30.Bölüm: "Boşluk"

2K 173 12
                                    

#FundaÇaresizim

Media:Burak YAMAN

*

" Aynı anda nasıl hem gözyaşlarımın hem gülüşlerimin sebebi olabiliyordu? "

*

30.Bölüm:Boşluk

Cenazenin üzerinden yaklaşık iki hafta geçmişti.Ama bu iki hafta hayatımdan iki sene çalıp götürmüş gibi acı doluydu.Mert'in gözümüzün önünde nasıl eriyip bittiğini,yok olduğunu izlemiştim.Sadece ben değil hepimiz buna şahit olmuştuk.O şu an tam bir harabenin ortasındaydı.Hatta harabenin ta kendisiydi.Ve biz bu süreci sadece izleyebiliyorduk.Çünkü ne desek boştu,ne desek anlamsızdı onun için.Ekim bir dakika bile yanından ayrılmamış,hep destek olmuştu ve olmaya da devam edecekti,edecektik.Kardeşimizdi o bizim.Her ne kadar kimsesiz gibi düşünse de kendini,biz vardık onun yanında.Kafasını her çevirdiğinde görebileceği bizler vardık.

Bunu en acı şekilde deneyimlemiş olan ben onu anlayabiliyordum. Hissettikleri, hissettiklerimle aynıydı.Ama benim babam vardı,başımı göğsüne yaslayıp gözyaşlarımı dindiren bir babam vardı.Onun için aile kavramı yoktu artık.Annesini ve babasını aynı anda bir trafik kazasında kaybetmiş ve küçücük yaşta yetim kalmıştı.Ama babaannesi onu bırakmamış, yetimhaneye teslim etmemiş ve gözünden sakınarak büyütmüştü. Mert içinde çığlık çığlık bağıran o beş yaşındaki çocuğa rağmen mutlu olmayı başarmış, bardağın dolu tarafını görebilmeyi öğrenmişti.Ama şimdi o çocuk tekrar kendini göstermiş,acısını tazelemiş,bütün bildiklerini unutturmuştu.Peki biz o küçük çocuğun gözyaşlarını silip tekrar kocaman bir gülümseme kazandırabilecek miydik?Bunu başarabilecek kadar güçlü müydük biz?

Taksiden inerek dalgın bir şekilde yürümeye başladım.Şu son iki hafta içinde düşünmek için çok fazla vaktim olmuştu.Artık kafamdaki bazı pürüzler yerini düz bir çizgiye bırakmalıydı.Haftalardır bir çelişkinin içindeydim ve bu çelişki birazdan son bulacaktı.Bazı şeylerin cevabını hala alamamıştım ama bir yerden başlamam gerekiyordu.

Çalan kornayla yere savruldum.Az önce bir araba kazasına kurban gidiyordum sanırım.İçinden kızgınlıkla çıkan şoför büyük adımlar atarak yanıma ulaştı.Üzerimi temizleyerek yerden kalktım.

"Hanımefendi sağır mısınız?Kaza yapıyordum sizin yüzünüzden!"

Büyük ihtimalle defalarca korna çalmıştı ama ben zihnimin yoğunluğundan duymamıştım. Uğraşmak için yeterli gücü kendimde bulamadığımdan arkamı dönüp yürümeyi tercih ettim.Büyük ihtimalle şoför arkamdan bağırıyordu ama ben kulaklarımı şu an için her sese kapatmıştım.

Ufak ve şirin bir mekan olan çay bahçesi tarzı kafeden içeri girdim ve gözlerimle etrafı taradım.Arkası dönük oturan Burak'ı gördüğümde yanına doğru ürkek adımlarla ilerledim.Vardığımda karşısındaki sandalyeyi çekip oturdum ve çantamı masanın üzerine bıraktım.

"Hoşgeldin." dedi tebessüm ederek. Aynı şekilde karşılık verdim.

"Hoşbulduk."

Gözleri titreyen ellerime kaydı.Çok gergindim ve birazdan tırnaklarımı yemeye başlamaktan korkuyordum.

"Olanlardan haberim var.Bazı problemlerden dolayı cenazeye katılım sağlayamadım.Gerçekten çok üzgünüm."

"Mert'e bu düşüncelerini iletirim."

Anlayışla kafasını salladı.

"İstersen önce sipariş verelim."

"Olur." diyerek kafamı salladım.Burak garsona bir işaret çaktığında yanımıza geldi ve siparişlerimizi aldı.Burak ikimiz için de birer kahve söylemişti.

Çoban YıldızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin