10. Bölüm

54 9 6
                                    

Akşam oldugunda hazirlanmaya başladik.İkimizde siyah giyinmiştik. Basimiza şapkalarimizi taktiktan sonra birbirimize baktik.Artik dönüş yoktu.İstesekte olamayacakti.
   ****
Şantiye şehrin dışında sakn bir dort yol ağzına kurulmuştu.Adı fabrika insaati olarak geçiyordu.Fazla issiz degilmiydi? Sonuçta fabrika ama ne amaca hizmet etmek için yapiliyordu?Çok fazla güvenlik vardi.Bir insaat icin fazla harejetliydi.
- Sencede bir gariplik yok mu? Alp..
-Yani evet ama zaten garip diye gelmedik mi?
Aslinda birbirimize ozetliyorduk durumu normal gorunen normal olmayan olaylar yumagi vardi. Kedi yada fare olma kismindaydik.Ya olaylari çözup kedi gibi oynayacaktik yada fare olarak sessizlige bürünecektik.
***
Bu Alple ilk "Siyahlanisimiz"degildi. Gjnduz insanlarin anlatmaya korktuklari gece daha net gorunurdu.Bazen aydinlik yeterince aydinlik olmazdi.Gece daha guzel aydinlatirdi heryeri. Karanligin aydinligi olurdu.
     Arka tarafina dolandik şantiyenin.Tel örgulerin arasindan ben sürünerek geçtim.Alp ise getirdigi tel makasiyla iki teli birbirine baglayarak genişletti.Aradan kuşun gökyüzünde süzülüşü gibi girdu iceriye.Tam ilk adimi atmiştim ani bir hamleyle kolumdan yakaladi.
-Sakın bak sakın kendini tehlikeye atma.Emin olmasakta burda birseyler var hissediyoruz.
  Yari rica yari emir veren bakıslarla bana bakiyordu. Basimi tamm anlaminda salladim.. Ve basliyorduk..
    Yanyana duran iki prefabrik oda vardi. Bunlarin idare için kullanildigi belliydi.
-Alp ben olay yerine bakicam. Sen binalarin icine bak. En azindan dişaridan daha güvenli. Sahada neyle karşilasacagimizi biliyoruz .Ala eger ben yakalanirsam sen kaç . Sakin arkana bakma.. Ben bir şekilde seni aklarim. Haberin falan olmadigini soylerim.. Zaten senin gibi birinden kim şüphelenir ki. diyerek sırıtti.
     Agzimi saga sola yayarak onayladim.
    ****
      Ne aradigimizi bilmiyorduk.Ama bir kanit olmaliydi.Bir ipucu ,bir isim , birsey ama ne....
    İçeri girdim odanin ortasinda bir masa,etrafinda sandalyeler, masanin arka tarafindaki panoda planlar,notlar ,projeler.. Hepsi ise dairdi. Masanin tek göz çekmecesi vardi. Ordada defterler ,verilen paralar,malzeme listesi .. Siradışı hiçbirsey yoktu.
- Çok iyi ya hemde çok iyi. Sanki adamlar delil birakacak diye geçirdim içimden. Usulca kapiya yaklaştim.Hafif araladiktan sonra dışari baktim.Hizli hareketlerle kendimi dışarı attim.Diger büroya birkac adimda vardim.Zaman çok onemliydi.Diger odanin kapisini sessizce actim iceriyi kolaçan ettikten sonra içeri süzüldüm. Elimdeki feneri açip etrafa bakmaya başladim. Bu odada sadece buyuk bir masa ve birkac sandalye ,köşedede bir yatak vardi.Sanirim uyuyanlar oluyordu. Odanin köşesinde ki yatagin kenarinda  birsey parladi. Gidip egildim.Tam elime almistim ki arkamdan birinin beni duvara firlatmasiyla neye ugradigimi şaşirdim.Sirtimda dayanilmaz bir aci vardi.Kemiklerim kirilmişti sanki. Ayni el birden bogazimi yapisti.Nefes alamiyordum.
-Kimsin sen? diye kukredi yüzüme.
    Tabiki yuzu maskeli birini gorduğunuzde iyilik için geldigini düşünemezdiniz. Gözlerim aralandiginda karşimda Yiğit vardi. Bu saatte ne işi vardi onun burada.Yiğit burdaysa Sinan da burdadir diye düşündüm bir çirpida.Telaşlanmistim hemde fazlasiyla.Gözgöze bakisirken onun "kimsin!!"diye bagirmalarini duymuyordum bile. Kendimi toparladim derin bir nefes aldim.Sol bacagimi kaldirdim ve baldirina hizli bir diz attim.Sag bacagimlada dz kapaklarinin arkasina var gucumle vurdum. Bir anda anın şokuyla bogazimdaki ellirini çekti.Birkaç adim geriye gitti. Hafif one egilmisti sendelerken .Son bir hamle yapmaliydim. Nihayet hizli bir tekme attim gögsüne. Geri giderek yataga düştü. Sasirmis bir halde bana bakiyordu. Son kez donup baktim. Toparlanmasina firsat vermeden odadan ciktim ve kapiyi kilitledim.Birkaç kez kapiyi yumrukladi. Son yumruktan sonra cok sinirlendigini anlamistim.
- Bunu yaniniza birakmam !!! naralari cinlatiyordu.
    Arkamdan gelen ayak sesiyle arkami döndümde Alp i gordum. Kosarak geliyordu.
   - Çabuk ollll!!! diye bagiriyordu. Birden hizlandim. Elimi kavradi ve kosarak geldigimiz yere gitmiye basladik.Tel örgüden nasil ciktik hatirlamiyorum bile.Motoru sakladigimiz yere gittik.
- Gitmeliyiz artik.Neye bulastik bilmiyorum ama hic iyi seylere degil Ala.Uzunca konusmaliyiz bunu...
      Geldigimiz yolun tam tersinde ilerledik .Sabaha dogru eve geldik.Bir çırpida eve çıktik. Alp sehpanin karsi tarafindaki koltuga oturdu. Bende karsisindaki koltuga... Cebimden büyük bir savaşla aldiğim yüzüğü çikardim.Üzerinde kan vardi .Kurumuştu ama belliydi.
- Tahmin et kimin?
    Alp anlamsiz bana bakiyordu.
   -İcindeki adi bil oyleyse dedim.Kafasini salladi.
  - HATİCE...   HATİCE... diye yineledikten sinra yüğüğü sehpanin ortasina biraktim. İkimizde yüzüğe oylece bakakalmistik....
      

AlaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin