#YaşlıAmcaGiderdiHoşuma
#TNKSöyleRuhum
*
" Bütün insanlık senin acınla ıslanıyor zaten gece gözlü adam, bir de sen ağlama; ya sakalların boğulacak ya ben bir damla yaşında. "
*
(Medya: Ekim Doğandemir)
63.Bölüm: Merhaba
Göğsüm hızla inip yükselirken ne tepki vereceğimi bilmiyordum, onun duygu durumunu da kestiremiyordum. Karşımızdaki adam, sanki her gün ölü birinin aslında yaşıyor olduğunu itiraf eder gibi rahat ve fütursuzdu. Yüzündeki iğrenç gülümseme sadece midemin ağzıma gelmesine yol açıyordu.
"N-ne saçmalıyorsun sen?"
"İlk seferde sindirmesi zor oluyor, alışır-"
Süleyman Atılgan cümlesini tamamlayamadan Aras ayağa fırlamış yakasına yapışmıştı bile. Panikle ayağa kalkarak Aras'ın ellerini çekmeye çalıştım.
"Ne diyorsun lan sen?! Benim annemin, mezarı var. Annemin, her içim daraldığında yanına gittiğim bir mezarı var! Neyden bahsediyorsun sen?!"
"Aras sakin ol, lütfen." dedim onu durdurmaya çalışırken. Memur yanımıza yaklaşıp "Ne oluyor orada?" diye sorduğunda cevap verdim. "Bir sorun yok memur bey."
O umursamaz davranışlarını sürdürürken Aras tekrar sandalyesine oturmuştu. "Anlat." dedi sakin kalmaya çalışarak. Biliyordu, kendini kontrol etmesi gerekiyordu. Ne işitirse işitsin, soğukkanlılığını korumak zorundaydı çünkü sorumluluğunda olan bir kardeşi vardı.
Süleyman Atılgan omuzlarını dikleştirip konuşmaya başladı. "O gece, Zehra'yı öldürüp trafik kazası görünümü verme işini Mehmet yaptı. Güvenebileceğim tek insan oydu, ama anneni öldürmemiş. İki ay önce, beni görüşe çağırdılar. Mehmet ölmeden önce benimle konuşmak istemiş, yaptıklarını anlattı. Sonra vefat etti."
Aras'ın gözleri dolu doluydu. O adama ne kadar değer verdiğini çok iyi biliyordum, onun elinde büyümüştü bir nevi. Babasından çok onunla vakit geçirmişti çocukluğu boyunca.
"M-mehmet Amca öldü mü?"
"Evet." dedi ruhsuzca. Sonra devam etti. "Anneni öldürmek yerine onu bir hastaneye kapatmış, şizofreni olduğunu söylemiş. Başka bir kimlik ayarlamış ve anlatacağı her şeyi zihninde kurduğunu, ona inanmamaları gerektiğinden bahsetmiş."
Dinlediklerim beynimde kurşun etkisi yaratıyor, kulaklarımda büyük çınlamalara sebep oluyordu. Aras'ın ellerinin titrediğini fark etmiştim, birkaç parça söz üzerimizden kamyon geçmiş etkisi oluşturmaya yetmişti.
"N-nerede şu an?" dedi titreyen, mahvolmuş sesiyle.
"Çekmeköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, Rana Yurtsever adıyla bir şizofreni hastası."
Aras nefes almaya çalıştı, kalbi sıkışıyordu. Hissediyordum, canı yanıyordu. "Tamam yeter bu kadar, anlatma daha fazla."
"Daha en can alıcı noktasına gelmedik oğlum." dedi yine gülmeye başladığında. "Annen hamileydi."
"Ne?" dedi Aras şaşkınlık, üzüntü ve acı içinde. Bütün duyguları aynı anda yaşıyordu. Dayanacak gücü olmadığını görebiliyordum, çünkü bu sözleri dinleyen yıkılmaz Aras değildi. Süleyman Atılgan'ın karşısında annesini kaybetmiş, kırık kalpli dokuz yaşında bir çocuk oturuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çoban Yıldızı
Ficción General•roman | tamamlandı. Kitabın eski adı Maral'dır. Aslında kadın ve adamın hikâyesi bugün, tam burada başladı. Masumiyet timsali kadın kendi elleriyle en baştan yüreği güzel bir adam yarattı. Sevmekten korkan bu adamı sevgisiyle besledi. Bıkmadı, pes...