BP- 38

3.9K 154 4
                                    

Y/N: Yeniden merhaba, İrem yaşadığı sıkıntıları sanki ruhumun en ücra köşelerinde ben yaşıyormuşum gibi canım yanıyor. Bölümün sonunda hissettiği acıyı birebir yaşadığım içindir belkide. Herkese iyi okumalar...

Playist: Model- Sarı Kurdeleler


Sabaha karşı kendimi kuma bıraktığımda kıkırdadım. Kumların üzerinde oturmuş yarı sarhoş Ömer'e baktım. Kendi etrafımda dönerek kendimi kuma bırakmıştım. Deli falan değildim, sadece biraz alkol sınırını aşmıştım. Gerçekten de kendimi kaybedecek kadar içmiştim. Kumun üzerine yattığımda gözlerimi kızıl gökyüzüne çevirdim. Yeni doğmakta olan güneşin habercisi olan kuşlar etrafta uçuşuyorlardı. küçük, minik bir gülümse dudaklarımdan geçti. Uykum vardı ama uyumak istemiyordum, başımı sola çevirdiğimde tek kolunun üzerine yatan Ömer'e baktım. Gözlerini uzak bir noktaya çevirmişti, kaşları çatılmış bir şekilde bakıyordu. Son derece masum olan yüzünü okşamamak için kendimi zor tuttum. Bundan hoşlanmıyordu, ona merhamet etmemi istemiyordu. Aslında merhamete son derece muhtaç biri olarak ona yardım etmek istiyordum.

Saat öğlene doğru kim daha fazla içecek yarışı yapmaya başladık. Arabada geçen gergin konuşmamızdan sonra bu iyi gelmişti. Boğazımın yanmasına aldırmadan içmeye başladım ve bir süre sonra midemin bulanmasıyla bırakmak zorunda kalmıştım. Kazanan tabii ki de Ömer'di. Eliyle ağzını silerek bana sırttı.

"Ben kazandım!" dediğinde zaferle bana bakıyordu. Eğer hep böyle gülecekse ben her seferinde yenilebilirdim.

"Evet, bir daha ki sefere ben kazanacağım," dedim. Kıkırdadı ve burnumu sıkarak başını iki yana salladı.

"Güzelim ben varken sen asla beni geçemezsin," dedi.

Omzumu silktim, Ömer'le uğraşmak bana zevk veriyordu. Ceketini sandalyeden alarak, cebinden para çıkartıp masaya attı ve elimi kavrayarak dışarı sürüklemeye başladı. Bana sormamıştı ya da kalkacağımıza aniden karar vermişti. Onu anlamakta zorlanıyordum ama bu hallerine alışmıştım.

"Daha geleli yeni oldu, nereye gidiyoruz," diyerek isyanla Ömer'e baktım. Eli hala küçük avucumu sıkıca kavramıştı. Bana cevap vermeden yürümeye devam etti. Arabasını geçtiğimizde şaşkınlıkla Ömer'e baktım. Bu kadar kasmamam gerektiğini düşünerek kendimi bıraktım. Sanki bulutların üzerinde yürüyormuşum gibi hissediyordum ve yürümekte az da olsa zorluk çekiyordum.

Biraz geride kalarak olduğum yerde dans etmeye başladım. Ömer elimi biraz daha sıkı tutarak bana baktı. Gözlerinde gördüğüm sinir beni yine kıpırdatmıştı. Onu umursamadan dans etmeye ve oraya buraya çarpmaya devam ettim.

"İrem iyi misin, düzgün yürü yoksa bacaklarını kopartacağım şimdi!" dediğinde yüzümde yayılan gülümsemeye aldırmadan ellerinden kurtuldum ve sokağın ortasında dönmeye başladım. Hem dönüyor hem dans etmeye çalışıyordum.

Beni sıkıca kavradığında ona zorda olsa tutunmayı başardım ve gözlerimi sımsıkı kapattım. Midemdeki safra yukarı doğru çıkmaya başladığında yere eğilerek kustum. Bu iğrenç bir şeydi. "Sana yapma demiştim," Ömer'in sesi sinirli geliyordu. Saçlarımı geriye atarak cebinden peçete çıkardı. Ağzımı silerek kollarımı tuttu. Bütün gücümü ona vererek yürümeye başladım.

Sadece dans etmek istemiştim.

Bir apartmanın içine girerek zillere doğru gittim ve hepsine basmaya başladım. Kıkırdayarak tekrar Ömer'e doğru koştum. Bana inanamayarak baktı. "Neden böyle şeyler yapıyorsun?" dediğinde elinden hızla tutarak koşmaya başladım.

"Koş! Yakalanacağız," dedim. Sesimde heyecan kıpırtısı vardı.

Benimle beraber koşmaya başladığında balkona birilerinin çıktığını ve arkamızdan bağırdıklarını duydum. Kahkaha atarak uzun süre koştuk. Bir süre sonra soluklanmak için durduğumuzda sırtımı duvara dayadım ve nefesimi düzene sokmaya çalıştım.

Buz ParçalarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin