#NormEnderDeli
-Bu şarkıyı ona en çok yakışacağını düşündüğüm şarkı olarak Mert'e ithaf ediyorum. Dinleyince anlarsınız qhsjjqhsh-
*
" Aslında önemli olan ne mekan, ne zaman, ne de insanlardır; kalp denen bir şey vardır ki bazen bir gülüşe tutulur, bazen bir çift göze."
*
(Medya: Maral'ın kahküllü hali. Hayır hayır gözleri mavi falan değil, zümrüt yeşili görmüyor musunuz?)
54.Bölüm: Şirket
Büyük, hatta kocaman bir kahkaha attım hiçbir şeyi umursamayarak. Histerik gülüşüm bütün havaalanında yankılanmış, herkesin kulağında en az iki defa duyulmuştu. Kahkaha üstüne kahkaha atıyordum, çünkü bu yaşananlar gerçek olamazdı.
Kapıların açılmasını beklerken uyuyakaldın, saçma bir rüyanın içindesin. Gözlerini aç ve uçağına binip, İngiltere'ye dön.
Gözlerimi kapatıp birkaç saniye bekledim ve açtığımda hiçbir şeyin zihnimin oyunu olmadığını anlamam moralimi sıfıra indirmişti.
"Siz ne söylediğinizin farkında mısınız? Benden habersiz, adıma yapılan bir başvuru var ortada. Ne tesadüf ki sizin şirketinize! Hiçbir şey olmamış gibi başvuruyu kabul ediyorsunuz ve buraya gelip gitmemi engelliyorsunuz bir de! Bu ne saçma bir hikaye böyle! Daha mantıklı bir şeyler bulamadınız mı?"
Sinirle bağırdım, gitmek istiyordum. Ya da kaçmak. Ne derseniz diyin adına, sadece şu an burada bulunmak istemiyordum.
"Yok kız, hikaye değil. Vallaha başvurunun organik kopyasını bile getirdik inanmazsın diye."
Mert'in söyledikleriyle kaşlarım bariz bir şekilde çatıldı.
"Ne saçmalıyorsun Mert? Olmayan başvurunun kopyasını nasıl getirdiniz?!"
Mert kollarını birbirine doladı. "Göstersene Ozan."
Ozan elindeki siyah dosyayı bana uzattı, elime alır almaz kapağını açtım ve içinde gördüğüm şeyler ağzımın iki karış açık kalmasına neden oldu.
Benim olduğunu haykıran bir CV, sağ üst köşesinde üniversiteden mezun olurken çekindiğim başımda kep olan bir fotoğraf, özgeçmişimin arkasında adıma yapılmış bir başvuru ve sağ altta imzam!
"Bu imkansız! Ben hiçbir şey imzalamadım! Bunu her kim yaptıysa bulup dava edeceğim, bu resmen evrakta sahtecilik!"
Üçü de sırıtıyordu. Komik bir şey mi vardı da ben göremiyordum?
"Tamam Maral, yaparsın. Dava da edersin, tazminat da alırsın. Ama bence şu an daha büyük bir sorunun var, yarın sabah sekizde şirkette olman gerekiyor. İki milyon dolar da verebilirsin, işimize gelir."
"Sizinle çalışmayacağımı söylediğimi hatırlıyorum Mert. Şimdi uçağa binip İngiltere'ye gideceğim ve şirketinize dava açacağım!"
Ozan kahkaha attı, sonra Mert de gülmeye başladı. O da hafiften sırıtıyordu.
"Uçağın kalkalı yaklaşık iki buçuk dakika oluyor." dedi Ozan.
"Ne? Beni almadan mı gittiler yani?"
"Otobüs mü canım bu? Eksik yolcu var diye, durup seni mi bekleselerdi?" diye alay etti Mert.
Ekim'e baktım. Omuzlarını yapacak bir şey yok der gibi silkti. Her şeyden haberi vardı ve bu yüzden beni oyalamaya çalıştı!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çoban Yıldızı
Ficção Geral•roman | tamamlandı. Kitabın eski adı Maral'dır. Aslında kadın ve adamın hikâyesi bugün, tam burada başladı. Masumiyet timsali kadın kendi elleriyle en baştan yüreği güzel bir adam yarattı. Sevmekten korkan bu adamı sevgisiyle besledi. Bıkmadı, pes...