9.Bölüm: "Ziyaret"

3.6K 282 254
                                    

*

" Ondan bana kalan tek güzel şeyi de kaybetmiştim. "

*

9.Bölüm:Ziyaret

Maral dolu gözlerle karşımda duruyordu. Bu saatte neden gelmiş olabilirdi ki? Şaşkınlığımı belli ederek "Maral?" dedim.

"Bu saatte rahatsız ettiğim için özür dilerim ama buraya gelme sebebim benim için gerçekten çok önemli." dedi titreyen sesiyle. Bu eve gelmek için önemli bir sebep mi?

"Neden geldin?" dedim onun aksine net bir sesle.

"Benim için çok değerli olan bir şeyi kaybettim ve burada olduğunu düşünüyorum. Rahatsız etmeyi hiç istemezdim ama evi aramam lazım."

"Evi mi arayacaksın?"

"Evet." dedi direkt.

Bana bile sormadan evimi aramaya kalkıyordu. Ama onun için değerli olduğunu söyledi. "Tamam ama çok uzun sürmezse iyi olur."

"Çok teşekkür ederim." dedi ve beni kenara itip eve girdi. Benim evimde beni itiyordu. Hem de pis elleriyle.

Bu pijama takımını bir daha asla giymeyeceğim!

Maral önce salona geldi. Koltukların üzerindeki yastıkları yere atıp aramaya başladı. "Ne arıyorsun?" dedim o diğer koltuğa geçmişken. Bir saniyeliğine bana baktı. "Kolyemi."

Kolye mi arıyordu yani? Gecenin bu vaktinde kolye aramaya mı gelmişti?

"Bu saatte kolye aramak için mi geldin?" dedim sert bir şekilde.

Ama o kolyenin önemli olduğunu söylemişti. Gerçekten önemli olmasa -Maral bile olsa- kimse bu saatte gelmezdi.

Bir an duraksadı ve hiç beklemeyeceğim bir şekilde koltuğa çöktü. "O-o kolye annemindi."

Bize annesinin öldüğünü hastanede söylemişti. Kolye annesinin olduğuna göre onun için çok değerli olmalıydı.

Söylediğim şeye pişman oldum. Maral elleriyle yüzünü kapattı ve boğuk bir sesle konuştu. "Yapamadım, ondan bana kalan tek şeyi de kaybettim." dedi kırgın bir sesle. Çok üzülmüşe benziyordu.

Maral'ın yanına oturdum. İçli içli ağlıyordu. İnsanlar ağladığı zaman hep çok üzülürdüm ve bilirdim ki böyle zamanlarda en çok istenen şey tesellidir.

Ve teselli, asla beceremediğim şeyler arasında başı çeker.

Ellerimi kasa kasa hiç istemeyerek bir şey yaptım. Maral'ın bir haftalık yağ birikmiş saçlarını okşadım. Ellerimin onun yağlı saçlarını okşaması suratımın değişik ifadelere bürünmesine yol açıyordu. Bu şeyi ikinci kez yapmıştım. Onun yağlı kafasına ikinci kez dokunmuştum.

Maral ona dokunduğumu hissettiğinde ellerini yüzünden çekti ve başını dikleştirdi. Ben de elimi kafasından çektim.

"O kolye benim için sandığından daha kıymetli, onu bulacağım." dedi ve eskisinden daha kararlı bir halde etrafı aramaya başladı.

Yastıkları yere attığı yetmiyormuş gibi bir de ayağıyla tekmeliyordu.

"Sana yardım et-"

Lafımı bitirmeden mutfağa gitti. Ben de peşinden.

Yere yatmış dolapların altına bakıyordu. Sürünerek masanın yanına geldi. Altına bakıp kafasını bir şey hatırlamış gibi ani bir hızla kaldırdı. "Ben senin odana da girdim. Oraya da bakmam lazım."

Çoban YıldızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin