BP- 50

2.4K 101 19
                                    

Gözlerim aralandığında Ömer'in gözleriyle göz göze geldim ve rüyada olduğumu zannedip gözlerimi geri kapattım. Birçok değişik şey görmüştüm ve uyanıp uyanmadığımı bilmiyordum. "İrem?" Ömer'in sesini duyduğumda günlerce bu sese hasret kaldığımı fark ettim. "Aç gözlerini bebeğim, ben buradayım," dediğinde yanağımdan aşağıya bir yaş süzüldü.

"Gerçek değilsin," sesim çatallı çıkıyordu.

Elimi kavradığında acıyla yüzümü buruşturdum. "Gerçeğim, hadi güzelim aç gözlerini," sesi ısrarcı ama yumuşaktı.

"Rüya olmasından korkuyorum," sesim titrediğinde boğazımı temizledim.

"Hayır, rüya değil. Seni bir daha asla bırakmayacağım. Yanında olamadığım için özür dilerim. Seni bıraktığım için özür dilerim," sesi acı çekiyor gibiydi ve ilk defa benden özür diliyordu. Benden. Gittiği için hemde.

Gözlerimi araladığımda göze göze geldik ve elimi daha sıkı tuttu. Ağlamaya başladığımda hiçbir şey demeden usul usul ellerimi okşadı. "Bir daha gitmeni istemiyorum Ömer, lütfen beni bir daha yalnız bırakma. Lütfen," sesim fısıltı halinde çıkıyordu. Nefes alışverişi hızlandığında kaşları çatıldı.

"Asla! Asla bir daha seni bırakmayacağım," dedi.

Ömer İrem'in acı çektiğini gördüğü o an kalbi titredi ve sessiz bir yemin etti. Bir daha asla İrem'i bırakmayacaktı. Onu zarar veren her şeyden uzak tutacaktı.

"Niye kendini bu kadar yıpratıyorsun? Sinir krizi geçirmişsin ve doktor kararlı seni çıkarmak istemiyor," dedi.

Daha fazla ağlamaya başladım. "Babam beni düşünmemiş, öz kızını düşünmemiş Ömer. Vasiyeti bütün mal varlığını Şenay'a bırakmış. Ne yapacağım şimdi ben?"

"Senin yanında artık ben varım, düşünme bunları," elimi tutan eli biraz gevşediğinde elimi hızlıca elinden çektim.

"Hala Ecrin'i seviyorsun Ömer! Onu seviyorsun. Bu, bu önemsenmeyecek bir şey değil. Artık hiçbir şey istemiyorum. Yaşamak istemiyorum."

Kaşlarını çatarak bana baktı ve sandalyeyi gıcırdatarak geri çekip ayağa kalktı, saçlarını dağıtarak cama doğru ilerledi. "Bak Ecrin'i eskiden sevdiğimi sanıyordum çünkü babam bana küçük bir yaşta omuzlarıma çok fazla yük yükledi, hiçbir şey bilmiyordum ve Ecrin'in her defasında yanımda oldu. Bizimkisi artık alışkanlık haline gelmişti. Sarp beni sırtımdan bıçakladığında ve onu kaybettiğim de hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını düşündüm ama," duraklayarak bana döndü, "ama her şey bir süre sonra eski haline döndü ve onu sevmediğimin farkına vardım," dedi.

Yüzüne boş boş bakıyordum. "O gün niye sessiz kaldın?"

"Çünkü o zaman ne hissettiğimi kendime hiç sormamıştım."

"Peki sordun mu?" Cevabını deli gibi merak ediyordum.

"Evet, sordum."

Duraklayarak Ömer'e baktım. Onu fazlasıyla özlemiştim. Ne ara bu kadar bağlandığımı bilmiyordum ama bana iyi hissettiriyordu. Onca şeye rağmen ona sığınıyordum. Kendimi onun yanında güvende hissediyordum. "Ne hissediyormuşsun peki?"

"Ecrin'i sevmiyorum sadece onun için endişeleniyorum. Çok güzel anılarım oldu bunu inkar edemem ama onu sevmediğim kanısına vardım," dedi.

Oluşan rahatlamayla kaslarım gevşedi. Üzerimde bir yorgunluk vardı. Kendimi hala kimsesiz gibi hissediyordum.

"Avukatıma haber verdim, mirası araştıracak," dediğinde bakışlarımı kaçırdım. Omzumu silkerek, "önemi yok, babamın bana bir şey bırakmaması zaten normal bir şey."

"O adam için asla üzülme. Eğer hayatta olsaydı onu kendi ellerimle ben öksürmüşüm," sesi sinirli çıkmıştı.

Odaya bir doktor girdiğinde Ömer cam kenarından yatağımın yanına geldi ve anında ciddi bir tavır takındı. "Ne zaman çıkabilir?"

"Ömer Bey, İrem Hanım zor bir süreçten geçiyor o yüzden bir süre daha hastanede tutma kararı aldık. Daha öncede iyileşmek için yatırılmış ama sizin zorunuzla çıkarılmış şimdi kaldığı yerden devam etsin."

Ömer ellerini yumruk yapmış bir şekilde doktora bakıyordu. "Hastanede kalmayacak, onu çıkartıyorum," dedi.

Doktor kararlı bir şekilde bakıyordu. "Ömer Bey lütfen zorluk çıkarmayın, bu İrem Hanım'ın iyiliği için," dedi.

Ömer direkt bakışlarını bana çevirdi. Belki kısa süreliğine uzaklaşmak için iyi olabilirdi. Belki iyi olabilirdim. Yaralar kapanmayacaktı, acılarım geçmeyecekti, hemde hiçbir zaman ama soğuyabilirdi.

"Ömer..." Beni dinlemeden, doğruca doktora bakıyordu.

"Onu burada bırakmayacağım ne olursa olsun," sinirle doktora bakmaya devam ediyordu.

"Ömer Bey, size birkaç saat veriyorum düşünmeniz için, diyerek doktor odadan çıktı. Ömer nefesini dışarı üfleyerek odada tur atmaya başladı.

"Ömer burada kalmak istiyorum," keskin gözleri bana çevrildiğinde gözlerimi kaçırdım. Gözleri yoğun bakıyordu.

"Bu mümkün değil İrem."

"Belki iyi olabilirim," yattığım yerden doğruldum.

"Benim yanımda da iyi olabilirsin."

"Ömer anlamıyorsun, bir şeylerden kaçmak istiyorum. Yoruldum artık. Yıprandım. Farkında değil misin?"

Saçlarını çekiştirerek, odada tur atmaya devam etti ve aniden yumruğunu duvara geçirdiğinde şaşkınlıkla bakakaldım. "Lanet olsun! Her şey benim yüzümden oldu, kahretsin!" Bir kez daha duvara yumruk attığında kaşlarım çatıldı.

"Ne saçmalıyorsun?! Senin suçun değil."

"O zaman neden buradasın? Neden bu haldesin? Benim suçum."

"Hayır, değil." Ne diyeceğimi bilmiyordum.

Hızla yanıma gelerek ellerimi kavradı. "İrem ne olur burada kalma. Gel bak, her şey daha güzel olacak," dediğinde şaşkınlığım daha fazla arttı. Ömer'i bugün ilk defa böyle görüyordum.

"Kafamı toparlamak istiyorum Ömer, her şeyden artık kurtulmak istiyorum. Burada kalacağım," dediğimde sinirle ayağa kalktı ve sonra eline geleni fırlatmaya başladı.

"Lanet olsun! Seni koruyamadım, yanında olamadım. Lanet olsun!" Duvara tekrar yumruk atmaya başladığında korkuyla ayağa kalktım.

"Ömer sakin ol! Yapma."

İçeri beş, altı tane güvenlikçi girdiğin de Ömer'i tuttular. Kurulmak için direndi ama çok fazla kişi oldukları için dışarı çıkartılmıştı. Ağlamaya başladım. Bir hemşire tekrar sinir krizi geçirmemem için elinde şırıngayla bana doğru yaklaştı.

"Ömer'i nereye götürdüler?"

"Sakin olun İrem Hanım, her şey geçecek," koluma bir şırınga sapladığın da o anki hissettiğim acıyla yüzümü buruşturdum. Gevşemeye başladığımda aklımda sadece Ömer vardı.

Sadece kafamı toplamak istiyordum, olaylardan uzak kalmam daha iyi olabilirdi.

Buz ParçalarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin