33.Bölüm: "Bedel"

1.9K 157 11
                                    

#AlanWalkerDiamondHeart

#TeomanKupaKızıVeSinekValesi

*

" Yapılan her hata için, bir bedel ödenir. "

*

(Medya:Maral ÖZDEMİR)

33.Bölüm:Bedel

"Ne-neyi yapamazsın?"

Kekelememin sebebi bulunduğum durumdaki şaşkınlığımdı.Bana baktığı an sesinde hissettiğim endişeyi ve korkuyu bir kez de gözlerinde gördüm.Cevap vermediğinde bir adım atarak salona girdim ve yanına yaklaştım.

"Neyi yapamazsın diye sordum?Kimdi o telefondaki?"

Tedirginlikle telefonu kulağından çekip kapattı.Hala cevap vermiyordu.

"Bir cevap bekliyorum hala.Bize neyi yapamazmışsın?Kim ne istiyor senden?"

Ard arda sıraladığım sorular ve onun cevap vermeyişi beni hem geriyor hem de boşlukla konuşuyormuş hissi veriyordu.

"Hi-hiç kimse.Kim ne istesin ki benden?Yanlış duymuşsun."

Yanlış duymuş olma ihtimalim imkansıza yakındı.Ne duyduğumu gayet iyi biliyordum.

"Madem yanlış duydum yanlış mı gördüm peki?"

Afallamıştı.Üstüne gittim.

"Dün gece bahçede ne yapıyordun hala?"

Şaşkınlığı gözlerinden okunuyordu.Bir açıklama beklediğimi belli edercesine kollarımı bağladım.Nefesini gürültülü bir şekilde dışarı bıraktıktan sonra yutkundu.

"Bunu söylemek için geç kaldığımı biliyorum ama insomniam var."

Dediği şeyi anlamayınca kaşlarım havalandı.

"Bir çeşit uyku bozukluğu.Gece uyuyamadığım için bahçeye çıkıyorum sürekli."

"Ne kadar süredir devam ediyor bu durum?Doktora gittin mi?"

"Yaklaşık iki yıldır.Almanya'da doktor doktor gezdim ama yaptıkları tek şey beni sersemletecek ilaçlar vermek."

Sanırım doğruydu.On yıldır görmesem de o benim halamdı ve bana yalan söylemezdi.Ki konu sağlıktı.

"Beraber doktora gidebiliriz istersen hala.Ciddi bir problem gibi görünüyor."

"Dediğim gibi sadece antidepresanlar veriyorlar."

İkna etmek amacıyla ağzımı açsam da elleri ayakları çamurlu bir halde içeri giren ikizler buna engel oldu.

"Anne!Gündüz çamurlu ellerini saçıma sürdü!"

"Asıl o çamurlu ayakkabılarıyla bana tekme attı!"

Halam eğilerek boylarını eşitledi.

"Ne bu haliniz?Hadi koşun banyoya gidiyoruz."

İkisini de alıp götürdüğünde aklımda sorularla kalakalmıştım.Neden hep sorularla bırakılan ben oluyordum?Ama bu konu burada kapanmamıştı.Sadece biraz ertelenmişti.Halamın neden bir anda Almanya'dan döndüğünü, şu adını bile söyleyemediğim hastalığı ve o telefon konuşmasını öğrenecektim mutlaka.Biraz zamana ihtiyacım vardı.

*

"Hepimiz insanız.Hatalarımız, yanlışlarımız var ve olmaya da devam edecek.Mükemmel değilsin, değiliz.Ama gözümüzü açıp çevremize şöyle bir baktığımızda yaptığımız en büyük yanlışın nankörlük olduğunı görürüz.Kimi zaman paraya olur bu nankörlüğümüz kimi zaman da kafamızda yer edinen, kurtulamadığımız o düşünceler nedeniyle boşa geçirdiğimiz zamana.Senin ihtiyacının ne olduğunu bilen, ne olursa olsun yanında olmayı kabul eden, sana kollarını açan insanlar var. Söylemesi hatta düşünmesi bile acı verse de bu insanlar için de bir gün kırmızı ameliyathane yazısının altında doktorların söyleyeceği tek kelime için bekleyebilirsin.İşte her şey, o zaman anlamsızlaşır.Her şeyin bittiğini, tekrar toparlanamayacağını o an anlarsın.Her şey beyaz önlükleri sevdiğin insanların kanına bulanmış doktorları görüp bir kez daha yüzlerine bakmak için yalvarana kadardı dersin içinden, ambulanslar acı acı sevdiklerin için çığlık atana kadardı.Hissedeceğin tek kalp atışı, makinenin göstereceği tek çizgi, duyacağın tek soluk o kadar önem kazanır ki o an.Öyle bir boşluktur ki bu her an uçurumun yanındaymışsın da bir adım atsan düşecekmişsin hissi verir.Silemezsin içinden, dolduramazsın da.O yüzden hala vaktin varken -ki bunu bilmiyoruz- tut elini, bırak yanında olsun sarsın seni.İlerisini düşünme beni bırakıp gider mi, giderler mi deme sadece o an yanında olduğunu bilerek yaşa.Koy kafanı kucağına bırak dolaştırsın parmaklarını saçlarının arasında.Mutlu olmak bir seçimdir.Senin seçimin de mutlu olmak olsun.İnan bana bunu fazlasıyla hak ediyorsun."

Çoban YıldızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin