Hiç hayatinizda pişmanlik duydugunuz anlar olmuş muydu? Sanirim artik benim olmuştu. Gücümün bittigini hissettigimde aklimda tek düşünebildiğim " hayatin çok kisa olduğuydu". Yigitin beni tanimadan önce ki hayati için onu suçlamış,ikimizede hayatı zindan etmiştim. Onun " benden uzak dur " dememle Londraya gidişi, aylarca kendime yaptigim işkence.. Neden yapmiştim? Grurumla ,aşkim arasina sıkışıp kalmistim.. Oysa aşk ne kadarda nadir bulunan birseydi ve ben onu bulmuştum. Bulmakla kalmayip doyasiya yaşamak varken elimin tersiyle itmiştim. Peki Yigit bu kadar inatçi olmasa birkaç günde olsa bu mutluluğu yaşayabilir miydim? Beni bu kadar çok mu seviyordu?
Şu kisacik hayatima veda ederken bunlarimi düşünüyordum? Film şeridi böyle birşey miydi? İnsanlar ölürken bir dilek hakki olsaydi keske. Ve bana bu soru sorulsaydi? Verecegim cevap herşeyi düzeltmek için bir şans daha olurdu sanirim.. Artik çok geçti çok...
****
Birşeyler duyuyordum ama uğultu gibiydi. Anliyamiyordum. Çok üşüyordum hemde çok... Göğsümde bir agri vardi. Başim çok aciyordu. Elimi biri tutsun istiyordum. Ugultular yavaş yavaş anlaşilir olmaya başladi. Yigitin sesini duyuyordum. Biraz uzak geliyordu sesi. Ama birilerine hiddetle bağiriyordu. Çok kizdirmişlardi sanirim. Ben neden göremiyordum yada neden gözlerim kapaliydi. Göz kapaklarimi açmaya çaliştim ama olmadi. Başaramadim. Yigitin öfkesi dinmiyordu nedense.
- Eger yanliş birşey yaptiysaniz ve uyanmazsa hastaneyi başiniza yikarim. Ne demek zaman alabilir? Ne için zaman?? Saatlerdir uyanmadi neden ha nedenn??
Yigit öfkeden çildirmişti. Ayak seslerinin yanima geldigini fark ettim. Biri nabzimi ve steteskopla kalp atişimi dinledi. Hastanedeydim ve Yigit doktora bagiriyordu. Doktorda açiklama yapmaya çalişiyordu.Biran Yigitin kisik sesle öldürürüm sizi dedigini duydum. Gözlerimi yavaşça aralamaya çaliştim. Yigit doktorun yakasina yapişmiş adami dövmekten beter ediyordu. Sesimin çok kisik olmasi ve konuşmaya çaliştikça bogazimin agrimasi canimi yakiyordu. Benim yüzümdendi çünkü ben uyanmamiştim. Çatlak ve hafif çikan bir sesle
- Sus artik çok bağiriyorsun. Başim ağriyor. diyebildim.
Birden Yigit adami bir kenara firlatti ve yanima geldi. Bense gözlerimi tam olarak açamiyor yutkunmaya çalişiyor ,çaliştikçada öksürüyordum. Bir eliyle elimi tutarken diger yandan alnimdan öpüyor
- çok şükür uyandin. Beni çok korkuttun çokkk... Uyanmasan napardim bilmiyorum.
Özlemle okşuyordu beni. Gerçekten çok korktuğu belliydi.
- Hastaneyi yakacaksin diyebildim bir taraftanda öksürürken.
- Yakardim. Senin olmadigin heryeri yakardim.Kendimi bile..
- Çok uykum var aşkim...
Yigit yüzüme bakarken gözünden bir damla yaşin aktiğini ve yanagima damladigini hissettim..Başlarda anliyamasamda ona dedigim "aşkim" kelimesinin eseriydi bu.. Beni yerimden hafifçe doğrulttu
-Biraz böyle durman gerekiyor papatyam!!!Sonra uyuyacaksin söz veriyorum..
Ne ara uykuya daldiğimi hatirlamiyorum bile.. Ama uyanmam gerekiyormuş ve uyanmiştim..
Gölün içindeyken bir şans daha istediğimi hatirliyordum. O şans verilmişti ,bende bunu degerlendirmeliydim. Ya ölseydim. Yigit bensiz,ben Yigitsiz... Ne boş bir hayat yaşamış olacaktik. Bundan sonra bu şansı kaybetmiycektim. Şu hayatta kaç kişinin ikinci bir şansi olurdu ki.? Ama benim vardi. Kocaman degerlendirilmesi gereken bir şans.. Hemde ikinci şansım bir jokerle verilmişti.. Yigit....
****
Kaç saat olduğunu hatirlamiyordum bile. Önce sesler duymaya başladim.Parmaklarimi oynatmaya çalişiyordum. Başucumda biri konuşuyordu. Sanirim bu once ki duydugum sesti. Gözlerimi hafifçe açmaya çalişirken elimi tutan bir el hissettim. Yigitti bu. Artik ellerinden taniyordum. O kadar narin tutuyordu ki.. Elime bir öpücük kondurdugunda emin oldum onun oldugundan. Çok başarili olamasamda elini tutmaya çaliştim.Ayni ses konuşuyordu.
- Gayet iyi Yigit Bey.. Herşey normal ama...
- Ne amasi ama neee???
Yigit yine hiddetlenmişti.
- Ama dinlenmesi ve iyi bir bakim lazim.
- O kisim kolay. Başka ama duymak istemiyorum. dedi Yigit hiddetle..
- Başka ama yok dedi doktor ve kapinin kapanma sesini duydum.
Gözlerimi hafifçe açtim. Bulanik görüyordum.Anlamsizca kafami saga sola çevirmeye başladim. Hizli hareket edemiyordum. Çok ağirdi hareketlerim. Birden Yigit ayagi kalkti.Başimi elleriyle tuttu.
- Hiiisssttt yavaş.. Sakin ol.. Hastanedeyiz.. Korkma ben burdayim. Burdayim artik.. Bunlarin sebebi benim . Hepsi benim yüzümden..
Yigit kendini suçluyordu.Oysa onun suçu degildi. Ben istemiştim balik avlamayi.. Bu firsat için şükretmeliydim. Nasil güzel bir firsat daha verilmişti bana.. Gözlerimdeki perde kalkmaya başlamışti . Dakikalar geçtikçe dahada net görüyordum.. Bütün oda papatya ve güllerle doluydu. Çiçek kokusunu yeni almaya başlamıştim.. Çiçek kokularini içime çekmek istedim.. Kokuyu almamla öksürmeye başladim. Birden Yiğit
- Doktorrrr!!! diye bağirmaya başladi.
- İyim... dememde işe yaramamışti. Doktor koşarak odaya geldi.. Hemen nabzima bakti, gözlerime bakti..
- Bunlar normal Yigit Bey. Su altinda çok fazla kaldi bazi komplikasyonlar olacak.Lutfen sabir biraz..
Doktorun " ben masumum " ses tonu.. Yigit nasil korkuttuysa insanlari artik.. Bir süre sonra öksürüğüm dindi.. Yigit rahatlamışti ama sanki heran birşey olacakmiş gibi gözlerime bakiyordu.. Gözlerimi hiç ayirmadan bende onun kara bir o kadarda kayboldugum,sonsuzluga götüren gözlerine bakiyordum.
- Özlemişim. dedim.
Yigit şaşkin ve bir o kadarda benden bu kelimeleri duydugundan bir anlam veremiyordu.
- Neyi??
- Seni ve gözlerini... Gözlerine bakmaktan hep korkmuşumdur.
- Seni korkutacak birşey mi yaptim??
- Hayir aşkim. Kaybolmaktan ,tutulmaktan,gidememekten korktum. Ama artik korkmuyorum..
- Artik korkmuyorsun? Neden korkmuyorsun?
Yigit bunlari söylerken bir taraftanda yanima uzandi. Başimi gögsune koydum. Bir elimide kalbinin üzerine. Elini belime doladi. Artik huzurlu uyuyabilirdim.Çünkü Yigit yanimdaydi.
- İkinci şansim var artik.. Sanirim seni beklemişim ... derken bunlarin son sözlerim oldugunu fark etmedim bile.. Uyandigimda sabah olmuştu. Hafifçe kipirdadigimda Yigitin uyanmiş olduğunu gördüm. Alnima bir öpücük kondururken
- Günaydin papatyam...
- Günaydin aşkim...
-Gerçekten de gün çok güzel aydi bugün..
Anlamamış bir halde yüzüne baktim.
- Bakma öyle bana.
-Neden?Anlamadim ama.
-Gece duymuştum ama belki yanliş duymuşumdur diye düşünmüştüm. Ama degilmiş.
- Neeee??
- "Aşkım"...
Bir gülücük attim..
- İstemezsen söyleme..
- Hayir. Sen hep söyle hep...
Doktorun odaya gelişiyle Yigit söylenerek kalkti.
- Hep yarim kalmak zorunda degil mi??
Gerçektende hep yarim kaliyorduk. Ya yaşayacaklarimizi en olmadik zamanda yaşiyorduk yada evren oyun oynuyordu bize..
- Ah evren ahhh... dedim.
Yigit bana bakti. Kulagima egildi o evreni birgun durduracagim. Oda giremiycek aramiza.
- Bekliyor olacagim.dedim. Yigitin şaşkinligi bir kez daha artmişti.
- Neler olmuş benim papatyama.. Bilsem daha önce göle atardim. Ama hemen kurtarirdim..
Doktor tekrar muayene etti ve sorun olmadigini çikabilecegimizi söyledi. Doktor sözlerini bitirmişti ki Alp ve teyzem geldi telasla..
- Çok şükür iyisin. dedi Alp.. Teyzem koşup sarildi.
- Ah kuzum benim.. Nasil mahvolduk. Neyseki Yigit seni kurtarmis. Yoksaaa...
Teyzemin gözleri dolmuş, Alpinde yüzü asilmişti.Yigit araya girip
- Neyse geçti ,bitti. Artik iyi hep bizimle.. Çikiyoruz...
Sonra doktora döndü.
- Çikabiliriz degil mi??
Doktordan onayi aldiktan sonra telefonunu çikarip Sinani aradi.
- Sinan taburcu işlemlerini hallet. İlaçlari alip eve gelirsin.
Sanirim Sinan hangi ev diye sordu. Yigitte " Benim ev" diye cevapladi. Teyzem ,
-Yigitcigim benim eve gitsek daha dogru olmaz mi?
Yigit bir anda teyzeme ve Alpe döndü.
- O benim sevgilim. Ona en iyi ben bakarim. Alp işlerle ilgilenmek zorunda. Sizde bize gelin ordada ilgilenebilirsiniz. Ama Ala evimize gelicek..
" Evimiz,biz" ne kadar güzel gelmişti kulagima.. Son yaralanip gittigimde hiçde iyi anilarim yoktu ama herşeyi baştan yaşiyorduk.. Artik bir "evim vardi ve bizdik". Hiç itiraz bile etmemiştim.. Ona güveniyordum.. Güvenmek için sebeplerde umurumda degildi. Ne olursa iyi yada kötü yaşayacaktik...
Az sonra bir hemşire tekerlekli sandalyeyle geldi. Yigit ve Alp beni tutarak sandalyeye oturttu. Çok güçsüzdüm. Bir taraftanda kendimi gözüm kapali ellerine birakacagim iki erkek vardi. Ve ben ikisindende vazgeçmeyecektim..
****
Hastane kapisina indigimizde araba gelmişti bile.. Yigit
- Gel bakalim prenses.. diyerek kollarina aldi.. Beni arabanin arka koltuguna oturttu.Kendiside yanima oturdu. Şofor kapiyi kapatti... Yigit kendini yanima çekti. Bende elimi yettigince ona sardim. Başimi göğsüne dayadim. Gözlerimi kapattim.. Yigit bir taraftan kolumu okşarken bir taraftanda alnima öpücükler konduruyordu.. Kafasini egip yüzüme bakti.
- Ne düşünüyorsun?? Çok mutlu görünüyorsun? Seni güldüren ne?? Umarim benimdir?
- Akşam yemeginden kurtuldum. Nasil berbat bir aşçı olduğumu görmeyeceksin..
Yigit sesli güldü.
- Yooo o balik yenecek kurtuluşun yok.. Bu defa balıklar kendi gelecek..
İstanbul!!!! Güzel şehir. İlk kez güzelliğini farkediyorum. "Demekki aşik olunca farkli görünüyormuş hersey "diye mirildanmişim. Yigit başini gömdüğü saçlarimin arasindan kaldirip
- Neeee??? diyebildi..
Bense gülmeye devam ediyordum. Bu arada malikanenin kapisindan girmiştik bile. Arkamizdaki arabadada Alp ve teyzem.. Evin önüne geldiğimizde Yigit açilan kapidançikti. Beni kendine dogru hafifçe çekti.
- Gel bakalim prenses.
Beni kucagina aldi.Son gelen arabadan Sinanin indigini gördüm. Yardimci kadin kapiyi açti. Yigit kapinin önünde durdu yüzüme bakti.
- Ne?? Noldu Yigit??
- Birgun bu kapidan boyle kucagimda ama farkli bir isimle gireceksin. Unutma bunu..
Çok şaşirmiştim.
- Bak böyle şeyler söyleme. Yeni bir kaza atlattim.. Sonra bide kalp krizi geçirmiyim. Hem bu bir teklif mi??
- O teklif bu kadar basit olmayacak..
- Allah Allahhh!!!
- Yaaaa... Ne sanmiştin...
Kapidan içeri girdi. Yukari dogru merdivenlerden çikmaya başladi.
- Yigit yürüseydim..
- Olmaz .. Hem kuş kadarsin..
- Haaa yani kilolu olsam taşimiycan..
- Ben seni ne olursan ol hep taşirim..Yeter ki yanimda ol beni birakma..
Bu arada odaya girmiştik bile. Pencerenin önünde ki koltuga oturdu.Bende kucaginda kafasini göğsüme yasladi.. Sımsıkı sarildi.
- Bir daha benden gitme Ala.. Sakın gitme..
Göğsüme akan su damlalari hissediyordum. Yigit korkmuştu. Hemde çok.. Ben bayginken neler yaşamışti.?
- Gitmem.. diyebildim.Gözümden akan yaşlar yanagina süzüldü. Nasil güzel seviyordu beni.. Sevilmiştim ama hiç böyle sevilmişmiydim.?
Koridordan gelen ayak sesleriyle Yigit beni kucaklayarak yataga yürüdü.Beni usulca yataga birakti. Sonra elleriyle önce benim gözyaşlarimi sonra kendi gözlerini sildi.O sirada içeri teyzem ve Alp geldi. Alp gergindi.. Yigite dönüp
- Biz Ala yla biraz konuşsak ..
- Tabi ki.. dedi Yigit.. Ama sonra ...
Bir gerginlik vardi. Yigitle Alp arasinda.. Teyzem ve Yigit çikarken kapiyi kapatti. Alp yanima oturdu..
- Neler oluyor Alp?
-Bunu sen mi soruyorsun?
- Evet...
- Bence sorma. Herseye ragmen buraya gelmek istedin karşi çikmadim. Yaptigi herseye ragmen buradasin.. Seni kirmak istemedim. Yarin burdan gidiyoruz.
Ne diyecegimi bilmiyordum.
-"Yaptigi hersey?"
- Yigitle konuştuk. Hemde uzun uzun.. Şantiyede olanlar, buraya geldiginde yaşananlar. Ben kabul etmiyorum. Kardesime böyle davranan biri onun yaninda olmayi haketmiyor. O seni haketmiyor...
Alp in ne söylediğini anlamıştim. Yigit herseyi anlatmisti. Benim bile affedemeyip günlerce aci çektiğim herşeyi ... Eger tanidigim Alpse ,Yiğiti affetmeyecekti. Gözlerime bakarken Alp kapi çaldi.. Yigit içeri girdi. Alp
- Hadi söyle Ala???
Yigit yüzüme bakarken celladi olmami istemiyordu. Bense zor bir yol ayrimindaydim. Hayatimdaki iki erkek.. İkiside vazgeçilmezim.. Ne yapacaktim ?? Biri hayatimin aşki digeri kardeşim....