Teyzemin verdiği cevap biraz germişti beni. Neden bizdik. Bizimle kim uğraşiyordu ki. Biz her ne kadar kendi halimizde olsakta geçmişten gelen düşmanlarimiz vardi. Annem sandigim kadinin ailesi.. Teyzem buna izin vermeyecekti.
- Teyze ...
- Efendim canim.
Teyzem anlamamiş gibi yüzüme bakiyordu. Gözlerimi süzerek ona baktim.
- Hadi ama anladigini biliyorum. Kim bunlar. Dertleri Yigit degilse ne??
- Ala birsey söylemek icin čok erken. İki gün istiyorum. Sadece iki gün. Merak etme kimsenin size birsey yapmasina izin vermem.
Yigit bir anda söze karişti . Kendisinin saf dışı kaldigini düşünüyor olmaliydi. Teyzemin bu tavri onu rahatsiz etmişti. Yanimdaydi ama ne sifatla.? Sevgilim,nisanlim ,kocam?? Şu an belki resmiyette hiçbiri. Konumu sadece flört yada erkek arkadas. Tamam ailemden kalan son iki kişi vardi. Biri Alp diğeri teyzemdi. Onlarin onayini almıştı. Ama durum bundan ibaretti. Ne yaşadigimiz ,nasil yaşadigimizi bizde bilmiyorduk. Sadece birbirimizden kopamayacak kadar aşik ama sözlere dökülmemiş masum.. Gercektende birkaç ufak cilveleşme ,öpücükten ileri gitmeyen bir ilişki.. Acaba bütün iliskilermi böyleydi. Yada benim kendime çizdigim çizgilerdenmi kaynakliydi bunlar. Yigit ciddi bir ilişki yaşamişmiydi? Nasil davranmisti? Kafami düşüncelerimin refleksi olarak ona çevirdim. O bana bakiyordu zaten. Acaba seslimi düşünmüştüm? Yigit bana dikkatli bakti. Kafasindan ne geçiriyordu acaba anliyamiyordum. Teyzem sessizligi bozarak
- Sadece iki gün.. Güvende olacaginiz bir yere gidin. Herkes yatta biliyor sizi. Bunu onaylayacak birsey daha yapariz bu bende.. Bekledigim görüsmeyi yaptigimda haber vericem.
Teyzem oturdugu yerden doğruldu. Şöyle bir etrafina bakti.
- Benim biraz uyumsm lazim. Butun gece uykusuzdum. Ala sende biraz uyu bebegim.
Tamam anlaminda başimi salladim. Teyzem yurumeye başladiginda Yigitte ayagi kalkti. Birden sanki ani bir karar vermişti. Teyzemin arkasindan seslenerek
- Birkaç dakika konuşabilir miyiz ?
Teyzem geri döndü. Yigit onun yanina gitti. Kapidan çikip benim duymayacagimdan emin olduklari bir yerde konuşmaya başladilar. Ne konuştuklarini duyamiyordum. Yaklaşip dinlemeyide kendime yediremiyordum. Keşke dudak okumayi bilseydim.Neden ögrenmedim ki diye sitem ettim kendi kendime.. Teyzemin bakislari arada bir beni süzüyor sonea Yigite dönüyordu. Konu ben olmaya bendim. Ama olay neydi? Neden benden bu kadar büyük bir sır gibi gizliyorlardi. Konusma yaklasik on_onbeş dakika sürdü. Teyzem gülümseyerek sanki tebrik edercesine elini Yigitin omzuna koydu." Merak etme bende" dedigini anladim. Onda olan neydi ki? Fazlami kuruyordum kafamda. Az önce bahsettigi kişiler olmaliydi. Ama benden gizlemeleride beni kirmişti. Teyzem odasina doğru ilerlemeye başladiginda Yigit yanima geldi. Utangaç bir o kadarda heyecanli bir hali vardi.
- Hadi bir kahve daha içelim?
- Çok uykum var ama?
- Gellll!!!
Yigit elimden tuttu. Beni çekistirerek mutfaga göturdu. Kahve yapti. Bir taraftanda bana bakiyordu. Çok agirdi hareketleri . Kahveleri getirdiginde yanimda degildi sanki.
- Yigit iyi misin?
- Hiii evet iyim ,iyim..
- Burda degilsin sanki. Seni ilk kez böyle görüyorum. Anlatsana bana..
- Zamani gelince askim.. Ögreniceksin..
Uyuymak icin giden teyzem mutfaga daldi. Buraya geldigi gibi giyinmisti. Komikti hemde cok.. Daha mutfaga girerken
- Ala sakınnn sakinnn gülme!!!
Bunu derken kendide gülüyordu. Bi kahkaha attik.. Yigite döndü.
- Görüşürüz Yigit..
-Teyze hani uyuyacaktin. Nereye gidiyorsun?
- Halletmem gereken işlerim var canim.. Görüşüruz..
Teyzem gelip yanaklarimdan öptü. Saclarimi düzeltti. Yanagimi okşadi. Bir kez daha Yigitin omuzuna eline koydu
- Telefonun açik olsun.. Aradigimda ulasabileyim.
Yigit başini salladi. Teyzem gideli bir saate yaklaşmişti. Yigit kendine işler buluyor çalışma odasina girip çıkıyordu. Bense onun arkasinda dolaşiyordum. Belkide bu hoşuna gidiyordu. Ayni yerleri iki üç kere turluyordu. Telefonunun çalmasıyla elini cebine atti.
- Evet.. Tamam anladim..
Neyi anlamisti ki.? Karşisina gecmis ona bakiyordum. Telefonu kapatti.
- Gidiyoruz..
- Nereyeee??
- Hadi yürü. Çok soru soruyorsun..
Üzerimize birer mont alip çiktik. Gündüz olmasina ragmen hava bulutlarla kapliydi. Sanirim yağmur yağacakti. Yigit elimden tuttu. Mutfaktan geldigimiz yoldan geri gidiyorduk. Geldigimiz sessizlikle dönüyorduk. Bahcenin arka tarafina geldigimizde bizi bekleyen arabaya bindik. Hareket ettik.
- Nereye gidiyoruz Yigit? Yanimiza hiç birseyde almadik. Cevap versene..
- Çiftlige gidiyoruz. Yanimiza birsey almadik çünkü birseyler ayarladim. İhtiyacin olan hersey var. Başka sorun var mi?
- Sanirim hayir demeliyim.
- Aynen hayir demelisin. Peki aşkim nasil istersen diyerek konuyu kapatip bana güvenmelisin..
- Himmm demek oyle..Peki askim sana güveniyorum.. Nasil istersen öyle olsun. Lütfen kizma bana nolurrr...
Verdigim cevaplar karsisinda Yigitin kahkahalari sariyordu arabayi. Simsiyah olan gökyüzü uykumu getirmişti. Kaçip giden agaclari ,evleri izlerken hipnotize olmus gibiydim. Yigitin açtigi müzik beni dahada kendimden geçirmişti.
Sen gecerken sahilden sessizce
Gemiler kalkar yüregimden gizlice....
Şarkiyi dinlerken tek hatirladigim Yigitin elimi tutmasiydi. Başimi Yigite çevirdim. En son aklimdaki görüntü onun yüzüydü.
***
Epeyce bir vakit uyumuştum. O kadar derinlere dalmistim ki arabanin durdugunu bile anlamamistim..
- Aşkimmm... Hadi uyan geldik.
Gözletimi açamiyordum. Yigit ellerimi avucunun içine almiş kulagima fisildiyordu.
- Hadi uyuyan güzel.. Bir kadin bu kadar güzel uyur mu?? Kucagimda taşirdim ama yagmur yagiyor .. Hadi aşkim..
Yagmur yagiyordu gercekten. Önce yagmur sesini ,gözlerimi açtiktan sonrada yagmurun kendisini gördüm.
- Geldik mi??? dedim mirildanarak bir sesle..
- Geldik... Sen uyurken...
Toparlandim. Yigit hizlica arabadan indi. Koruma yoktu. Burada ne yapacaktik ki.. Birden gözüm göle takildi. Daha birkaç gün önce orada ölüyordum. İknci şansimin verildigi yerdeydim. Yigit beni kucakladi. -Hadi gel.. Oraya bakma.. Ağacimiza bak. Ama ben salincaga bakmayi tercih ederim..
Başimi Yigite çevirdim. Utanmistim. Halen daha nasil yaptigimi anlayamamistim. Ne ara salincakta öpüşecek kadar cesur olmuştum.. Oda utandigimi anlamisti. Günlerdir beraber oldugum birisiydi o.. Ama ben ilk kez utaniyordum bu denli.. Güldu beni kucakladi.
- Gel hadi gel.. İslandin hasta olacaksin..Yigit beni montunun altina aldi. O beni koruyordu bense onun kokusunu tadiyordum. Eve girdik. Kapiyi kapattik. Burayi çok sevmiśtim. Burda kendimiz oluyorduk. Kendi montunu çikardiktan sonra benimkinide çikardi. Çok islanmissin. Şömineyi yakmaliyim. Hadi üzerini degiselim. Saclarimizdan sular akiyordu.
- Tamam ben hallederim sen şömineyi hallet..
Yatak odasina dogru ilerledim. Yigit şömine yakmak yerine pesimden geliyordu. Elimi odanin kapisini acmak icin attigimda durdu. Kapiyi actim..
Görduklarim karşisinda donup kalmiştim. Odanin her yeri papatya ve güllerle kapliydi.. Onlarca buket papatyalar ve ortalarinda güller.. Oda çiçek bahçesi gibiydi...Yatagin üzeri güllerle kaplanmisti. Yerlerde gül yapraklari.. Odanin icinde ilerlemeye başladim. Yatagin üzerinde pudra rengi bir elbise vardi. Dizlerimin üstünde mini,ip askili derin sirt dekolteli.. Şal bile düşünülmüştü. Ayakkabisida hemen yaninda duruyordu. İnanamiyordum. Şaşkinligimi gizleyemiyordum. Nasil bir mutluluktu. Yigit bir kadini mutlu etmeyi biliyordu..
Kosarak Yigitin boynuna sarildim.
- Sen nasil bir adamsin . Ben seni hakedecek ne yaptim?
Yigit kulagima egildi.
- Belkide sen benim ödülümsündür..
Boynuma bir kez daha dudaklarini degdirdi.. Hava soguktu ama sanki benim vücudumdaki ates ikimizede yeterdi. Kulagima fisildayarak..
- Sen hazirlan ,ben şömimeyi halledeyim.
***
Üzerimi degismis ,saclarimi onun sevdigi gibi topuz yapmistim. Makyajimi tamamladim. Rujumuda sürdükten sonra dönüp odaya baktim.. Nasil bir gündü.. Çok güzel.. Her kötü olay bizide dahada yaklaştirmisti. Kapiyi acip salona girdigimde ozenli hazirlanmis bir masa .. Masanin ortasinda mumlar,beyaz bir örtü,kirmizi tabaklar ,kadehler ve Yigit... Yanan şöminenin yaninda giydigi siyah takim, beyaz gömlek,üstten iki dügmesi açik.. Nasilda seksi görünüyordu. Baştan çikarici ,cezbedici,karsi konulmaz.Yanima geldi. Elimi tuttu ve öptü. Bir dudak bu kadar ateşli olabilir miydi? Kendimi havalarda uçuyor gibi hissediyordum.
- Çok güzelsin.. Nasilda saf ve eşsiz..
- Sende muhteşemsin.. Derin bir nefes çektim.. Baştan çikaricisin. Ama umarim bunu başka kadinlara yapmamışsındir?
- Kiskanç miyiz biraz?
- Biraz derken. Yooo bayagi bildigin kör kütük kiskancim..
Yigit elini belime attiginda sirtim ellerinin altindaydi.. Dudaklarimin tadina baktiginda ise ben kendimi ona birakmistim.. Geri çekildi sandalyemi çekti..
- Prenses..
- Tesekkur ederim . Çok incesiniz Yigit Bey..
- Yigit Bey demek...
- Yanii..
- Sorarim ben sana Yigit Beyi.
Kadehlerimizi doldurdu. Kirmizi şarap harikaydi. Ben içmedende sarhoş olmuştum.. İlk kadehi bir dikişte içmiştim. Sanirim bendeki heyecani anlamisti. Yemek servisini yapmaya başlamışti. Ama yemek yiyemiyecek kadar heycanliydim. Bu ilk özel yemegimizdi. Hele ki bu evde bizim kaderimiz olacagini düşündüğümüz bu ev... Yigit yerinden kalkti. Bir müzik açti. Çalan şarki tanidik gelmişti. Çalan " ikinci bahardi" Unutmamisti. İlk dansimizdi. Edanin gelişiyle bozulan gecemiz. Benimse içimde firtinalar koparken kendimi tuttugum gece.. Şimdi ise burdaydik.. Yanliz ,başbaşa ve mutlu..
- Nasil hazirladin bunlari?
- Sır..
- Nasil sır??
- Ala sus ve kendini bana birak. O gece neler yaşadigimi bilemezsin. Bütün gece kollarimdaydin. Bunun hayaliyle evinin önüne geldim biliyor musun?
- Gercekten mi?
Yigit gülerek yüzüme bakti..
- Sen her gece hayalimdesin. Sensiz uyuyamiyorum. Rüyalarimdasin.
- Rüyalarinda. Anlatsana nasil görüyorsun?
- Duymak istedigine emin misin?
- Tabi ki. Sonuçta rüya.. Ne olabilir ki.
- Tamam.. Bir keresinde seni siyah bir gecelikle görmüştüm. Şu teyzenin getirdigi gibi. Odama geliyordun.. Askilarini asagi...
- Dur dur tamam yeter. Bu nasil bir rüya..
- Sordun anlatiyordum.
- İstemiyorum. Bu rüya degil.
- Rüya benim. Ne istersem görürüm..
Çalan müzikle dahada yakinlaşiyorduk.Ayni o gece gibiydi. Aradaki tek fark ben kendimi ona birakmistim.. Müzigin bittigini anliyamamistim bile. Çok güzel bir geceydi. Romantizm zirvedeydi ama Yigit mesafeliydi sanki.. Önceden olsa bana dokunmak icin can atan Yigit sanki kendini tutuyor mesafwyi koruyordu. Masaya tekrar oturdugumuzda Yigit kadehleri tekrar doldurdu. Ben yine hizlica ictim.. Yigitin gözü dışaridaydi. Arada pencereden dışari bakiyor. Yagan yagmurun sesiyle duraksiyordu. Yemegin sonu gelmisti. Ama o hala durgundu.. Yagmur hafiflemeye başladi. Yerinden kalkti. Mutfaga gitti.
- Birazdan gelecegim.
- Az sonra onu arka kapidan çikip bahceye giderken gördüm.. Yerimden firladim. Yigit yoktu. Ama onu gordugume emindim.
- Yigitttt!!! Yigitttt!!!
Yoktu. Ses vermiyordu.
- Yigitttt!!!
Salincagin üzerinde bir seyler gördüm. Hizlica salincagin yanina gittigimde koca bir buket gül vardi. Çicekleri kucagima aldim. İçinde bir not vardi. Notu aldim icinde yazanlari okumaya basladim.
Güneşim
Yanginim
İçmeye doyamadigim suyum
Ömrüme gelen baharim
Kış güneşim
Canıma hoşgeldin
Papatya sevgilim...
Yagmur damlalariyla gözyaşlarim karmakarisik olmustu. Yaşanabilecek en güzel duyguyu yaşiyordum. Başimi kaldirip agacin dallarina baktim. Sonra kendi agacimiza gözüm takildi. Fidanin altinda birsey vardi. Ayakkabilarimla yürüyememistim. Onlari çikarip oraya biraktim. Elbisem sirilsiklam olmustu. Çiplak gibiydim. Dudaklarim titriyordu. Heyecandanmi yoksa üşümekten mi bilmiyorum. Umurumdada degildi. Fidanin yanina geldim. Yerde gul yapraklari arasina konulmus bir kutu vardi. Beyaz gul yapraklari ve kutu..Güllerimi yere biraktim. Kutuyu elime aldim ve açtim.. Gözlerim kamaşmaşti. Bir tektaş.. Kutunun yanindada bir not..
Yillarca seni beklemişim
Artik tamamlandim
Sen beni tamamlamak istermisin?
Ruheşim,diger yarim,ömrüm olmaya ne dersi??
Bu bir teklifmiydi? Sanirim öyleydi. Bense bunu beklemiyordum. Yigit kapidan göründü. Yavaşça yanima geldi..
- Ne dersin? Ömrüm olur musun? İyi günde,kötü günde,her zaman....
Konuşamiyordum. Cevabim belli ama kelimelere dökemiyordum.
- Senden nefret ediyorum. İyi günde ,kötü günde ömrüm ömrün olsun.
Yigit kutuyu elimden alip yüzügü çikartip parmagima geçirirken mutluluktan uçuyordum. İçimdeki kelebeklerin sayisi belli degildi. Yüzüge baktim. Artik resmen nişanliydik. Dudaklarimiz bulustugunda bir zincirimi daha kirmistim. Kalbimin anahtarini attigim bu göl kenarinda mutlulugun ,bir ömrün temelinide atmistik. Agacimizla aşkimiz da,bizde büyüyecektik..
Sarilarak içeri girdik. Sirilsiklamdik. Yigit şömineye tekrar odun atti. Titriyordum.
- Hadi üzerini degistir sonrada sicak birseyler icelim.. Yada istersen uyu.. Nasil istersen.
Uyu.. Gercekten uyumami istiyordu. Belkide aşk dokunmadan sevmekti. Yigitte bunu anlamisti. Ben odaya giderken Yigit koltuga oturdu. Odaya girdim kapiyi kapattim.. Kapiya dayandim düşüncelerim boguyordu beni.. Tek engel ben miydim? Kendo mutluluguma kendim engel olmayacaktim. Yigitin hazirlattigi çantayi açtim. İçinden siyah bir gecelik çikti. Birde pijama vardi. Bir elimde pijama bir elimdede gecelik. Yatagin üzerine oturdum. Pijamayi yataga attim. Geceligi giydim. Saclarimi kurulayabildigim kadar kuruladim.. Derin bir nefes alip kapiya yoneldim.. Kapiyi actim. Yigit şöminenin önüne minderler koymustu. Ama ordada yorgunluktan uyuyakalmisti. Sanirim huzurdu bu.. Yanina gittim saclarini düzelttim.. Yüzüğüme baktim..
- Seni seviyorum... Hemde çokkk... Boynuna bir öpücük kondurdum . Ayagi kalktim. Arkamdan bir el yakaladi beni. Fisildayarak.
- Geleceksin demiştim..
Nefesini hissettigimde ise bunun bir önemi yoktu. Artik ne olursa olsun iki kalp birleşmeliydi...