Yoongi'den
Eun Hee'nin hastalığı ilerledikçe, nefes almam zorlaşıyor gibi hissediyordum. Onun çektiği acıyı, ben katlarcasına yaşıyordum. Onun canı yandıkça, benim de canım yanıyordu. Hiç bir fark yoktu. Onun çektiği acı, benim acımdı.
Karşımda melek edasında uyurken, kısık nefesleri kulağıma dolaşıyordu.
zorlandığın farkındaydım, acı çektiğinin farkındaydım. Bunu ona belli etmemeye çalışsam da, ondan daha çok üzülüyordum sanki o değil de ben hastaymışım gibiydi.
Geçecekti, tek bildiğim birlikteyken bunun üstesinden geleceğimizdi. Ama bunun ne zaman olacağını, bilmiyordum sadece. Eskisi gibi, gülen yüzünü görmeyi özlemiştim. Son bir haftadır hayattan bağımsız gibiydi. Hiçbir şeyden zevk almadığının, farkındaydım. Hiçbir şey yemiyor, sürekli ağlıyordu. Onu böyle görmek, beni her şeyden çok üzüyordu.***
Sabah, Eun Hee'nin yatağının karşısında ki koltukta uyandığımda, Eun Hee'nin uyanık olduğunu, gün ışığına bakıyor olduğunu görmüştüm.
"Günaydın." dediğimde bana kısa bir bakış attı ve gülümseyerek:"Günaydın" dedi.
"Ne zaman uyandın? Aç mısın? Sıkıldın mı yoksa?" diyerek onu soru yağmuruna tutarken, tek yaptığı gülümsemek olmuştu. Bir sorun var gibi gözüküyordu.
"Eun Hee, sen iyi misin?"
"Aslında bakarsan, hayır." dediğinde korkarak ayağa kalktım ve yanına doğru ilerledim.
"Neyin var bebeğim?" derken yanağını okşamayı da ihmal etmemiştim.
Solgun gözleriyle, bana baktı ve derin bir nefes aldı. Zor konuşuyordu."Yoruldum, Yoongi."
"Neyden?"
"Zorlanıyorum, gerçekten."
"Eun Hee, neyin var?" derken sesim yüksek çıkmıştı, ona bir şey olma ihtimali beni germişti, korkuyordum.
"Yaşamaktan zevk almıyorum, sen olmasan yaşamak için hiç bir sebebim yok inan bana."
"Ama ben varım, ve hep olacağım!"
"Evet sen hep olacaksın, ol da. Ama benim olacağım, ne belli?"
"Eun Hee, şöyle konuşmayı hemen kes!"
Yaptığı konuşmalar, canımı yakmaya başlamıştı. Onun olmama düşüncesi beni öldürüyordu."Sence ne olacak?" diye sorduğunda derin bir nefes aldım.
"Her şey düzelecek, hastalığın geçecek ve biz her zamankinden, daha mutlu olacağız."
"Gerçekten öyle mi olacak?" diye sorduğunda;
"Elbette." dedim ve alnını öptüm. Daha fazla bunları konuşmaya devam edersek, oturup hüngür hüngür ağlayabilirdim.
Kendime sahip çıkmam gerekiyordu. Hele ki Eun Hee'nin karşısında. Onu üzmemek. Onu kırmamak, incitmemek benim en büyük görevlerimdendi.Gülümsedi ve derin bir nefes aldı. Rahatlamış gözüküyordu.
''Bugün ne yapmak istersin?'' dediğimde dudaklarını büzerek düşünüyor gibi yaptı.
''Tekerlekli sandalye ile ne yapılırsa onu.''
''Yemek yemeye gidebiliriz, parka gidebiliriz ve ya seni tekerlekli sandalyen ile eğlenceli bir yolculuğa çıkarabilirim?''
''Son dediğin, çok cazip geliyor.'' dedi ve sırıttı.
***
''Dikkatli olmamız gerek.'' diye mırıldanırken aynı zamanda heyecandan ellerini çırpan minik sevgilime bakıyordum. O kadar masum ve güzeldi ki. Ona hayran kalmamak elde değildi.
''Hadi gidelim!'' dediğinde, gülümsedim ve Eun Hee'nin tekerlekli sandalyesi eşliğinde hastane kapısından çıktım. Önce döndürmeye başladığım tekerlekli sandalyeden sonra, Eun Hee'nin kahakahaları kulağıma doluştu.
''Eğleniyor musun?'' diye bağırdığımda,
''Evet!'' diyerek çığlık atmıştı. Onu az da olsa eğlendirebildiğim için, fazlasıyla mutluydum.
''O zaman, biraz daha eğlenmeliyiz!'' dedim ve hızlıca tekerlekli sandalyeyi koşarak sürmeye başladım. İkimiz de kahkahalar atarken bir kaç kişi arkamızdan bize deliymişiz gibi bakmıştı. Haklı olabilirlerdi. Deli gibi çığlık atarak, koşmaya çalışan beni ve tekerlekli sandalye içinde kahkahalar atan Eun Hee, dışarıdan bakıldığında pekte normal gözükmeyebilirdi. Bu halimize gülümseyerek koşmaya devam ettim. Eun Hee çok hafifti, tek hissettiğim tekerlekli sandalyenin ağırlığı olmuştu.
Sonunda yorulup durduğumda, Eun Hee'ye baktım. Yüzünde büyük bir gülümseme vardı.''Nasıldı?''
''Şahane! Lütfen biraz daha.'' dediğinde derin bir nefes aldım.
''Bugünlük bu kadar tamam mı? Yeterince yorulduk.''
''Yarın için söz ver.'' dediğinde gülümsedim ve ona doğru yaklaştım.
Maskesini çıkarıp, dudaklarını öptüğümde aynı zamanda kulağına:
''Söz.'' diye fısıldamıştım.
***
''Eun Hee, aslında bakarsan tedavilerin son zamanlarda iyi gidiyor.'' Doktor umutla gülümsediğinde, derin bir nefes aldım. Bu uzun zamandır duymaya ihtiyacım olan bir şeydi.
''Gerçekten mi?'' dediğinde Eun Hee'nin de heyecanlanmış olduğunu görmüştüm.
''Evet, gerçekten. Hastane de yatıyor olman bazı şeyleri olumlu etkiledi. Aynı zaman da tekerlekli sandalyen vücudun için fazlasıyla iyi oldu. İlaçlarını da günü gününe aldığından tedavin hakkında kötü bir şey söyleyemem. Ama yine de kontrolü elden bırakmayacağız.''
''Çok teşekkürler.'' dediğimde doktor gülümseyerek odadan ayrılmıştı.
Eun Hee'ye göz kırptığımda, kollarını bana açtığını gördüm. Yanına ilerlediğimde küçük kolları boynumu sarmıştı. Bu haraketi üzerine gülümsedim. Ve ona daha çok sokuldum. Bende başımı boynuna gömerken, kokusunu içime çekmeyi de ihmal etmemiştim.
''Seni seviyorum, Min Yoongi. Hemde çok.''
''Senin beni sevdiğini hissettiğim andan beri, bende seni seviyorum. Kim Eun Hee.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
First Love / M Y G
Fanfiction-yoongι ve eυn нee вιrвιrlerιnιn, ѕonѕυzlυğυ olмυşтυ- ❤❄ "Hayatıma bu kadar kısa sürede girip, bütün ruhumu nasıl ele geçirebildi?"