67.Bölüm

18 5 2
                                    

   Uzak hemde cok uzak. Denizler aşıp geldim sevgili. Sesine ,kokuna hasret kaldığım. Bir bakışına ,bir gülüşüne günleri feda ettigim. Burada sana doğru çarpan bir kalp var. Sevdamızi bağrıma bastim. Yanima canından parçaları aldim. Tek tesellim ,tek umudum..
      Geldigimiz bu yer dubleks ,bahçe için ,etrafi tepelerle çevrili ama olduğu yerden heryeri görebilen bir yerdi. Önünde denize açılan bir kapi vardi. Kisaca küçük bir kale gibiydi. Durumun önemini buraya geldigimde daha iyi anlamıştır. Bir savas başlamıştı. Ve Yigit beni ve bebeklerimizi korumak icin buraya göndermişti. Ne kadar kalacaktır burada bilmiyordum. Tek bildigim aldigim her nefesi sayacaktim. Ondan önce nasil nefes alıyordum onuda bilmiyordum..
     Evin yardimci kadini orta yaslarda biriydi. Kisa boylu tıknaz biriydi. Direktifler verilmişti zaten. Her yerde korumalar vardi. Sayıları az olmakla islerinde iyi olanlari seçmişti Yigit bizim icin. Yanimizda bir hemşire de vardi. Bizim sagligimizdan ,guvenligimize kadar herseyi ince ince düşünmüştü. Evin icinde sade döşenmişti. Ust katta üç tane yatak odasi vardi. Hepimize birer tane olmak uzere. Yolun yorgunlugumu yoksa yüreğimin yorgunlugumu çökmüştü uzerime bilmiyorum. Uyumak ,uyumak ve uyumak...
      Etraf hic ilgimi cekmiyordu. Emine Hanıma donup " Odami gösterebilir misiniz lutfen". dedikten sonra Alp ve Yagmur donup bana bakmıştı. Neden baktıklarını anlamistim. Gozlerimi açmakta bile zorlanıyordum.
- İyim merak etmeyin. Sadece yoruldum.
    Yağmur yanima yaklaşarak elini koluma koyup ",Emin misin? Ala.. Bak lütfen. İyi değilsen..."
- İyim ,iyim.. Ondan ayri ne kadar iyi olabilirsem iyim..
     Rakamı donup Emine ile birlikte yukari cikmaya basladik. Merdivenler antreden yukari dogru kırılıyordu. Yumuşak kavislerle bitmeyecek bir yolu andırıyordu. Artik sonu gelsin istiyordum. Merdivenlerden yukari ciktik. En üstte cikana kadar harcadığı efor belkide günlerdir harcadigimdan daha fazlaydı. Biran once odama gidip Yigiti aramak istiyordum. Simdiden ozledim seni demek istiyordum.. Ust kata çıktığımızda karsilikli dort kapi vardi. Odaların üçü bizimdi. Sağdaki en son odanin kapısını acti Emine." Buyurun burasi sizin odamız. Yigit Bey denizi sevdiğiniz soyledi. Bu yüzdende burada kalmanizi uygun gördü. "
     Basımı sallayıp odama girdim. Gerçektende denize bir yol çıksa da yolu tam olarak görüyordu.Hatta kucuk sahilide görebiliyordum. Odanın açıldığı küçük bir balkonda vardi. Balkonda iki tane bambudan koltuk vardi. Ortada kucuk bir masa... Emineyi gonderdikten sonra balkonun kapısını sonuna kadar actim. Pencerenin onunde beyaz renkli tüller denizden gelen esintilerle uçuş uçuş havalaniyordu. Balkondan denizi izliyordum. Telefonumu elime aldim. Yigitin numarasini aradim. Uzunca çalmasına ragmen acilmadi . Elimde telefon geri dönmesini bekliyordum. Ama bir mesaj dustu mesaj kutusuna.." Seni arayacagim."
     Çok kisa bir mesajdi . Bambu koltukların kenarına ilistim. Keske sesini duyabilseydim. Birkac saat geçmişti ama sanki yillardir burada onu bekliyor gibiydim.. Ne kadar bekliyecegimde belli degildi. Yerimden kalktim. Yatagima dogru ilerledim. Yataga yavaşça uzandim. Yastığın birini kucagima aldim.. Bu boşluğu yastik doldurur muydu? Hayir doldurmazdi tabi ki.. Hicbirsey düşünmemek?? Bombostu aklim. Sadece uyumali ve rüyalar alemine birakmaliydim kendimi.. Gözkapakları kapandığında ise artik bosluktaydim. Belki uyursam daha cabuk biterdi.
     Birkaç saat uyumak iyi gelmisti. Ruya görmemiştim. Ben belki Yigiti görürüm diye uyumustum ama görmemiştim..
     Yatakta sirt ustu yatip etrafına baktim. Dinlenmiştim. Kapi tiklatildi. Emine gelmisti.
- Ala Hanim yemek hazir . İlaclarinizide almanız lazim. Yigit Beyin talimatı var.
   Tamam anlaminda basimi salladim. Emine odadan çıktığında banyoya gittim. Elimi yuzumu yıkayıp odadan ciktim. Salona masa hazırlanmıştı bile.. Yagmur
- Gunaydin Ala...
- Oooo uyuyan güzel uyanmış. Prensinmi uyandirdi?
- - Yooo Yigit mi aradi?
- Evet beni aradi ben senide aramıştır diye düşünmüştüm dedi Alp bir çırpıda.. Telefona bakmak hic aklima gelmemişti. Telefon odada kalmisti. Emineyi telefonu alması icin odaya gonderdim.
- Ne var ne yokmus?
- Sanirim savas basliycak Ala. Yigit bizi buraya gonderdigine gore.
- Bende ondan korkuyorum zaten. Bizde yokuz yanliz kaldi. Neler olabileceğinden korkuyorum. Bu olaylar cokta kanun yoluyla olmayacak sanki..
Yağmur dalgın ve uzgun bir tavırla.
- Malesef haklisin. Abim ve Emir zaten hep çatışma içindeydiler. Sonra sanki söyleyip söylememek arasinda kaldığı .Karanlik isler yani??
- Ne kadar karanlik ? Biraz biliyorum ama tabi hepsini degil.
- Abim uyuşturucu isi disinda her ise girdi. Emirde uyuşturucu işinde bir köprüydü. Kisaca ikiside birbirinin sahasına girmezdi . Aslinda abim istemeden bu islerin içine girdi. Dedem abimi bu isleri devralması icin yetiştirdi.
    Bu arada Emine telefonumu getirmişti. Telefonumu sessize aldigimi unutmustum. Yigit bes kere aramisti.Acilmayincada Alp i aramıştı. Uyuduğunu ogrenincede mesaj atmisti.
"   İyi uykular Ömrüm"
     Mesajı okuduğunda yüzündeki siritmaya karsina Alp ile Yağmurda guluyorlardi..
Ne var niye buluyorsunuz? Bir taraftan cevap verirken bir taraftan da mesaja cevap yazıyorum.
_ "Gunaydin askim.."
- Ozledim....
- Bende cokkkk 💕
- Aksam ariycam bir tanem. Bugun cok yogunum.. Kendine de bebeklerimizede iyi bak..
- Tamam..
    Belki sesini duyamamistim ama en azindan orda olduğunu hissetmiştim. İcimi bir mutluluk kaplamıştı. Tabi bu mutluluk istahimida açmıştı. Eminenin yaptigi corba ve salatadan yedim sadece. İştahını aksam yemeğine saklıyordum. Masadan kalkmadan Emine ilaclarimida getirdi. İlaçlarını bir çırpıda ictim. Onlari içerken naz yapicak kimsede yoktu. Bahcede yürüyüşe ciktik. Cokta gelecek bir alanın yoktu. Olsun yinede iyi geliyordu.
     Yağmurla dertlesmek icin guzel bir ortamdı. Söze nereden baslamaliydim bilmiyordum. Hepimiz yaraliydik. Hepimizin içinde bir alev topu vardi. Bunu ancak beraber asabilirdik.
    Kucuk kucuk adımlarla uzun uzun yollar katedecektir.
- Benim yuzumden bunlar Ala.. Cok uzuluyorum. Eger abimin basina birsey gelirse kendimi asla affetmem. O Emiri ellerimle oldururum..
- Oyle birsey olmayacak. Yiğite birsey olmayacak. Olamaz yani olmamali...
- Olmayacak biliyorum yinede Emir abim kadar durust degil. O cok zekidir ama Onun gibi bel altı savasmazsada kazanamaz.
   Bu sirada telefonum caldi. Arayan Yiğitti. Heyecanla actim telefonu
- Askim...
- Gittiniz mi?
     Yigitin buz gibi sesini telefondan bile hissediyordum. Ne olduğunu Anlamıyorsun.
- E e evet .. İyi misin sen?
- İyim bir sorun yok. İkimiz içinde olmasi gereken buydu. Merak etme tum ihtiyaçların karşılanacak .. Hepsi bu..
    Ne cevap vereceğini bilmiyordum. Bir an duraksadim. Bu benim askim degildi. Bir terslik vardi. Bir soru sormaliydim.
- Yağmurla vedalasamadim. Gorusmek isterdim.
- Yagmuru bilmiyorum. Kocaman kadin hepinizi ben mi takip edicem. Bir ihtiyacin olursa haber verirsin Sinan a. Haaa nerede olduğunu da bilmek istemiyorum.
    Telefonun kapanma sesini duyduğumda anlamıştır ,emindim artik. Ama neden bütün bağlarımız kopmuş gibi davranıyordu...
****
   Bir hafta sonra
     Yiğitler son konuşmamizin uzerinden  bir hafta geçmişti. Hicbir haber yoktu. Ama ben biliyordum ki birşeyler oluyordu. Ve tek dusunebildigim ona birsey olmamasi.. Elim telefonda bekliyordum. Gündüzleri bahcede dolaşıyor ,sohbet ediyorduk. Ama geceleri yanliz kaldigimda balkona cikip bambu sandalyeye oturuyorum. Bazan güneşin doğusunu izliyordum. Sadece sesini duysaydim yeterdi ama zaten gonderme amacı da buydu. Bulantıları geçmişti. Karnında büyüyen iki tane parcamiz vardi. Beni ayakta tutan onlardı.
Saat gecenin üçü ben yine kokuna sarilamiyorum. Ustumu örten birini beklemisim hep.. Tam buldum derken yine karanligin kolları sarıyor beni. Soğuk... Usuyorum buralarda.. Kimsesizligim hic bu kadar bırakmamıştı karanlığa. Ben hep sensizlikten kaçarken ,sessizliğin kollarında bulmusum kendimi. Uzaktan birkac yakamoz oynaşırken denizle bende soğuk denizlerde nefessiz kaldim. Bir gelsen alsan koynuna.. Girsem kalbinin yanina kadar ,basimi göğsüne koyup uyusam..
      Geceleri sabahladigim balkondan gordugum dolunay gizemlerle çağırıyordu beni. Gozlerim onu izlerken bir dilek tutsak gerçekleşir miydi? O anda elimi karnıma koydum. Bebeklerim erkek olmalıydı. Yigit ogullari yaninda oldumu kendini guclu hissederdi.
    Bahçede yürüyen iki karartı gordum. Biraz yerimden dogruldum.Alp ve Yağmurda yürüyenler .. Gitgide yakinlastiklarini biliyordum. Belkide böylesi daha iyiydi.Herşeyin bir ilaci yok muydu zaten.. Er yada geç herkes çaresini buluyordu. Eninde sonunda.. Cok guzel konuşuyorlardı. Yigit neden yoktu ki.. Yarin doktor kontrolum vardi ve yanlizdim. Usumeye başlamıştım. Uzerime aldigim şal bile isitmiyordu. Gecenin ağırlığı çökmüştü uzerime.. Burda uyusam ne olurdu ki.. Kim orterdi üzerimi..
     Birinin beni kucagina aldığını hissettim. Kim olabilirdi ki Yagmur beni tasiyamayacagina gore Alpti. Tanidik bir omuzdu. Tanidik bir koku. Yataga beni yatirirken kulağıma bir fısıltı dokundu
- Uyu askim uyu...
   Gülümsüyordum.
- Aç gozlerini.
- Hayir...
- Aç hadi çok özledim yeşili de kaybolmayi.
- Ya ruyaysa kaybolursan.?
- Aç hadi..
    Gozlerimi hafifçe actim. Gülümseyerek yuzume bakiyordum. Oydu Yiğit ... Ruyamiydi gerçek mıydı  bilmiyordum ama çok mutluydum... Hep bu anda kalmak istiyordum... Sabahsa telefon sesiyle uyandim...
    

AlaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin