59.Bölüm: "Ruhların Dansı"

2K 127 92
                                    

#DumanAkıbet

*

"Yaşadığımı hissediyordum ben, ya da, iki yıldır yaşamadığımı farkına varıyordum."

*

(Medya: Mert ATAY)

59.Bölüm: Ruhların Dansı

Emin olmak adına gözlerimi kısarak baktım ama farklı bir şey görmüyordum. Bizim masamıza doğru ilerliyor olmaları Belinay ve Serkan olma ihtimallerini daha da güçlendiriyordu sanırım.

Aras'ın omuzlarından ellerimi çekip onun da ellerini belimden çekmesini sağladım. Bu kadar heyecan bana yeterdi de artardı bile. Yapmacık birer gülümseme ile kalabalığa selam verdiğimizde tekrar bir alkış tufanına maruz kalmıştık. Hızlı adımlarla sahneden indiğimde hemen masamıza yönelmiştim. Masadaki kahkahalarla ve gülen yüzlere bakılacak olursa doğru görmüştüm, onlar Belinay ve Serkan'dı.

"Hey!" diye bağırdım onlara. Masadaki herkes bu tarafa bakmıştı. Belinay'ı gördüğümde koşarak yanına gittim ve sarıldım. "Siz nereden çıktınız böyle?" dedim mutluluğum sesime yansırken.

"Ne o, özel konuk da mı kabul etmiyorsunuz?"

Gülümsedim ona. Hiç değişmemişlerdi, ne Belinay ne de Serkan. Belinay hala süslü, hala sevecen, hala o tatlı kızdı. Serkan'la göz göze geldim ve dayanamayarak gidip ona da sarıldım, çok özlemiştim.

"Hoşgeldin." dedim sarılmaya devam ederken.

"Asıl sen hoşgeldin."

Ayrıldığımızda cevap niteliğinde gülümsedim ona. Benden sonra Aras'la da sarılmışlardı. Konuşacak çok şeyimiz vardı ama ne sırası ne de zamanıydı, parti hala devam ediyordu.

Mert bizden sonra tekrar mikrofonu eline almıştı ve dikkatleri üzerine toplamaya çalışıyordu.

"Evet karaoke etkinliğimiz devam ediyor, bir kağıt daha çekiyorum."

Mert bir kağıt alıp açtığında şaşırdığını belli ederek ağzını açtı ya da şaşırmış gibi yaptı. Ondan her şeyi bekliyordum.

"Aa kendim çıktım!"

Herkes gülüştüğünde ben de istemsizce gülmüştüm. Mert devam etti. "Etkinliği ben düzenlediğim için kendi partnerimi kendim seçeceğim."

Tabi ki sen seçeceksin çünkü kağıtların hepsinde Aras yazıyor.

Mert fanusları bir köşeye bıraktı ve sahneden inerek kalabalık arasında yürümeye başladı. Masamıza geldiğinde Ekim'in sağ tarafında duran beni öyle bir ittirdi ki son onda kurtuldum düşmekten. Daha doğrusu o, düşmekten kurtardı beni. Neyse bu önemli değil, sadece kolumdan tuttu.

Hayır, yüzüm kızarmadı.

Hayır, kalbim hızlanmadı.

Hayır, titremiyorum.

Mert saçlarına üfleyerek elini Ekim'e uzattı ve "Bana bir karaoke lütfeder misiniz hanımefendi?" diye sordu. Ekim tek kaşını kaldırdı ve elini verdi.

"Lütfedelim bakalım."

Mert sırıtarak Ekim'in elini tuttu ve alkışlar eşliğinde sahneye çıktılar. Mert'in sesini daha önce duymamış olsam da Ekim'in sesinin berbat olduğunu biliyordum, kulaklarımız kanasa da dinleyecektik.

Birkaç dakika içinde şarkıya karar vermişlerdi, arka fon başladığında göz gözelerdi. Ben de ona baktım istemsizce, aynı masada bulunmamız çok büyük bir dezavantajdı. Gözlerim siyahlarına kayıyor, ne yapıyor diye bakmaktan alıkoyamıyordum kendimi.

Çoban YıldızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin