25.Bölüm: "Yeni Ev"

2.3K 192 35
                                    

Medya:Aras ATILGAN

*
"Sen de onun gibi misin?"
*

Masadaki herkes ayrı bir şey söylüyordu.Hepsinin farklı bir derdi vardı.Onları dinliyor gibi gözüksem de gerçek öyle değildi.Aklımda binbir türlü şey vardı.Burak davayı açıyorum dedikten sonra ne yapmam gerekiyordu?Aras'ın bilip bilmediğinden bile emin değildim.Bunu bilmem neyi değiştirecekti?Aras bilse de bilmese de ben gerçeği biliyordum.Aras suçlu bir babanın oğluydu.O adamın kanunen yargılanması gerekiyordu.Ve ben bunları bile bile susacak mıydım?

Sol bacağımın üzerinde olan sağ bacağımı sallamaya devam ettim.Kollarımı göğsümde birleştirmiş oturduğumdan beri bomboş yeri izliyordum.

"Ayağıma bastı durdu sürekli!Dans etmeyi bile bilmiyor!"

"Sana o kadar yakın olmaya alışık değilim.Heyecan yaptım.Çarpıntım var benim."

"Çarpıntı mı?"

"Evet çarpıntı.Sana yaklaşınca kalbim uyarı veriyor."

"İyi işte.Bundan sonra bana yaklaşmazsın!Kalp krizinden ölmek istemezsin."

"Senden olacaksa kalp krizine bile razıyım."

Ekim üfledi.Sonsuza kadar böyle düşünmeyi planlasam da tabi ki bu mümkün değildi.Gerçek dünyaya döndüm.

Aras ellerini defalarca sildikten sonra oturacağı yeri defalarca sildi.Temizliğinden emin olunca oturdu.Tam yanıma.Aramızda iki santimetre kadar mesafe vardı.Suçlunun oğluyla aramda iki santimetre mesafe vardı.Halbuki on beş dakika öncesi ne kadar güzeldi.Romantik romantik dans ediyorduk.Aras'ın kütüklüğünü gösterip 'Şarkı bitmiş,otursak mı?' demesi hariç.Bir telefon.Sadece bir telefon iki günlüğüne aklımdan çıkardığım düşünceleri yine aklıma sokmuştu.Yine kafamda tek bir soru:Ne yapacağım?

Garson masaya içecek bir şeyler getirdi.Meyve suyu olduğunu düşündüğüm bardağı alıp bir belki iki yudumda bitirdim.Mert bana baktı.

"Hop hop!Yavaş iç!"

"İyiyim ben böyle."

Meyve suyu alt tarafı.Neyini yavaş içeceksem?Herkes bir alem.

Aradan geçen birkaç dakika içinde Belinay hunharca dans etti,Mert Ekim'in dizinin dibinden ayrılmadı,Serkan her fırsatta Ozan'ın kafasına vurdu. Aras ise..Aras hiçbir şey yapmadı.Yalı kazığı gibi oturdu.Evet evet.Bay Burun Kaf Dağı çok eskidi.Yeni lakabını onurla takdim ederim:Yalı Kazığı.Bay Yalı Kazığı.

Dünya ne zamandır bu kadar hızlı dönüyordu?Şu an yuvarlak olduğu kanıtlanmıştı benim için.Gözlerimi kırpıştırdım.Başım dönüyordu.Belki de uykusuzluktan bu haldeydim.Dün gece hiç uyumadığım için başım dönüyor olabilirdi.

"Ben gidiyorum." deyip ayağa kalktım.Yer sallanınca masadan tutundum.Aras ayağa kalktı.

"İyi görünmüyorsun.Seni ben bırakırım."

"Hayır ben iyiyim.Kendim giderim." diye itiraz ettim.Mert konuşmaya dahil oldu.

"Az önce içtiğin şeyden sonra eve yalnız gitme bence."

"Alt tarafı meyve suyu."

"Afiyet olsun o zaman." dedi.Of Mert.Saçmalıyor yine.Birkaç adım attım.Aras peşimden gelip önüme geçti.

"Ceketimi alıp geleceğim.Sakın bir yere kaybolma.Burada bekle."

Emirler,emirler!Ama bende o emirlere uyacak göz var mı?Cıııkkk!Tabi ki yok!

Dışarıya doğru bir adım attığımda dünya hızlanmaya başladı.E hani hep aynı dönüyordu?Ayılırım ümidiyle başımı sağa sola salladım. Yanaklarına vurdum ve küçükken yaptığım gibi garip sesler çıkardım.Midemde bir bulantı olsa da umursamadım.

Çoban YıldızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin