Kaç yüreğim kaç... Birak esen firtina kirmasin narin kollarini...
Salona girişimle bir anda dikkatler üzerimde toplandi. Bense akşam olanlari beynimden kazimak istiyordum.Yiğit her firsatta bana dogru attiği adimlar artik germeye başlamişti.İyi niyet adı altinda bizi buraya getirmesi bile inandirici gelmiyordu.Ani bir çikişla
- Alp gidiyoruz artik. Yiğit Beye ilgisinden dolayi tesekkur ederiz.
Alp in şaşkin bakislari beni bulduğunda elimde isaret ettim.Yüzünde ki aptal ifadeyi anlamaya çalişiyordum.
- Lutfen beni sorgulama sonra konuşuruz hemen gidebilir miyiz?
- Tamam oyle istiyorsun da.. Birşey mi oldu bilmedigim birseymi var.Ala korkutma beni bak anlat.
- Hayir birşey yok . Gitmemiz gerekiyor.Lutfen...
Alp kafasini salladi ve esyalarini almak için çikti.Salondan çikmak için ilk adimi attim. Yigitin Alaaa... diye seslenişlerini duymak bile istemiyordum.Arkadan gelip kolumdan tutarak beni çevirdi.
- Ne var neee??? diye bagirdigimi fark ettim.
- Bu yaptiklarin çok iğrenç Yiğit Bey.. Dün odama gelip beni taciz ettin. Buda yetmez gibi bunu daha öncede yaptin.Acaba iyi niyetlisin ben mi yanliş anliyorum diye düşünürken ,seni kafamda bir yerlere koyup ,kendimce daha önce duyduklarimdan hakli taraflarini ariyordum.Ama dünnn,dünnnn gece bardagi taşirdin Yiğit Hanoğlu.. Hayatimiza girdigin gibi cikacaksin.Lanet olsun holdinge geldiğim güne,lanet olsun seninle taniştigim güne.. Sen o bize yardim eden adamin torunu olamazsin .Bu kadar duygusuz ,bu kadar ....
O kadar kizmistim ki. Öfkeden gözlerimden akan yaşlari kontrol edemiyordum. O ise sadece dinliyordu. Artik durduramiyordum kendimi.Onun bu kadar tepkisiz kalmasi dahada çildirtiyordu beni.
- Cevap versene. Savunsana kendini. Savunsanaaa...
Agzini cevap vermek ister gibi açti. Dudaklarindan dökülen sözler
- Haklisin.. Niyetimdede haklisin.Sadece seni elde etmekti.Çekiyorsun beni. Farklisin.Ama madem bu kadar nefret ediyorsun.
-Nefret ediyorum.Hemde tahmininden fazla..
Gözlerim niye yaşlarla doluydu. Gerçekleri duymak dahada acitti içimi. Siradan tek gecelik bir kadin gibi görmüştü . Yanilmayi bu kadar çok istedigimi hatirlamiyorum.
- Bundan sonra görmeyeceksin ta kiii sen isteyene kadar.
- İstemiycem. Seninle hayatimin hiçbir noktasinin keşişmesini istemiyorum artik.Çünkü sen zavallisin!!!
Alp in ayak sesleri geldiginde gözyaşlarimi sildim .Arkami dönüp çiktim.
Hayalkirikliklarimin üzerine bir tane daha eklendi.Bu kadar yiğını taşimaz yüreğim.YİĞİT HANOĞLU sen bu yigini birde ateşe verdin. Bir kivilcimla yok ettin...
*****
Olaylarin üzerinden bir hafta geçmesine rağmen Yiğitten bir haber ,bir işaret yoktu.Ben demiştim istemiyorum diye.. Normal hayatim nasildi benim acaba. İnsanlar neden bu kadar çalişir diye düşünürdüm.Demekki hayalkirikligindan yada gerçeklerden kaçmak icin bu kadar müptela olurlarmiş.. Ah hayat benimde ders alma zamanim gelmişti demek.. Dava zamani geliyordu.Artik hersey hazirdi.Hasan abiye yapilanin hesabini soracaktim. Bu aralar Alp gizlice telefonla konuşuyordu.Kim olduğunu bilmiyordum. Bazentartisir ,bazen sessizce anlatiyor gibi halleri vardi.Su an onu onemsemeyecek kadar dikkatimi toplamistim dagitamazdim.
Buroda otururken dava hazirliklarinin bitmesinin verdigi huzur vardi. Nadia odaya çay getirdi. Yanindada mis gibi simit vardi yine.
- Offf harikasin nasilda açım anlatamam.
- Afiyet olsun.
- Şu hikayenin devamini dinleyemedim merak ettim.
- Tabi ki.. Ama davadan sonra anlatirim. Hem Alp Bey de dinler.
- Tamam oyleyse çay ,simit ve hikaye .. Anlaştik oyleyse..
Bir tebessum attim.Burodan çiktim yürümeye başladim. Korkusuzdum. Yigitle bulustugumuz yere götürdü ayaklarim. Bir çay aldim ve banka oturdum.Arkamda birden bir ayak sesi duydum. Kafami çevirdiğimde Yiğiti görfüm. Şok olmuştum. Tekrar önüme döndüm.
- Seni görmek ve hatta konuşmak istemiyorum. Gittt...
Beni hiç duymamis gibi geldi ve yanimdaki diğer banka oturdu.Kafasini denize doğru çevirip
-Bana bakma,sana bakmam.Konuşmam istemezsen.. Sadece baktigin yere bakayim... Sen bana bakma ,ben baktigin yerde olurum...
Ne diyecegimi bilemez bir halde sessizlige büründük......