Bu kadar boş bir hayat yaşarken ,platonik aşkimin gelip beni bulacagina kim inanirdi? Yaşadigim fütursuz hayati noktalayip tek bir kadina ömrümü sermek.. Demek ki aşk buydu. Bende tam göbegindeydim.
Başlarda Ala ya hissettiklerimin basit bir hoslanma oldugunu ,cinsel büyüsüne kapildigimi düşünmüştüm. Siradan bir kadin olarak hirip çikacakti hayatima kim bilir? Yaşadigimiz onca şeye ragmen her firsatta onu istedigimi belli etsemde çizdigi sınır hem beni kizdiriyor hemde daha çok çekiyordu. O cikmaz sokakta yaralandiginda hastanede beklerken bile bir tesekkürü hakettim diye düşünmüştüm. Evime götürürken ne kadarda iyi niyetli görünüyordum. O gun ona davranisimla beni reddettiginde ilk duvarima çarpmıştim. Daha sonrakiler dahada sert olacakti. Beni istemedigini haykirmasi... Hiç reddedilmemiş bir erkek için ikinci duvarimdi." Seni istemiyorum" ne kadar ağirdi. Kendimi uzaklara mahkum etsemde , icimden geçen o siradan biriydi avuntusu olmuştu. Londrada kaçamaklarimda olmuştu. Ama bunlar yinede Ala yi unutturmamisti. Karsimdaki kadinlari ona benzetmek.. Ve hic birinin hayalden öte gidememesi.. Nasil zavalli bir hale düşüyordum. Erkenden dönmem, ilk iş onu yanimda istemem... Gormek istedigim tek yüz... Bir yanim onu basit bir gecelik gibi görürken ,diger yanim bunu düşünmekten utaniyordu. Ala nin evinin önünde yaşananlar belkide hayatimin en trajik olayiydi. Benim gibi biri.. Bir kadin icin deliriyordu. Herkesin nefesini kesip ,o oksijenin sadece onun hakki oldugunu haykiriyordu.
Çiftlik evinde onun masum ,çekingen halleri iliklerime kadar işliyordu. " Ben başkalari gibi degilim" derken ne kadarda dogru söylemişti. Başlarda alelade bir kadin iste dedigim Ala? O kendi yerini kendi belirlemişti. Bense sadece girip baş köşeye kurulusunu ve beni ele geçirisini izlemekle yetinmistim.. Tesekkur etmek mi yoksa kalbini aralamakmiydi niyeti bilmiyordum. O agaci onun icin diktigimde " bizim agacimiz" demiştim.. Onun istedigi param ,varligim,imkanlarim yada konum degildi. O sadece kalbimi istiyordu ve korkarim ki söke sökede alacakti. Onun simit sevisinden ,papatya koklayisindan anlamaliydim ama anliyamamistim.. Salincak.... Salincak olmali dediginde " ilk kez benden birsey istiyor gerekirse heryeri yikip yakmali ama ona o salincagi sunmaliydim" düşüncesi beni esir alirken dedigimi yaptimda... Belkide bu yüzdendi unutamadigim salincak firtinasi.. Hic bitmesini istemedigim anlar.... Onun sadece ve sadece güven istedigini anlamak icin ne kadar geç kalmiştim.Ona ulasamadigim o birkaç saat.. Belkide boş geçen yillarimin intikamiydi benden. Çok aci bir tecrubeylede onsuz bir hiç oldugumu kesfetmiştim. Ne kadar kizarsam kizayim gözlerime bakip boynuma sarildiginda akip gittigini görmüştüm. Geç mi kalmiştim onu sevmeye.. Ya beni sevmezse.. Ya delice yaşadigim hayatim ,tek gecelik maceralarim, istemedende olsa beni esir alan dedemin mirasi kirli geçmişim.. Beni bu yüzümlede tanisa sever miydi? Denemeye degerdi belkide severdi?
Ben kimdim onun için? Siradan bir aşik mi? Yada engeller koydugu basit biri mi? Hisleri neydi? Ben onun için gözümü kirpmadan ölüme sarilacak hale ne ara gelmiştim?
Söyledigi birkaç kelime sadece birkaç kelime yeterli olacakti adim atmama... Alp le beni kalbinin iki yarisina paylaştirişi nedendi ki? Alpi kardes beni arkadas olarak mi görüyordu? Ne yaşiyorduk nereye gidiyorduk?
Ve nihayet duydugum kelimeler. " İyi günde,kötü günde hep yanindayim. Seni seviyorum".. İste bekledigim buydu. Onu hakettigi yere koymali ve o aşk tacını kendisini sunmaliydim.Aşk ispat ister miydi? İstemezdi ama Ala farkliydi. Aşkimi teyzesine haykirirken düğümlenen boğazim ,çaresizlikle kivrananda bendim.. Onayimi alirken " Ala benim kiymetlim" demisti teyzesi. Benim icin hayatti.. Artik hazirdim. Herseyi ona gümüş tepside sunmaliydim.. Hayat pinarim oldugunu bilmeliydi zamani çoktan geçmişti.
Bu kabullenişi onunda kabul etmesi umuduyla teyzesiyle konuşmam,çiftlikteki gerekli hazirliklari yapmasi hicte zor olmamişti.. " Kalbimin anahtarini bu göle attim" dedigi yerde kalbimin anahtarini ellerini birakacaktim. Parmagina takacagi o yüzükle oda kabul etmiş olacakti.. Artik hiçbir kadin umurumda degildi. Hicbirine birkaç önce ki şehvetle bakamiyordum. Rüyalarimi dolduran Ala buna izin vermiyordu. Bende istemiyordum.. Deli gibi benim olmasini istesemde ona dokunmaya korkar bir hale gelmiştim..
Yagmurda islanmis hali ,vucuduna yapisan elbisesi beni günaha davet etsede ,bende günaha girmeyi kabul etsemde içimde ki görünmez bir el sehveti bir kenara koyup hasta olmasin diye telaslaniyordu.
O çiçekleri ,yatagi ,elbiseyi gordugunde ne düşünmüştü? Mutlu olmuş muydu? Ya beni kabul etmezse. Ya hayir derse.. Ben ne yapardim. Nasil kalkardim beni sevmedigi hissinin altindan.. Yagmur altinda aldigi salincaktaki buket,agacin altina biraktigim yüzük .. Artik kölenim.. Al seninim Ala.. Hicbirsey umurumda degil yeter ki kalb8mi kabul et.. Beni sev... Sadece beni sev...
Üzerini degiştirmek için odaya gittiginde benimse tarifsiz duygularim.. Almisti kalbimi kabul etmişti. Beni sevecekti. İçimdeki aşk erkeklik hislerimi yenmişti.. Şöminenin başinda yanliz uyumak bile yetmisti bana.. İcimdeki tarifsiz huzur.. Gözlerim kapali yagmurun sesiyle ,atesin sesi birbirine karisiyor. Duydugum ayak sesleri ona ait.. Bu huzurun mimari,gel saril sana ait olana.. Bundan sonra kalbim sana emanet.. Bana söyledikleri gözlerim kapali şiir dinliyor gibiydim.. En büyük başarim sensin..Kolunu tuttugumda üzerinde gördüğüm gecelik ,gözlerim oyunmu oynuyordu bana.. Yoksa rüyamiydi bu? Ellerim ona dokunmaya korkuyordu. Kaybolup giderse ,ya uyanirsam.. Dokundugumda hissettigim sicak teni nasilda davetkardi. Oda benimi istiyordu. Tamamen sardigimda nefesi cigerlerime kadar dolsun istemistim.. Nefesi kalbime insin ben geldim desin ,hic cikmamak uzere adini kazisin.. Her hucresini ,her santimini keşfetme istegimi durduramiyordum artik.. Üzerimdekinden kurtulurken bile bana gelmesine şükreder bir haldeydim.. Verdigi karsiliklar ,ürkek bana dokunmaya korkar halleri dahada yavaşlatti beni.. Onu kirmayacaktim. Benim olmali,benim kalmali ama benden korkmamaliydi.. Ne kadar uzun tanisirsa bedenlerimiz belkide o kadar doruklarda olurdu.. Ellerini iki yanina indirdiginde sanirim hazirdi artik.. Bense onu kirmadan ömrüme alacak köklerimizi topraga birakacaktik.. İkimizdede yagmurla beraber yeşeren tohumlar burada yeşerecek fidana ,ağaça dönüsecekti.. Elini yumruk haline getirirken onun cani yanmasin benim yüzümden diye yalvariyordum.. Elini tutup onun safligini aldigim için kendimden utandim.. Ya ona layik olamazsam.. Ya onu kirarsam.. Affet beni aşkim affet... Birbirimize karismistik.. O ben ,bense o olmustum.. İliklerime kadar dagilan masumiyeti beni arindiriyordu. Bu kadar saf bir aşki hakedecek nasil bir sevap işlemiştim..
Nefeslerimiz ,kalplerimizin birlesmesiyle solumayi unutmustu. Duzenini kaybetmisti. Gözleri sımsıkı kapaliydi. Nasilda ürkekti. Nasilda korkmuştu.. Onu alnindan öperken ikimizde taçlanmistik. Ben onun aşki ve masumiyetiyle ,o ise sadece ellerine biraktigim kalbimle... Onun verdikleri yaninda benim neyim vardi ki.? Sahip çikicam yeterki benden vazgecme. Yeter ki kalbimi hep tut ellerinde..
Şömineye odun atarken yanan ateş bile daha sönüktü bizim ateşimizden. Yanan atese bakarken dogrumu yaptim sorusunu sormaktan kendimi alamiyordum.. Bu geceyi unutmayacaktim.. Gunlerdir hayalimdeki gece gerceklesmisti.. Onu gögsüme yatirirken alnina dokunan dudaklarim kor gibi yaniyordu. Bu yangin benim yaşam kaynagimdi.
Papatya kadinim
Al seninim artik
Sen bana bagislarken kendini
Aslinda benim teslimiyetimdi.
Ben yaşadigimi zannederken bu gece mi dogdum dünyaya. Seni seviyorum aşkim...
İkimizde gözlerimizi kapatmistik. Ala hakettigi yerde Hanoğlu soyadiyla yanimda yerini almaliydi. Belkide kendimi affederdim böylece...