Y/N: Bölümleri her gün paylaşmaya çalışıcağım. Ilginiz için teşekkür ederim.
Multimedia: Ömer var ama aklımda ki tam görüntüsü bu değil. Ben Ömer'i mavi gözlü olarak hayal ediyorum ama en uygunu buydu. En iyisini seçmeye çalıştım.
Playist: Lana Del Rey -UltraviolenceBir bar sandalyesine oturarak içki sipariş verdi. Etrafı incelerken gözlerimiz buluştuğunda hemen gözlerini kaçırdı. Ona bakmamaya çalışarak gözlerimi tekrar çevreye çevirdim. Saat daha erken olmasına rağmen sarhoş olanlar vardı. Onlara inanamayan gözlerle baktım. İçerisi gerçekten de iğrenç kokuyordu. Midem bulanıyordu ve burada daha fazla kalamazdım. Saate baktığım da okul çıkış saatine yaklaştığını fark ettim.
"Artık gitmem gerekiyor." Biraz sıkılmıştım ve eve geç kalıp Şenay'ı kızdırmak istemiyordum. Cebinden para çıkararak masaya fırlattı ve ayağa kalkarak çıkışa doğru yürüdü. Yapış yapış bedenlerin arasından bende çıkışa doğru yürümeye çalışıyordum. Ömer'i görenler kenara çekiyor ve selam veriyorlardı.
Son yazan tabelanın önüne tekrar geri geldik. Ortalıklarda arabası yoktu. Burası bildiğim bir yer değildi ve kaçırılmaktan gerçekten çok korkuyordum. Biri kolumdan tuttuğunda çığlığımı engelleyememiştim. Ömer daha fazla kolumu sıkarak "Ne yapıyorsun sen?"
"Hiçbir şey." Ne demek istediğini anlamamıştım ama beni zorla arkama çevirdiğin de bize bakan bir sürü kişiyle karşılaştım ve hemen önüme dönerek arabaya bindim. Ömer gülerek yanıma oturduğunda başım hala cama dönüktü.
"Ne oldu birden?" Neden güldüğünü anlamıyordum.
"Ne olucak o iğrenç insanlara senin yüzünden rezil oldum. Neyse sonuçta o iğrenç yere bir daha gitmeyeceğim." Kendimi rahatlatma yöntemim buydu. Eğer bir yerde rezil olursam orada ki insanları bir daha görmeyeceğini söyler ve umursamamaya çalışırdım. İşe yarıyor mu? Sanırım yarıyor gibi.
"Hiç sanmıyorum güzelim, oraya bir daha geleceksin. Nereye götüreyim seni?"
Oraya gideceğimi hiç sanmıyordum vs kendinden bu kadar emin olması beni sinirlendiriyordu. Ev adresimi verdikten sonra nasıl bir yanlış yaptığımı fark ettim. Biraz önce hiç tanımadığım birine ev adresimi vermiştim. Dalgınlığıma gelmiş olmalı ki ben kimseye ev adresini ya da özel bilgilerimi vermezdim. Korkuyla yutkundum. O kötü biri olabilirdi ki bana kötü yönlerini birazda olsa göstermişti. Korktuğumu ona belli edemezdim. Yerimde sakin bir şekilde oturmaya çalışıyordum. Sanki uzun bir yol koşmuşum gibi nefes alış verişim hızlanmıştı. Ömer sadece bir kere bana bakmıştı ve önüne dönmüştü. Şuan en son isteyeceğim şeyin direksiyon hakimiyetini kaybetmesiydi.
On dakika sonra araba durduğunda başıma bir şey gelmediği için şükrettim ve arabadan inmek için kapıyı açmaya çalıştım ama açılmıyordu. Kilitliydi. Korkuyla Ömer'e döndüm. Bana kocaman sırıtıyordu.
"Seni buraya kadar getirdim ve bana bir şey borçlu değil misin?"
Ona hala korkuyla bakıyordum. Yüzünde ki sırıtış daha fazla arttığında daha çok gerilmiştim.
"Tamam seni daha fazla korkutmayacağım, teşekkür etmen yeterli."
Gözlerim istemsiz bir şekilde kocaman açılmıştı. Burada kalp krizi geçirecektim ve o beni daha fazla korkutmuştu. "Teşekkür ederim." Sinirli bir şekilde arabadan indim ve sertçe kapıyı kapattım. Kapı kapanır kapanmaz son gaz gitti. Bir süre olduğum yerde durdum. Bugünkü olanlar rüya olup olmadığını düşündüm ama gerçekti.
Onu bir daha görmeyeceğini düşünerek eve girdim. Daha önce gitmediğim bir yere gitmiştim. Orada daha önce görmediğim bir sürü insan vardı. Ömer beni gerçekten korkutmuştu ama şuan sapa sağlam eve gelebilmiştim.
Aysel teyze gülümseyerek kapıyı açtı ve içeriye sessizce girmeye çalıştım. O anda Melis merdivenlerden iniyordu ve yukarıya doğru bağırarak "Anne ezik İrem geldi." Gözlerimi devirerek odama gitmeye çalıştım ama Şenay koşarak merdivenlerden inmeye bir yandan da adımı bağırmaya başlamıştı. Gözlerimi devirerek olduğum yerde durdum ve bana doğru gelişini seyrettim.
"Neden her zamanki saatte gelmedin eve? Neredeydin bu saate kadar?" Ellerini beline koymuş bana sorgulayıcı bir ifadeyle bakıyordu.
"Ya alt tarafı yarım saat geç kaldım. Melis her gün gece eve gelirken ona bir şey demiyorsun. Önce kendi kızında ilgilen. Benimle değil." Dediğim an yanağıma sert bir tokat yediğim de başım sağa doğru dönmüştü. Vurulan yere doğru bir karıncalanma oldu. Gözlerim çoktan dolmuştu.
"Annenle böyle konuşamazsın."
"Sen benim annem değilsin! Anlamıyor musun? Bana karışamazsın! Ben senin kızın değilim." Koşarak odama girdim ve kapıyı sert bir şekilde kapatarak kitledim.
"Bu akşam yemek yok sana." Şenay kapıdan bağırarak gitti. Çantamı kenara fırlatarak sırtımı duvara dayıyarak yere oturdum. Gözlerimde ki yaşlar istemeden de olsa akıyordu ve ben durduramıyordum.
Bana annem bir kere bile vurmamıştı ama bu Şenay kendini annem sanıyordu. O benim annem değildi! Olamazdı da.
Kapım tıklatıldığında ayağa kalktım. Şenay zorla odama girmek isteyebilirdi ve benim ağladığımı görsün istemiyordum.
"İrem orada mısın? Benim."
Pınar'ın geldiğini duyunca koşarak kapıya gittim ve kilidi çevirerek içeriye aldım ve tekrar kilitledim.
"Yine ne yaptı o sana?"
Kapıyı kilitleyerek dolabımı açtım. Okul kıyafetlerinden kurtulmam gerekiyordu."İrem cevap versene." Eliyle yüzümü çevirdiğinde gözleri şaşkınlıkla büyüdü. "Yüzüne ne oldu?"
"Bir şey olmadı, boşver." Ellerinden kurtularak dolabından rahat bir şeyler çıkararak tuvaletime geçtim. Pınar yine konuşmaya başlamıştı ve görünüyor ki susmayacakta. Tuvaletten çıktığımda Pınar tam kapının önünde beni bekliyordu.
"Bir şey olmadı, Şenay yine..." Cümlemi tamamlayamadan göz yaşlarım yanaklarımı ıslatarak düştü. Pınar bana sıkıca sarılarak saçlarımı okşamaya başladı.
"Ben yanındayım. Sana bir daha vurmasına izin verme."
Kafamı sallayarak, yanağımda ki yaşları sildim. "Yemek yememe cezası verdi." Buna alışıktım. Eğer ona karşı gelirsem bana bu tür cezalar verirdi. Babama anlatmaya çalıştım ama Şenay her seferinde babamı kandırdı.
"Ben dışarı çıkıp bir şeyler alıp getireyim." Diyen Pınar'ı durdurdum. "Şenay görebilir ve o zaman senin buraya gelmeni de yasaklar."
Pınar sandalyeye bende yatağa oturdum. On dakika sonra Aysel teyze kapıyı tıklattı. Sessiz olmaya dikkat ederek yemek bulunan kapları aldık. Beni her zaman düşünürdü.
Pınar'a Ömer'den bahsedeceğim uygun bir zaman olmadı. Bir süre daha durduktan sonra gitti. Her ne kadar kavga etsek de o benim arkadaşımdı ve onu her şeyden çok seviyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buz Parçaları
Genç KurguMutlu Olmayı Hak Etmeyenlerin Hikayesi Buz Parçaları Serisi- I 2014 Kapak Yapımı: @GlbayramON