55.Bölüm: "Sessiz Gemi"

1.6K 138 80
                                    

#KolpaBuSonOlsun

*

"Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Birçok seneler geçti, dönen yok seferinden."

*

- Yazarınız da iyi alıştı gece bölüm atmaya jqqjjdjsksjhfxdxd -

(Medya: Aras Atılgan)

55.Bölüm: Sessiz Gemi

"Kov beni." dedim gözlerinin içine büyük bir kararlılıkla bakarken. Şu halimle aynaya baksam kendimden korkacağıma emindim. Karşımdaki İnsan Hakları Müdürü de ecel terleri döküyordu.

"Efendim, böyle bir şey yapmam ne yazık ki mümkün değil."

Tek kaşımı kaldırdım ve biraz öne doğru eğildim. Korkudan sesi titrese de sabahtan beri kovamam diyip duruyordu.

Ne var yani kovsan? Eline mi yapışacak?

"İnsan Hakları Müdürü değil misin sen, ne demek kovamam? İşe alma ve çıkarma işlemlerini yapan tek kişisin, çok kolay bir şey senin için beni işten çıkarmak."

Karşımdaki hafif kel, otuzlu yaşlarındaki adam yutkundu ya da yutkunamadı. Tükürüğü boğazına kaçmış bile olabilir.

"Bakın Maral Hanım, size bunu defalarca kez anlattım. Sizin konumunuz benimkinden daha üst seviyede ve ben bu durumda patronlara ya da Aras Bey'e danışmadan herhangi bir işlem uygulayamam. Sizi kovmam benim de kovulmam demek!"

Elimi masaya vurduğumda adam korkuyla sıçradı. "Bağırma bana ölümlü!"

Ah!

Allah aşkına ne saçmalıyorum ben?

Ölümlü ne be?

Derin bir nefes aldım ve sakinleşip güldüm. Mutluluktan gülmediğimi söylememe gerek yok herhalde, anlayın bir zahmet. "Sana kovulmayacağının garantisini veriyorum, beni tam şu an işten çıkaracaksın."

"Maral Hanım, "

"Eeeh! Başlatma Maral Hanım'ına! Kov diyorum kov! Eğer beni kendi isteğinle kovarsan, işine devam edebilirsin. Ama kovmazsan, gece bilgisayarını hackletip kendi kendimi kovarım ve sen de işsiz kalırsın. Bilmem, anlatabildim mi?"

Adam stres olduğunu belli edercesine kravatını gevşetti. "T-tamam, yapacağım." dedi kekeleyerek.

Zaferin getirdiği gülümseme dudaklarıma yayıldı. "Ha şöyle ya, iki dakika aynı dili konuşalım. Şimdi odama gidip, eşyalarımı topluyorum. Sen de ne yapıyorsan yap, hallet şu işi."

Adamın söyleyeceği şeyi beklemeden ayağa kalktım ve siyah topuklu ayakkabılarım sesi eşliğinde odama doğru yürümeye başladım. Yüzümde kazandığımı belli eden bir gülümseme vardı.

Asansöre binip iki kat çıktım, indiğimde hala gülüyordum. Odamın önüne geldim, tam kapıyı açacağım sırada arkamı döndüm ve ona baktım. Tahmin ettiğim gibi o da bana bakıyordu. Dudağımın sol kenarı yukarı kıvrılırken sağ elimi kaldırdım ve bay bay işareti yaptım.

Ne olduğunu anlamadı ve bunu belli edercesine tek kaşını kaldırdı. Yarım olan gülümsemem yerini kocaman bir alaya bıraktı. Bu kadar basit olacağını düşünmemiştim ama sonuçta kurtulmuştum.

İçeri girdim ve koltuğuma yaslanıp yine kendi etrafımda dönmeye başladım.

Nıhahahahhaha!

İki dakika olmamıştı ki kapı çalınma kibarlığı gösterilmeden açıldı. Gözlerimi anında açtım ve arkamı döndüm. Geleni o sanarak sövmeye başlamıştım ama beklediğim gibi değildi. "Kapı çalma alışkanlığını ne zaman öğre-"

Çoban YıldızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin