31. Bölüm

34 6 4
                                    

        Kayip ruhlar ışıgıni ne zaman bulur ki.. Kendini buldugundami, ruh eşini buldugunda mi? Ya birleşip tek ruh olmadan,karışmadan kaybederse sonsuza kadar araftami kalir? Mutluluk ne? Mutsuzluk ne?
       Telefonda duydugum silah sesi.. Hayatimdaki en korkunc seslerden biriydi. Etrafimdaki hiçbirseyi gormuyordum,duymuyordum.. Gözümden akan bir damla yaş. Tek düşünebildiğim Yigitti.. Telefon elimde bile degildi. Ne ara yere düşmüştü hatirlamiyorum bile.Bacaklarim beni taşimiyordu. Dizlerimin üzerine çöktüğümü hatirliyorum. Hissettigim şeyin adini bende bilmiyordum. Bir aciysa bu acinin tarifi olamazdi. Hayat albümüm hep yarim kalmis fotograflarla doluydu.Ama Yigitle hiç fotografimiz bile yoktu. Oksayip ,öpüp aşkim diyebilecegim .. Yoktu .. Çaresizlik ,umutsuzluk,en ağirida ölüm..
      Ölümü konduramiyordum. Hayir olamazdi. Daha yasayacaklarimiz vardi.   Sürünür bir şekilde once dizlerimin üzerinde sonrada duvarlardan destek alarak aşagi inmeye başladim.. Korumalardan biri kosarak içeri girdi. Bense daha merdivenlerden inmeye çalişiyordum.. Gözyaslarim Yigitin tişörtünü islatmisti bile. Koruma merdivende karsimda geldiginde birden sendeledim. Kötü haberi bekliyordum.
- Yenge gitmemiz gerekiyor. Hazirlanman lazim.
- Yigit .. Yigit...
- Yenge nolur.. Birsey söyleyemem..
- Gelmem...Yigit bana buradan ayrilma dedi. Git buradan.
   Koruma cebinden bir tane papatya çikardi. Bana uzatti.
- Yenge lütfen..
     Papatyayi Yigit vermiş olmaliydi. Bunlarin olacagini biliyor muydu? Bilerek mi gitmişti. Ne yapacagimi bilmiyordum. Acaba Yigite zarar verenler aynisini banadami yapmak istiyordu. Ama bu " papatya" .. Bir tek o biliyordu papatya aşkimi. Papatyayi iki avucumun arasina aldim. Yigit yoksa yaşamaninda ne anlami vardi ki. Kokladim ,öptüm.En kötü şekilde bende ölürdüm. Acaba diger taraf varsa eger kavuşur muyduk? Sevenler kavuşurdu. Filmlerde oyle görmüştüm.
- Yenge acele etmeliyiz? Hemen hazirlansan..
- Tamam geliyorum.
    Geriye döndüm. Yigitin odasina gittim. Bacagima bir tayt giydim. Üzerimde tişort kalmaliydi. Onu birakamazdim. Kokusu yanimda olmaliydi. Ölürken bari kokusunu duymaliydim. Spor ayakkabilarimi çektim. Yigitin çekmecelerini kariştirmaya başladim. Birsey bulamadim. Kendimi savunacak birsey bulmaliydim. Neler yaşayabilecegimi bilmiyordum. Heran herşey olabilirdi. Üzerime bir kapşonlu geçirdikten sonra kapşonunu kafama çektim. Tam kapidan çikarken banyoya girdim. Banyo çekmecesinde bir çaki buldum. Çakiyi alip kapşonlumun cebine koydum. Hizlica asagi indim. Kafamda deli düşünceler vardi. Aci yerini nefrete,nefretse intikama dönüşüyordu. Ona bunu yapan adami bulup hesabini soracaktim.. Aşk ,sen nasil birşeydin. Nelere dönüştürüyordun. Birkaç dakika önce acidan ölürken şimdi ise bu aciyi yaşatani öldürme planlari kuruyordum.
      Koruma beni kapinin önünde bekliyordu. Kosar adimla gidiyorduk. Belki korumada onlardan biriydi. Belki beni ona götürurdu. O zaman onu öldürebilirdim. Planlarima başlamistim bile. Elimi cebime attim. Telefonu almayi unutmustum. Allah kahretmesin. Nasil unutmuştum.. Alpi arayabilirdim. Yanlizdim tamamen . Kendi başima halledecektim..
      Arabaya bindik hizli bir şekilde hareket ettik. Ara sokaklara giriyor pesimizde biri varmi diye anlamaya çalisiyorlardi. Arabada üç kişiydik. İki koruma ve ben.. Biri arabayi kullaniyor ama silahi kucagindaydi. Digerinin iki elinde birer silah vardi.Herseye hazirlikli gibiydiler. Yan koltukta oturan koruma bana döndü.
- Yenge merak etme. Seni sag salim götürecegiz.
- Nereye??
- Gidince görürsünuz. Yigit Abim emirlerini vermişti.
- Nasil yani.? Ne demek emir vermisti?
    Koruma sustu. Yanliş birsey soylemek istemiyordu. Yigit giderken bile beni düşünmüş herseyi planlamisti. Gözyaşlarimi tutamiyordum. " Seni seviyorum Yigit. Seni seviyorum askim" .. Gözyaşlarimi tutamiyordum. İçimdeki intikam ateşi dahada alevlendi. Gözümdeki hüzün yerini ateş saçan nefrete evriliyordu. Arabada derin sessizlik hakimdi.
*****
    Kaç saat gittik hatirlamiyorum. Karisik yollar ,ara sokaklar ve en son orman yolu.. Ormanin derinliklerine kadar gittik. Araba orman yolunda gidemiyordu artik. Sendelwyerek gidiyorduk. Agac dallari arabaya çarpmaya başlamışti. Koruma "duralim artik " dedi. Arabanin kapisini güçlükle açtilar. Sonra benim kapima yöneldi.
- Yenge gelll!!! Acele etmeliyiz.
    Beni nereye getirmisti bunlar. Telefon çekmezdi. Kuş uçmaz ,kervan geçmezdi. Önümüzdeki patika yoldan gitmeye başladik. Koşar adimlarla gidiyorduk. Bense hiç birsey bilmiyordum. Bu ormanin içinde ne olabilirdi ki? Ev olamazdi. Olsa olsa bir klube olurdu. Oda avci klubesi olabilirdi. Bir saate yakin gittik.  Ormanin icinde derin bir karanlik hakimdi. Patikayi bile zor görüyordum. Fenerle yolumuzu aydinlatmaya çalisiyorlardi. Az ileride küçük bir klube göründü. Bunuda penceresinden çikan cılız isiktan fark ettim. Korumalar klubeye yaklaştigimizda ellleriyle dur işareti yaptilar. Yavaşladim. İyice etrafa baktilar. Korumalardan biri
- Yenge iki dakika bekle. dedi.
      Oldugum yerde ksldim. Gercekten beni öldürmek isteselerdi neden bu kadar önlem alsinlardi ki.? Klubeye dogru yaklaşan koruma hafifce basini egdi. Pencereden iceri bakti. Sadece iceriyi gorecek sekilde kafasini uzatiyordu. Bizse bir agacin arkasindan ona bakiyorduk.. Birden pencereye yiklamaya başladi. Şifreli gibiydi. İki tane tek sonra ara verdi. Arka arkaya üç tane daha tek vurdu. Sonra pencereden tamamen görünecek şekilde bakti. İçeriyi biz göremiyorduk. Kim vardi bilmiyordum. Kendimi herseye hazirlamaliydim. Neyle karsi karsiyaydim. Yigite guvenmistim oda adamlarina güvenmişti. Artik Yigit yoktu. Bu adamlara ne kadar güvenebilirdim.
     Pencerenin önündeki koruma silahini kaldirdi. İçerideki adama tamam anlaminda isaret verdikten sonra bize döndü.. Eliyle gelin isareti yapti. Gitmekle gitmemek arasi savas veriyordum. Her ne oluyorduysa ya sondu yada sonun başlangiciydi. İsteksiz bir şekilde yürürken ayagim takildi ve düştüm. Derin bir "ahhh" sesi çikti. Yanima kosan korumalar beni kaldirmaya çalisiyordu. Canim yaniyordu. Tenimin acisimi kalbimin acisimi hangisi daha agirdi bilemiyorum. Ayagi zorakide olsa kalkmistim. Korumanin biri kolumdan tuttu.
- Birak beni!!!
   O sirada açilan klubenin kapisi beni dahada çok şaşirtmisti. Karsimda o mavi itici gözleriyle Sinan vardi. Dik dik bana bakiyordu. Yüzündeki ifadeyi tam olarak göremiyordum. Yigit onun yüzünden ölmüştü. Kolumadan kolumu çekip Sinana dogru yürümeye başladim.
- Hersey senin yüzünden.. Senin aptalligin yüzünden.. Yigit yok artik ,sensin bunun sebebi.. Asagilik herif.. Seni hic sevmemistim zaten..
     Bunlari söylerken hizla kapiya dogru gidiyordum. Korumalarda şaşirmisti. Sinanin önüne geldigimde suratina bir yumruk indirdim. Sinan şaşkinlikla ,aci arasinda kalmişti. Dengesini bozmak icin bacagina bir tekme indirdim. Tum gucumle içeri ittim.. Arkamda iki koruma vardi. Buyuk ihtimal Sinanin adamiydi. Beni öldürebilirlerdi. Ama umrumda degildi. Sendeleyen Sinan şoktaydi. Bir tekme daha attim. Sinan yerdeydi. Cebimden çakiyi çikardim. Sinanin belinde silah olabilecegi aklima geldi. Klubenin kapisini kilitledim. Çakiyi Sinanin bogazina dayayip belinden silahini aldim..  Silahi basina dayadim.
- Senin yüzünden aptal herif. Yigit senin yüzünden öldü. Seni geberticem. Bunu niye yaptin ona.. O senin yanina gelirken kardesim dedi sana..
     Sinan şaşkindi. Ben birsey yapmadim . Hem niye tuzak kurayim. O benimde kardesim. Yigit söylemisti ne manyak oldugunu.. İki deli birbirini bulmuş.
- Bulmuştuk ama senin yüzünden bitti. Eger sen yapmadiysan yapana götüreceksin beni. Onu öldürücem. Kim yapti söylesene..
     Sinanin kafasina silah dayali olmasina ragmen gülüyordu. Anlam veremiyordum.
- Manyak misin sen? Niye gülüyorsun?
     Klubenin diger tarafini görmemiştim bile. Gelen sesle irkildim. Odada biri daha vardi. Loş bir isik vardi ve secemiyordum. Oldugu nokta kör nokta gibiydi.Basimi kaldirdim.
- Kim var orada?
     Gelen cevap dahada ürkütmüştu beni..
- Önce silahin emniyetini açmalisin manyak sevgilim benim.....
    

    
    

AlaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin