafam almıyordu. Belki de şirket sırf bu yüzden konserlerine ara verdikleri halde, aniden bir Amerika konseri ayarlamıştı. Bunların sebebi yoongi'yle bizi ayırmak olmazdı değil mi? Kimse bu kadar acımasız olmaz ve bu kadar ileri gitmezdi.
Ağlıyordum, hiç durduramamıştım ki. Adını bile bilmediğim adam, şirketten çıkmadan yanıma gelip tekrardan herşeyi anlatmıştı.
İlişkimiz yüzünden Yoongi'ye zarar gelirse ben kendimi asla ama asla affetmezdim.
Eve geldiğimde kendimi tekrar yerlere attım. Yerde sırt üstü uzanıp, deli gibi çığlık atıp bağırıyordum. Bunu yapmak istemiyordum.
Yavaşça yerden kalkıp, hala inanamadığım şeyleri aklımdan tekrar geçirdim. Yatak odama girdiğimde Yoongi'nin kokusu burnuma geldi. Gidip, onun gibi güzel kokan yastığına sımsıkı sarıldım. Gözyaşlarım hala beter bir şekilde akmaya devam ediyordu. Canım öylesine yanıyordu ki.
Yoongi'yi aramaya elim gitmiyordu. Adamın tehditlerinde olan ciddiyeti, gözlerinde ki alevde görmüştüm.
Yapmak zorundaydım, yapacaktım. Yoongi için yapacaktım.
Ne kadar her şeyin kötü olacağına adım gibi emin olsam da yapacaktım. Yapmak zorundaydım, yapmak zorundaydım, yapmak zorundaydım.

Min Yoongi için. Bunu yapacaktım.
-
Bir kaç gün sonra hala toparlayamamıştım deli gibi ağlıyor, hiç bir şey yemiyor, evden hastaneye dahi çıkmıyordum. Sadece Yoongi'nin kokusunun sinmiş olduğu yastığa sıkı sıkı sarılıp deli gibi ağlıyordum. Biz bu kadar mutluyken, bu hale nasıl olurda gelmiştik?
Artık bunları düşünmek istemiyordum. Depresyon da olduğum bariz açıktı. Hayır bunu yapamazdım. Yoongi beni onlarca kez aramıştı. Hiç birine cevap verememiştim.
Gözyaşlarımı silerek yatakta doğruldum ve bir anda başıma gelen bu talihsiz olayı düşündüm. Kendimden nefret ediyordum. Yoongi'nin başına gelecek her hangi bir şeyin sebebi olmamak için ondan ayrılmak zorunda kalmıştım. Bu acının tarifi yoktu.
O kadar bitkin, yorgun ve Kötü hissediyordum ki kendimi bir daha, toparlayamayacağımdan emindim.
Kafamı bir yerlere gömüp hiç çıkarmamak, hayatımda gelişen bütün olumsuzluklardan uzak durmak istiyordum.
Sinirle derin bir nefes alarak arkama yaslandım. Bunların üzerinden nasıl gelecektim?
Bunların bir karşılığı olacaktı.
Yoongi'den ayrılmak zorunda kalacaktım evet, ama o adamın yakasından düşmeyecektim.
Zaferle güldüm, bu iş burada bitmeyecekti.

First Love  /  M Y GHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin