#SofiaKarlbergWriting'sOnTheWall
#KahramanDenizBöyleSever
Not: Medyadaki şarkı efsane, kesin dinleyin derim.
*
" Vazgeçemediğim gözyaşım, ağlarken aniden ortaya çıkan tebessümüm, yağmurdan sonra gelen gökkuşağım gibiydi. "
*
(Medya:Belinay AKSEL)
45.Bölüm:Büyük Gün
Göz kapaklarımı aralamamak için adeta kendimle bir savaş veriyordum. Uyanmak istemiyordum, yarın bitiyordu. Her şey yarın son bulacaktı. Yani bugün, mutlu uyanacağım belki de son günüm olacaktı.
O günün üzerinden dört gün geçmiş ve biz bu süreçte birbirimizi pek görmemiştik. Sadece Esra'nın piyesinde beraberdik, onun dışında o hep şirketteydi. Dün beni arayıp yarınki parti için haber vermiş ve onunla gideceğimi söylemişti. Şirketin meşhur 25.yıl partisi nihayet gerçekleşecekti.
Piyeste ise Romeo ve Juliet oynanmıştı ve Esra başroldü. Sondaki malum zehir içme sahnesinde Aras kendini tutamayıp Romeo rolünü oynayan çocuğa dalmış, diğerleri de ona yardım etmişti. Sonra bir tur da arabada kavga etmiştik. Ben Romeo'nun yaptığının yanlış olduğunu savunurken, Aras Romeo'nun haklı olduğundan, sevdiği kadın olmadıktan sonra yaşamasının bir anlamı olmadığını savunmuştu.
Ben Romeo'yu haksız bulsam da sevdiğim adama bir şey olması durumunda ben de aynısını yapardım.
Ve kol düğmeleri. O gece Aras her ne kadar istemesem de -yalan- kendi kol düğmelerini bir kez de benim için satın almış ve bana vermişti. Benim de işime gelmişti, 25.000 lirayı çorabımdan çıkarıp veremezdim.
Odaya aniden dalınmasıyla uyku rolüme devam ettim. Bugün bütün günü yatağımda geçirmeyi düşünüyordum.
"Maral!" diye bağıran Belinay'ı umursamadan iyice yorganıma sarıldım. "Kalk gidiyoruz!"
"Gidin başımdan." diye mırıldandım.
"Depresyona mı girdin?"
Ekim'in burada olduğu sesini duyunca kesinleşmişti. "Beni rahat bırakır mısınız? Uyuyorum şurda."
"Kalkmazsan ikizleri salarım üzerine."
"Füze at füze, öyle ölmem."
Aniden yorganımın üzerimden çekilmesiyle gözlerimi açtım. "Ya Ekim sen de mi? Ver yorganımı!"
Ekim omuz silkti. Yorganı umursamadan tekrar gözlerimi kapadım. "Kızım kalk alışverişe gideceğiz, yarın parti var!"
Her zaman olduğu gibi Belinay ve alışveriş.
"Ben pijamalarımla gideceğim."
"Pandalı olanlarla mı çilekli olanlarla mı?" diye dalga geçti Ekim. Sanırım Ekim bile şu partiyi ciddiye alıyordu.
"Ben çiçeklileri düşünmüştüm ama panda da güzel fikir."
Gözlerim kapalı olduğundan yanıma gelen Belinay'ı, yataktan düşene kadar fark etmemiştim. Öyle bir itmişti ki yerde iki kez yuvarlanmıştım.
"Kalkmazsan su dökerim. Bak üçe kadar sayıyorum."
Beni bu kadar iyi tanımalarına lanet ettim. Ayağa kalktığımda Belinay ve Ekim'i yatağa iterek onlara dil çıkardım. "Hadi git giyin. Bütün gün alışveriş!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çoban Yıldızı
General Fiction•roman | tamamlandı. Kitabın eski adı Maral'dır. Aslında kadın ve adamın hikâyesi bugün, tam burada başladı. Masumiyet timsali kadın kendi elleriyle en baştan yüreği güzel bir adam yarattı. Sevmekten korkan bu adamı sevgisiyle besledi. Bıkmadı, pes...