#TheMamaÂ'sAndThePapa'sCaliforniaDreamin'
#EskitilmişYazUyursamGeçerMi
*
" İki insan birbirinin kaderiyse; sonuç ne olursa olsun, er ya da geç birbirlerini bulurmuş. Hiç ummadık zamanda bile... "
*
Final Bölümü:
Bazen yarım kalırız bir cümlenin sonunda.. Sonra biri eline bir kalem alır ve tamamlar bizi doğrularıyla.
Neden, ben cümlemizi tamamlamaya çalışırken kalemimi kırdın gece gözlü adam? Neden, nokta koymama izin vermedin? Halbuki, yarım kalan her şey tamamlanmaya muhtaçtır demiştin bana. Biz sonlanmayı hak etmiyor muyduk, o kadar mı kırmıştık birbirimizi?
Aldığım her bir nefes ciğerlerimi parçalıyor, soluk borumu yırtıp geçiyordu. Şu an haykıra haykıra, isyan edercesine bağırıp çağırarak akıtmam gerekiyordu yaşlarımı. Fakat ben, yaklaşık on beş dakikadır beyaz beyaz parlayan acil yazısının karşısında boşluğa bakıyordum. Dizlerim titriyordu, tek adım atsam yığılır kalırdım; ayaklarımın beni taşıyacak gücü yoktu.
Kalbim?
Kalbim..
O acılar içinde kıvranıyor, sol kaburgam her zamankinden daha çok sıkıştırıyordu yüreğimi. Böyle bir şey miydi? Saf, gerçek acı; bu şekilde mi tadılıyordu?
Ama ben, senin bana aldığın elbiseyi giymiştim; ama ben, sırf sen seviyorsun diye, yasemin kokusu sıkmıştım üstüme. Daha kolyemizi takacaktım gözlerini bakarken, güneşli günler görecektik.
Durumunu bilmiyordum, belki de iyiydi ve bunlar benim boş kuruntularımdı. Böyle olmasını umsam da, kalbim; vedanı et, ayrılık vakti diyerek çırpınıyordu.
Peki, söylesene kalbim, kavuşma vakti ne zaman?
Şayet ruhu terk ettiyse gece karası gözlerini, tertemiz kalbini; çok değil, iki dakika sonra belki.
Attığım ilk adımda, yerle buluşmuştu bedenim. İnsanlar gelip kaldırmaya çalışsalar da, elimi uzatmıyordum. Dizimdeki sızı varlığını belli ederken bütün cesaretimi toplayıp ayağa kalktım, vücudum depreme uğramış gibi titriyordu. Ben şu an anlıyordum ki; aşk, sadece kalbin işi değildi. Gerçekten seven biri bilirdi, aşk bütün organların onun esiri hâline gelmesi demekti.
Bir adım attım, ardından bir tane daha. Omzuma çarptılar, yoldan çekilmem için bağırdılar ama ben aralarından sıyrılarak sadece yürüdüm. Acil kapısından içeri girdiğimde fark ettiğim ilk şey yatağın başındaki kalabalıktı. Birbirlerine sarılmış bir vaziyette Belinay ile Serkan, Ekim, Mert, Ozan, Amy ve Esra. Bir tek ben eksiktim orada, herkes benden önce mi almıştı haberi?
Biraz tutunarak, biraz ayaklarımın gücüyle o kalabalığa ulaştım ve onları delerek yatağa vardım. Gördüğüm manzarayla titreyen dizlerime engel olamadım ve bedenim yer ile buluştu. Paralel olarak, dudaklarımdan canhıraş bir feryat kopmuştu.
Dakikalardır donakalmış gibi tek bir damla bile akıtmayan göz pınarlarım, bu anı bekliyorlarmış demek.
"Maral, " dedi Ekim sessizce.
Gözlerimi ondan alamıyordum; yorulduğumda dinlenmek için sırtımı yasladığım çınar ağacı gövdesi gibi heybetli vücudu basit, beyaz bir örtüyle kapatılmıştı. Eli, bedenine kapanmış örtüye isyan ederek dışarı çıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çoban Yıldızı
General Fiction•roman | tamamlandı. Kitabın eski adı Maral'dır. Aslında kadın ve adamın hikâyesi bugün, tam burada başladı. Masumiyet timsali kadın kendi elleriyle en baştan yüreği güzel bir adam yarattı. Sevmekten korkan bu adamı sevgisiyle besledi. Bıkmadı, pes...