BP- 14

5.7K 248 22
                                    

Y/N: Anlatımım sıkıcı mı? Her bölüm yayınladıktan sonra tekrar tekrar okuyarak saçmaladığımı düşünüyorum. Kaç kişinin okuduğunu göremiyorum çünkü bunlar hala eski bölümler. Eskisine göre çok daha iyi ama bilmiyorum. En azından kısa bir yorum yapsanız.
İyi okumalar.
Multimedia: Bölümün sonuna doğru daha çok uygun.
Playist: Skylar Grey- Winter in me.

Canım yanıyordu, resme büyük bir kinle baktım. Kız çok güzeldi; kısa kumral saçları vardı, gözleri elaydı. Kameraya çocuksu bir gülümsemeyle bakmıştı. Bu muydu Ecrin? Kavga sebepleri bu kız mıydı?

O anda odanın kapısı açıldı ve elimdeki çerçeveyi yere düşürdüm. Gelen Ömer'di, bana kızgınlıkla baktı ve koşarak yanıma geldi. Yerdeki çerçeveyi alarak cam kırıklıklarına baktı.

"Sen, sen burada ne halt yiyorsun?İnsanların özel eşyaları karıştırılmaz. Annen öğretmedi mi? Doğru ya annen yok senin."

Hızla yanımdan uzaklaştı ve koltuğa oturarak resme bakmaya başladı. Söylediği şey ağırdı, gözlerim çoktan dolmuştu. Kızgındı ve haklı sayılabilecek sebepleri olmalıydı. Ayağa kalkıp karşısına oturdum. Hala resme bakıyordu.

Ona tepki göstermedim, çünkü haklıydı . Annem yoktu ve ben öğrenilmesi gereken hiçbir şey ondan öğrenememiştim. En ihtiyaç duyduğum zaman ölmüştü.

"Sarp ona bir şey mi yaptı?" Söylediğimi duymamış gibiydi, daha fazla üzerine gitmemek için bir süre sustum.

"Evet, hala onu esir aldı. Bir yıldır ne yüzünü görebiliyorum ne de sesini diyebiliyorum. Ne halde olduğunu bilmiyorum. Seni kaçırdığını duyunca telaşlandım ve seni kurtarmak için her şey yapabilirdim. Ecrin'i de kurtarmaya çalıştım ama yapamadım." Sesi fazlasıyla ifadesiz ve durgundu.

Söylediklerini daha sindiremeden gözlerinin dolduğunu gördüm. Ömer karşımda ağlıyordu. Biri karşımda ağlıyordu ve ben sadece seyrediyordum. Ayağa kalktım ve geri tekrar oturdum. Teselli mi vermeliyim ya da onun yanında olduğumdan mı bahsetmeliydim? Ne yapıcığımı bilmiyordum.

Kararsız bir şekilde ayağa kalktım ve yanına giderek elini tuttum. "Her şey için çok üzgünüm." Aniden ona sarılarak güç vermek istedim. Bir süre sarılı kaldık. Ömer bu sefer sesli ağlamaya başlamıştı.

Ayağa kalkarak cama yaklaştı, yanaklarını siliyordu. Yanımda ağladığı için huzursuzca kıpırdandım, sanki hiçbir şey olmamış gibi davranabilirdim.

"Peki yaşıyor mu?" Bir yıldır kayıp olduğuna göre ölmüş olabilir miydi? Kim bilir Sarp ona ne yapıyordu?

"Bilmiyorum. Belki çoktan öldü ama Sarp beni oyalıyor. Onu öldürmek istiyorum!"

Sarp'a olan sinirim daha fazla artmıştı. "Bunu sana neden yapıyor Ömer? Nasıl bir sorun var sizin aranızda?"

"Bilmiyorum, biz onunla çocukluk arkadaşız. Birbirimizi çok severdik ta ki dört yıl öncesine kadar, birden bana karşı düşman oldu. Ben beraber oynadığımız çocukluğumuzu özlüyorum."

Ömer'in bir zamanlar çocuk olduğu düşüncesi gülümsetmişti, masum bir çocuk. Ona bakarak çocukluğunu hayal ettim. Ortalar da koşan ve yaramazlık yapan bir adet Ömer. Bana bakarak kaşlarını çattı. Gülmenin sırası değildi bunu biliyordum. Gülümsememi yüzümden silmeye çalıştım.

"Sen neden buraya geldin?"

"Sarp bugün benimle konuşmak istedi." Ömer yüzünden belli belirsiz bir öfke geçti. "Senin olan her şeyi almak istediğinden bahsetti."

"Onunla konuşmanı istemiyorum." Birden ciddileşerek yanıma geldi.

"Bende konuşmak istemiyorum. Rahatsız ediyor ama beni her seferinde bulmayı başarıyor. Nereye gittiğimi biliyor gibi."
Birinin beni izlemesi alışık olmadığım bir durumdu. Düşünür gibi bana baktı.

Buz ParçalarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin