29. Bölüm

40 5 5
                                    

   Aşk, hem karşindakinin kölesi olmak; hemde celladı olmaktir aslinda...  Canını verecek kadar sevmek, canını alacak kadar vazgeçmektir..
         Her karar bir vazgeçiş ,her vazgeçiş bir kavuşmak midir? Yanliş kararlarin sonu değil miydi çektiğimiz acılar.? Ben artik aci çekmek istemiyordum. Mutlu olmayi haketmiyor muydum? Haketmiyor muyduk? Neden bu kadar zordu seçimler? Seçim yapmak zorunda miydik? Başkalarinin istediği  hayati yaşamadığimiz için miydi tercihlere zorlanmamiz.? Ben tercih istemiyordum hayatimda. Bir yanimda kardeşim ,bir yanimda hayatimin aşki...
     Alp ,her zaman yanimda olmuştu. Yigiti reddettiğim günlerde " daha sonra konuşuruz" diyerek bahsettigi konuda tamda buydu. Ondan nasil vazgecebilirdim ki.. Yillarca olmayan ailemizi birbirimizde bulmuştuk. Onsuz bir hayatta nefes alamazdim.. Bogulurdum.
        Peki ya Yigit.. Kendim bile zor kabullenmişken ,affetmesi günler almışken bunu Alp ten istemek ne kadar makuldu. Onun hayatindaki yerimi anladiğimda ölümden dönmüştüm.. Peki ya şimdi.. Tercih yap.ak zorunda birakiliyordum . Ne uğruna?? Olmamıs belkide olmayacak şeyler ugruna...
      Alp verecegim cevabi bekliyordu. Sanki "tamam "desem elimden tuttuğu gibi çikaracakti beni oradan.. Yigitinse masum bakan gözleri "gitme" dercesine yalvaran bakişlari.. " Hataliydim ama gitme" dercesine ...
      İkisinede baktim ve sözüme başladim.. Net olmaliydim.. Hayatimda verecegim karar en zoruydu. Ama bu bir karar yada tercih degildi.. Önce bunu anlatmaliydim.. Sözlerime başladim.
     - İkinizide seçmiyorum... Siz benim için tercih değilsiniz. Yiilar önce sana elimi uzattiğimda ,o agacin altinda aglayan çocuğu hatirladin mi? Seni tercih etmemiştim iste.. Kader denilen birşey vardi.. Onlarca çocugun içinden kardeşimi bulmuştum. Hemde hiç tanimadiğim kardeşimi.. Sana yillarca bir erkek gözüyle bakamadim? Çünkü hep kalbimin bir tarafi senin olmuştu.Neden ,nasil bilmiyorum. Sadece kardeştin işte.
      İkiside dikkatlice beni dinliyordu. Sözün nereye gelecegini merak ediyorlardi. İkinizide seçmiyorum dedigimde akillarinda ikisinide terk edecegim canlanmisti sanirim. Sonra Yigite döndüm..
- Senide tercih etmiyorum.. İlk karşilaştigimizda yaşadiklarimiz çokta hoş degildi. Sonrasindakilerde öyleydi.Ama bu yinede senin benim için birşeyler yapmana engel olmadi.. Ben seni Londraya gittiginde erken geldigini söyleyip görüşmek istediginde affetmiştim zaten.. Ama kendime bile itiraf edemedigimi sana nasil edebilirdim ki. Heçiçek gönderişinde papatya sevdiğim için papatya alişini, sirf ben seviyorum diye simit sepetlerini ellerinle hazirlayişini nasil unuturum.. O gün çiftliğe gittigimizde kilitli olan kalbimi açtim ve anahtarinida göle attim.. Kalbimin bir yani hep seninle doluydu Alp..Sen kardes sevgisine muhtaç olan tarafta yerini almıştin.. Ama diğer yarim boştu.. Yigit yavas yavaş ,savaş vererek diger boşlugu doldurdu.. Kirildim,parçalandim,çok agladim. Ama olmadi.Yapamadim bende girip yerleşmesine izin verdim.. Biriniz kardeşim ,biriniz sevdiğim,aşik olduğum adam.. İkinizide tercih etmiyorum.. İkinizde benim için tercih değilsiniz.. Ne kardeşimden vazgecerim nede aşkimdan.. Siz istesenizde istemesenizde yeriniz hep orasi olacak.. Şimdi " siz benimi tercih ediyorsunuz yoksa kendi egonuzu mu?". Ben ne yaşanacaksa iyi yada kötü yaşamaya hazirim. Yanimdamisiniz , degil misiniz??
        İkiside ne diyeceklerini şaşirmislardi. Çok yorgundum. Uyuyak istiyordum.
- İzninizle biraz dinlenmek istiyorum. Çok yordunuz beni..
   Alp yanimdan kalkti. Yigite uzun süre bakti. İkiside kapiya dogru yöneldi. Dönüp bir kez daha bana baktilar.. Yüzüme kondurdugum tebessümle
- İkinizide çok seviyorum.   sakin unutmayin.. Alpin düşünceli bakiślari benimle buluşurken,Yigitin gözlerindeki parilti yildizlari bile utandirir cinstendi.O aşkindan vazgeçmezdi ,Alp kardeşinden vazgeçebilir miydi?,Tabi ki vazgecemezdi.
        Artik karar onlarindi. Ben ikisindende vazgecmeyecegimi söylemiştim. Verdigim kararin arkasindada duracaktim. Uyumuşum. Kafamda onlarca soruyla ve verdigim cevapla.. Kaç saat uyumuştum ki acaba? Gözlerimi açip etrafa baktim. Kimse yoktu. Ne yapmişlardi acaba? Yada nerdeydiler.? Yavaşça yerimden doğruldum. Daha iyiydim. Güçsüz hissediyordum ama yinede aşaği inecektim. Hersey kolay mi olacakti? Ya Alp ,Yigiti kabul etmezse ne olacakti? O boşluga katlanamazdim. Yapamazdim Alp herseyimdi. Yigitse aşkim,herseyim.. İkinci şansimin sebebiydi.Yerimden doğrulup kapiya yöneldim.. Koridorda kimseler yoktu. Yigit kendi odasina yatirmişti beni. Hayatinin en mahrem yerini açmısti. Hizmetli kadin dışında kimsenin girmedigi odasini..  Koridordan ilerledim merdivenlere geldim. Merdivenin trabzanindan tutunarak yavas yavas indim.. Hizli hareket edemiyordum. Karsima çikan adinin Meral oldugunu öğrendigim kadina Yigiti sormuştum bir çirpida..
- Yigit Bey salonda Ala Hanim..
        Cevabini aldiktan sonra salona dogru yöneldim.. Yigit koltuga oturmuş ,önünde laptopu.. O kadar dalmişti ki.. Geldigimi hissetmemişti bile.. Karşisina kadar gittim. Beni Meral zannetti..
-Bir bardak çay  ve yanindada simit istiyorum. Ala uyanincada hemen haber verin..
     Gülmeye başladim. Başini kaldirdiginda laptopu atarcasina kalktigi yere birakti. Bir eliyle belime dolanirken diger taraftanda elimi tuttu.
- Neden kendin indin aşaği. Niye haber vermedin bana..
- İyim ben. Nerdesiniz. ? Alp yok mu?
    Alp yok mu derkenki hüznüm gözlerimden okunabiliyordu.
- Yok ama gelecek merak etme..
     Birden beni havaya kaldirdi. Ayaklarim yerden kesilmişti. Birkaç tur çevirdikten sonra
- Bir daha söylesene..
    Yüzündeki muzip ifadeyi anliyamamiştim.
- Neyi??  
     Bir taraftanda başimi boynuna kadar gömmüştüm.Anladigimi oda anlamişti oysa. Yatagin üzerine oturduk.Eliyle saclarimi düzeltti. Bana bakiyordu. Derin bir özlemle içime akmak istercesine..
- Ben bi duş alayim olmaz mi?
- Olur tabi ki hemen.. Yardima ihtiyacin var mi??
   Yüzündeki muziplige alismam gerekiyordu. Yüzüme dogru egilip gözlerini dudaklarima kitledi. İçini çekerek
- Yardim etsem iyiydi. Gerçi bir kere uzaktan seni izlemiştim ama...
    Hicbirsey soyleyememistim. Yavasca kollarinin arasindan kaydim ve banyoya yöneldim.
Yigit arkamdan beni izliyordu. Fark etmemiş gibi yaparak banyoya girdim. Soyunup dusa girdim.. Su bütun yorgunlugumu aliyordu. Duşta kaldikça dahada rahatliyordum. Artik ne kadar uzun kaldiysam kapi tiklatildi.
- Alaaa... İyi misin aşkim..
- Evettt iyim..
- Yardima geleyim mi??
     Bir taraftan kahkaha atiyor bir taraftanda israrini belirtiyordu. Dustan telasla çiktim.
- Tamam tamam çikiyorum geliyorum. Gelme...
    Yigit dahada çok kahkahalara boğuldu.. Hay aksi yanima kiyafetlerimi almamiştim. Mecbur boyle çikacaktim.. Kapiyi hafif araladim . Kiyafetlerimi almamisim dedim. Yigit yatagin üzerine oturmuş beni izliyordu.Yavaş adimlarla odanin ortasina geldim. Yigitin bornozunu giymistim. Tabi bana olan büyüklügü tartişilmazdi. Yigit dahada çok gülmeye başladi. Kaślarimi çatarak
- Gülmeeeee.... dedim..
      Kalkip yanima geldi . Bana sarilip tekrar havaya kaldirdi.. Havada uçmak gibi birseydi. Zaten onun yaninda hep uçuyordum. Kokumu içine çekti.
- Çok güzel kokuyorsun.. İlk kokunu şantiyedeki gece aldim biliyor musun?? O gün dedim ki " bu kiz benim olacak?..
      Kendimi geriye çektim . Ellerini biraktirip aşagi indim.
- Neee... Birde iddiaya girdigini söylede düşüp bayilayim..
- Evet iddiaya girdik..
     Gözlerimden ates fişkirmaya başlamışti. Onu geri doğru ittim.. Arkami döndüğümde beni kucaklayip kendine cekti.. Eli gögüslerimin altindaydi.. Basini saçlarimin arasina koyarken
- Kendimle ,kalbimle iddiaya girdim.. Ben savasmadim mi saniyorsun? Kaç gece kapinda sabahladim biliyor musun? Restorandaki o yemekten sonra kapinin önüne nasil geldigimi bile hatirlamiyorum.. Sensiz nefes bile alamiyorum. Holdingte yanimda ol istiyorum. Her an sana bakayim,her an sana dokunayim istiyorum..
     Yigit bunlari söylerken bile kendinden geçmişti. Bir eliyle beni tutarken diger eli bornozun hafif aralanan yakasindan iceri girmişti. Eli karin boşlugumda geziyordu.. Yavaşça gögsume kayan eli tenimle dans ediyordu.
Bense ona katilmamak icin savaş veriyordum.. Yigit boynumdan öpmeye başladigimda
- Yapma Yigit dur...
- Neden??
- Hazir degilim...
     Yigit elini göğsümden çekti. Beni kendine çevirdi. Yakami düzeltmeye çalistigimi fark ettigimde  bornozumu düzeltti..
- Özür dilerim.. Bu kadar yakin olup ,sana dokunmamak çok zor.. Ama söz verdim.. Sen nasil istersen oyle olacak... İkinci şansimiz bizim.. Nasil ve ne zaman istersen..
     Yigitin beline sarildim.Basimi kaldirip yanagina bir opücük kondurdum..
      Yigitin çalan telefonu sessizligimizi bozmuştu.. Arayan Sinandi.. Yigit telefonu actiginda
- Ne var Sinan?  dedi..
    Sonrasi ise daha anliyamadigim bir sessizlik. Karsidaki ne diyordu anlamiyordum . Yigitin verdigi cevaptan kim oldugunu anlamaya çalisiyordum.
- Sinan nerde?? Telefona ver asagilik herif... Eger ona birsey olursa seni yaşatmam....

AlaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin