BP- 31

4.1K 172 0
                                    

İyi okumalar!

Playist: Angus & Julia Stone - Lonely Hands

Multimedia: Bela Sokaı için bir çalışma var.


Gecenin aydınlığa bıraktığı bu günde acının biraz daha yayıldığını duyumsadım, artık alışmıştım ya da alıştığımı düşünerek kendimi avutuyordum. Bir insan kolaylıkla kendini kandırabilir, eğer beynine neyi söylersen karşılığında onu alırsın.

Kendimi bir nevi avutuyordum.

Bu korkunç bir şeydi, olmamış bir şeyi zihnimde olmuş gibi canlandırmam...

Sigaranın yavaş yavaş alev alıp sönüşüne bak. O sahte alevde beni hisset. Kendi kendini yok eden alev parçası. Her bir külünde ayrı izim var. Her nefes çekişinde acı çığlıklarım yankılanıyor. Acı ve yardım dolu çığlıklar. Bir an yer çekiminin azaldığını hissederek havada birkaç saniye asılı kaldım. Her şey tekrar eski haline geldiğinde kulaklarım uğulduyordu.
O sigaranın alevinde sadece yalanlar değil; gerçekler, yaşam ve hayaller de yanıyor. İçine çektiğin her bir nefeste daha fazla boğuluyor ve kayboluyorum.
Uzattığım sahipsiz ve yardım bekleyen elimi sebepsizce havada tutuyorum. Birilerinin elimden tutmasını ve kurtarmasını bekliyormuş gibi.
Söylenen ve bilinmeyen gerçeklere rağmen beni yargılayan onca insanın arasında yer almak, tuhaf. Bir şey bildiklerini zanneden ama bilmeyen binlerce aptal. İçimde kopan onca fırtına da yüzlerce,binlerce gemi alabora olmuşken yakmaya, yıkmaya devam ediyorum.

Neden?

Nedenini henüz bende bilmiyorum. Her gün kendime sorduğum henüz cevabını alabilmiş olmadığım soru.
Etrafımda bir tur dönerek çevreme bakındım.
Hala ayakta durmaya çalışıyordum, ne uğruna savaştığımı bilmeden.

Dipsiz bir kuyudayım şimdide , boğulduğum ama bir türlü kurtulamadığım, yardım çığlıklarımın yankılandığı boş kuyunun duvarları. Endişeli ve kaygılı bir şekilde etrafıma bakınıyorum. Yukarı çıkabilmenin ve buradan kurtulmanın bir yolu olmalı. Yukarıdan bana bakan ve benimle eğlenen insanlar var. Bana söylenen sözleri duyduğumda nefretle tutunduğum duvarı bıraktım. Elimde kan lekeleri gördüğümde bir süre bakındım. Bulaşan kanda öfkemi fark ettim.

Sevmediğim insanların, geçmişimin ve benim kanım bulaşmıştı ellerime.

O dipsiz kuyudan hiçbir zaman kurtulamayacaktım.

Beni kimse kurtarmaya kimse gelmeyecekti.


Gökyüzündeki milyarlarca yıldızdan biriyim şimdi de. En küçüğü, en sönüğü ve en yalnızı.

Ölen her ruhun gökyüzüne yükselerek yıldız olduğuna inanıyordum. İnsanların birbirleri ile olan saçma yarışları uzaktan komik gözüküyor. İnsan, aciz bir varlık. Kendini her zaman üstün görüyor, ölümsüz görüyor ve yenilmez görüyordu. Bir gün ölerek ruhumun yıldızlara ulaşmasını diledim. Eğer yıldız olmayı hak edecek biriysem.

Bulutlar ve her zaman kıskandığım kuşları buradan daha rahat izleyebiliyorum.

Kendimi daha hafif hissediyorum.

Dünya'da yaşamak istemiyorum artık, o kirli zihinler arasında kendimi unutulmuş gibi hissesiyorum. Kıraç'ın bana yaptığı şeyi adlandıramıyorum bile, nedenini bile düşünemiyordum. Ona hiçbir şey yapmamıştım. Hatta Ömer yokken ona güvenmiştim.

"İrem böyle bir şeyi yapacağını kimse bilemezdi."

Daldığım düşüncelerden sıyrılarak Pınar'a baktım. Kafamı sallayarak onu onayladım. Sabahtan beri ikimizde nedenini düşünüyorduk.

Buz ParçalarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin