58

792 61 16
                                    

Yoongi'den
Eun Hee'nin hiçbir aramama, cevap vermemesi beni deli etmişti. Attığım mesajlara görüldü bile atmıyordu.
Bu kız beni, katil etmek istiyordu.
Derin bir nefes aldım, konsere bile odaklanamıyordum. Konser tam da şu an başlayacaktı ve ben kendimi hiç hazır hissetmiyordum.
Ellerimi saçlarımın arasından geçirirken bir görevlinin beni çağırması ile yerinden kalkıp, sahneye doğru adımlarımı attım.
Hadi, bitirelim şu işi!

Eun Hee'den
Bir kaç gün sonra, az da olsa toparlamıştım. Gözlerimin, sürekli yanmasını saymazsak her şey güzeldi.
Kendime gelmeye başlıyordum.
Yoongi'nin konser görüntülerini izlerken boğazıma bir yumru oturmuştu. Yüzü düşüktü, sebebi neydi? Bunu bile soramıyordum. Gerçekten ne hale gelmiştik, biz?
Derin bir nefes aldım ve sonunda evden çıkıp hastaneye doğru yürümeye başladım. Hastalığımdan bile ağır gelmişti bu yaşananlar. Doktora gidecek gücü, ancak şimdi kendimde buluyordum.

Hastanenin içine girdiğimde doktorun odasının boş olması ile hızlıca işlerimi halledip gitmiştim.
Doktor her şeyin yolunda olduğunu fakat ilaçlarımı almayı ihmal ettiğimi söylemişti. Saçlarımın daha fazla dökülmemesi için, o ilaçları elime bile almak istemiyordum ki.
Bir taksiye atlayıp eve doğru ilerledim.
Taksiciye parasını verip, arabadan indikten sonra derin bir nefes aldım. Hala Yoongi'nin evinde kalıyordum.
Bir an önce de buradan gitmem gerekiyordu.
Evin içine girdim ve elime aldığım bavul ile tüm eşyalarımı tıkmaya başladım. Bu o kadar uzun sürmüştü ki, bana bir bavul bile yetmemişti. Resmen burası artık benimde evim sayılıyordu, bir gün buradan bu şekilde gideceğimi hiç düşünmediğimden fazlasıyla rahat bir şekilde, yayılmıştım.
Evden iki bavul eşliğinde çıkmadan önce: Yoongi'nin kokusunun sinmiş olduğu yastığa sıkı sıkı kenetlenmiş halde duruyordum. Göz yaşlarım, daha fazla duramamıştı. Sanırım bu yastığı yanıma alacaktım. Evet, kesinlikle öyle olacaktı.
Yastıkla birlikte yatak odasında çıkarken, odaya son bir kez daha göz gezdirdim.
Burada Yoongi ile beraber uyuduğum anlar, gözümün önüne gelince, tekrar ağlamamak için başımı yukarı doğru kaldırıp göz yaşlarımı durdurmaya çalıştım.

Evden çıktım ve anılarımızı bir kenara bırakmaya çalışarak, yürümeye başladım.
Bir taksi çevirip içeri yerleştim ve eski evimin adresini verdim.
Yoongi'nin beni çekip çıkardığı cehenneme, geri dönüyordum.
-
Burası gerçekten değişmişti, her şeyiyle. Buraya tekrar geleceğimi asla tahmin etmezdim. Asla.
Yoongi'den ayrılmak zorunda kalıp, bu cehenneme tekrar dönmek zorunda kalmak bana eski hayatımdan başka bir şey hatırlatmıyordu.
Zaten Yoongi'yi bırakmam, eski hayatıma geri dönmek demekti.
Mutsuzluk içinde yaşamaya, devam etmek.
Dairemin önüne geldiğimde derin bir nefes aldım. Neredeyse 2 yıl olmuştu, bu 2 yıl içerisinde sadece bir kaç kez Yoongi ile evin halini görmeye gelmiştik. Şimdi ise kendi başımaydım. Kimsesiz.
Evin içine girdim ve derin bir nefes aldım o kadar kötü hissediyorum ki, canım hiçbir şey yapmak istemiyordu.
Bavulları, bir kenara fırlatıp yatak odama koştum.
Kendimi yatağa attım, ve daha fazla tutamayacağımı düşündüğüm gözyaşlarımı serbest bıraktım.
Gerçekten çok kötüydüm, artık bunların bir telafisi olmayacaktı. Yoongi'de benden nefret edecekti. En kötüsü de ayrılma sebebimin ne olduğunu bilmeyecek olmasıydı.
Ağlamaya devam ederken telefonum çalmaya başladı, arayan kişinin kim olduğunu çok iyi biliyordum. Başımı kaldırıp telefona baktığımda, tahminlerimde yanılmadığımı görmüştüm. Arayan oydu, Min Yoongi.
Açamazdım. Buna bir kere daha lanet edip, telefonu meşgule aldım.
Ağlamam daha çok, şiddetlenmişti. Nefes alamıyordum hatta. Ellerim titriyor, gözlerim kararıyordu. Tam bu sırada kulağıma gelen bildirim sesiyle gözlerimi ekrana çevirdim.
Yoongi. Lütfen bunu yapma.

MYG: Eun Hee, korkuyorum bir sorun mu var? Bir şey mi oldu? Bak yerimde duramıyorum. Konser bitti, çocuklar biraz daha tatil için burada kalacaklar. Yarın sabah uçağı ile dönüyorum. Öğlen orada olacağım.

First Love  /  M Y GHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin