30. Bölüm

48 6 7
                                    

       Yaşadığimiz güzel günler daha dogrusu anlar sayilidir. Hayatin bize nerede bir çelme takip düşürecegini bilemeyiz. Daha güzel bir an isterken belki elimizdeki bir avuç huzurdanda oluruz.. Belkide şu kisa yaşantimdan öğrendiğim tek şey "ikinci şans " bize gelmez. Biz şansimizi yaratiriz. Ve tercihlerimizi yaşariz. Başkasini suçlamak sadece bizim kendimizi hakli çikarma bahanemizdir...
       Hicbir zaman bahanelerin ardina sıgınmamistim. Ne olursa olsun dik durmayi öğrenmiştim.. Yigitin gözlerindeki dehset beni korkutmuştu. Şu an beni bile göremiyordu gözleri.. Ne oldugunu sormaya korkuyordum.Tüm cesaretimi toplayip yaklaştim.
- Kötü birsey mi oldu?
      Yigit bana anlatmak ve anlatmamak arasi kararsizdi. Ona cesaret vermeliydim.
- Anlat bana hadi..
    Yigitin ellerini tuttum.
-Güven bana..
- Korkarsin.. Seni korkutmak en son istediğim şey.. Bunu yapamam ... dedi.
       Bir yerlerden söze başlamaliydim. Ama nasil. Ona güçlü olduğumu ve kaldirabilecegimi göstermeliydim. Bana inanirsa anlatabilirdi. Birden şantiye geldi aklima.. Hafifçe gülümsedim. Tabi gergin olan Yigiti bu dahada çildirtti.
- Ben burda sen korkma diye anlatmiyorum ama senin halin gercekten hal degil. Daha anlatmadan garipleştin.
- Hadi yaaaa..
     Sözlerim biter bitmez hamlemi yaptim.. Sag bacagimi kaldirip Yigitin sol diz arkasina hizlica bir tekme attim. Birden dengesi bozuldu.İki elimle de sag elini kavrayip boşluguna hizli bir dirsek yapiştirdim.. Daha da ileri gidip kendimi duzeltip tam yüz yüze geldigimizdede sag ayagimla sol ayagina bir çelme takip onu yere sirt üstü düşürdüm. Yigit ne oldugunu anlamamişti bile.. Yere düştükten sonra iki bacaginin üzerine bacaklarimi açarak oturdum.. İki elimlede omuzlarini bastirdim.. Halen daha ne yaptigimi anlamaya çalişiyordu.. Birkaç saniye böyle kaldiktan sonra ağzindan çikan ilk kelime
- Nasil yani...  olmuştu.. Bense siritiyordum.. Yigit kendini toparladiktan sonra...
- Bak sen !! Benim papatyam nelerde bilirmiş. Nazli papatya derken icinden dişi rambo çikti..
      Bir kahkaha attim.
- Böyle biraz zor oldu ama.. Yani ben kendimi gayette koruyabilirim. Beni hafife alma Yigit Hanoğlu... Sakın hemde...
     Gözlerime bakarken birden bornozun yakasinin açildigini fark ettim.. Bir anda ellerini biraktim. Bunu firsata çevirme telasinda olan Yiğit ellerimden tutarak beni ters çevirdi.Nasil oldugunu anlamamistim. Gögüslerimde derin bir dekolte oluşmuştu. Bornoz her ne kadar birkaç beden büyük olsada vücudumun büyük çogunlugu açikta kalmişti.Yigit bakislari vucudumda dolaştiginda " bakmaaa" diyebildim.. Yigit içten bir gülümseme attiktan sonra..
-Şu halde daha fazlasi lazim ama...
- Amaaa ... Bence bu cümle bitmemeli...
- Bence bitmeli.. Ama bence yerde degil daha yumuşak bir yerde bitmeli...
    Ellerimi kurtarip bornozumu düzelttim.. Yigiti üzerimden ittim ve ayagi kalktim.. Elimi uzattim . Elini uzatti tuttum ama o durmadi ve beni kendine çekti. Madem kabaliktan anlamiyordu onu farkli dilde ikna etmeliydim.. Üzulmesine dayanamiyordum. Kollarimi boynuna doladim.
- Şu an riskin farkindamisin ?
- Tabi ki farkindayim.
- Neden oyleyse?
- Yöntem değiştirdim diyelim.
- Birde yontem uyguluyoruz.
- Seni üzgün gormeye dayanamiyorum. Sen kötü hissettiginde icim aciyor Yigit.. Hemde çok aciyor.. Sen kalabalikta yanliz birisin aslinda.. Seninleyken çocuk oluyoruz farkinda misin? Birbirimizde kendimizi buluyoruz. Tamamlaniyoruz.Ben sana kalbimi açtim sende bana aç..
      Bunlari söylerken elimi Yigitin yanagina koydum. Parmaklarimla hafif kirli sakalini okşuyordum.. Ne kadar işe yarardi bilmiyorum ama yükünün čok ağir oldugu belliydi.. Yigit birden
- Bir dakika ,bir dakika... Sen böyle dövüşmeyi nerden ögrendin?
     Bir kahkaha attim.. Dudaklarimi büktüm. İyikide ögrenmişim. Birgün bir sevgilim olursa üzerinde antreman yaparim diye ögrenmiştim.
    Yigitin kahkahalari odayi çinlatmişti..
- Seni sevmemek ne büyük delilik.. Gerçi sevmekte delilik.. Seninle çok iśimiz var demekki..
- Tabi ki ne zannetmiştin.. Hemde çokkk...
- Gercekten ne zaman ögrendin.? Senin iki katinim ve beni yere serdin. Eminim ki bu başka biri olsaydi cani fena yanmişti.
- Sana kiyamadim.. Küçük bir fragmandi bu.
- Ooooo iddialiyiz. Uygun bir zamanda tekrar deneriz mesela...
- Ben her zaman hazirim. Üzerimde bütün denemeleri yapabilirsin. Yani fragmanla ilgili yanlis anlasilmasin..
- Tabi tabi.. Eminim bunu kastettin..
       Artik ayni dili konuşuyorduk. Tamamlaniyorduk. Her an bir adim daha atiyorduk birbirimize.. Artik gercek konuya gelmeliydim.
- Artik anlatabilirsin. Ben kendimi savunurum. Sinan nerde?
      Pat diye sormuştum. Yigit kisa bir şaşkinlik yaşasada beni birakti. Ellerini çekip pencerenin önüne dogru yürüdü. Duvar boydan boya camdi.. Ve bacenin ortasindaki heykel ve havuza bakiyordu. Bir süre oylece izledi. Bana döndüğünde anlatmak ve anlatmamak arasi gidip geliyordu. Dik ve kararli duruşuma daha fazla kayitsiz kalamadi.
- Arayan Sinandi. Ama konuşan Sinan degildi.
- Kimdi?
- Emir...
- Kiz kardesimin kocasi yani kocasiydi.. Yagmur yani kardesim Emirle evlenmeye karar verdiginde bunu istemedim. Temiz bir hayat yaşamaliydi. Evlenmelerini engelkemek icin bende Emirin kardesini kacirdim. Neden böyle birsey yaptim bilmiyorum. Emir ,Yagmuru öldürmekle tehdit etti. Tabi bunu ögrenen Yagmur kaldiramadi. Yaşayan bir ölüden farksiz. Emirle evlendi ama onu hiç affetmeti. Yagmurun onunla evlenmesinin bir śarti vardi. Benim yaşamam ve benim soyadimi taşiyan insanlarin yaşamasi.. Emir bu zamana kadar buna cesaret edememişti.Ta kiii birkaç gün önceye kadar. Bize silahla saldiran adamlar...
      Derin bir nefes aldi. Beni neden böyle birseyin içine çektigini sorguluyor gibiydi. Sonra sözlerine devam etti.
- Hep bu saçma hayatim bu yüzdendi. Günübirlik ilişkiler, nerde akşam orda sabahlar... Seni taniyincaya kadar. Aslinda ben seni taniyordum. Dedemle birkaç kez yetimhaneye gelmiştim. Seni uzaktan görmüştüm.Sen 7_8 yaślarindaydin.. Bense en fazla 13 tüm.Yetimhanenin en köşedeki ağacin altinda oturuyordun. Kenardaki masanin birine oturdum gidene kadar seni izledim.. Papatya gibiydin. Yeşilin içinde o kadar beyazdin ki.. Sonralarida geldim ama sen görmedin. Bir türlü sana yaklaşamadim. Cesaret edemedim. Çok güzeldin çokkk.. Herşeye cesaret eden ben yanina gelmeye cesaret edemiyordum..
     Yigiti hayretle dinliyordum. Beni önceden tanimasimi yoksa uzaktan izlemedimi garipti.. Yillarca bana aşikti ve içinde yaşamişti..
- Sonra.. dedim..
- Sonraaaa... Anlaşma işte... Eger seninle evlenseydim sana dokunamayacakti. O yüzdende bunu önceden yapmaya karar verdi. Yani senin peşinde. Sana olan zaafimi ve hikayemi ögrendi. Sana birsey olmasin ,bunu kaldiramam Ala...
         Yanina gittim. Elimle dudaklarini kapattim.Aslinda ne kadar mutsuz ama mutlu rolü oynayan bir adamdi.. Demekki beni yillardir taniyor tavirlari bu yüzdendi..
-Şimdi Sinan elinde. O benim sağ kolum. Kurtarmam lazim onu.. Buluşmak istiyor. Ve benim gitmem lazim . Burda güvendesin.Ben birkaç saate dönerim. Beni burda bekle.. Tabi bornozla da bekleyebilirsin..
       Yüzünde yine o sinsi gülüş vardi. Gercektende ben yanindayken farkliydi. Ama korkuyordu.Çok korkuyordu.
- Olmaz. Bende gelicem.. Yanliz gidemezsin. Hayir olmaz...
      Yigitin tek başina gitmesini istemiyordum... İkinci şansimiz vardi ve oda gidebilirdi.
- Hisssstttt birsey olmayacak. Beni öldüremez. Anlaşmamiz var. Ama Sinaninda ölmesine izin veremem . Anliyorsun degil mi? O benim çocukluk arkadasim,dostum,yardimcim,herşeyim.. İzin veremem...
     Bunu en iyi ben anlayabilirdim. Alp benim kardesimdi. Nasil bir tercih yapip ondan vazgecemediysem,Yigitte Sinandan vazgecemezdi. Ama onu kaybetme korkusuda sarmisti içimi.. Nasil başa çikacaktim bununla.. Yüzümü yüzüne dayadim.
- Konu sen olunca korkuyorum Yigit. Seni kaybetmekten korkuyorum.
- Birsey olmayacak korkma.. O kadar kolay kurtulamazsin benden..
     Başini yataga çevirdi.
- Daha yaşayacaklarimiz var..
     Elimle omuzuna bir yumruk attim. Offf Yigit yaaa yapma şunu..
- Yalan mi??
- Hayir degil..  dedigimdegözlerinde ki işilti artti..
- Amaaa zamani var..
     Boynuma dogru egildi. Sonra birden aklina birsey geldi. Kafasini kaldirdi yüzüme bakti.
- Ömrümun bahari iyi ki geldin..
    Sonra tekrar kafasini boynuma gömdü. Telefon sesiyle birden irkildi. Arayan Sinanin numarasiydi. Yigit derin bir nefes alip telefonu açti.
- Evet..
- ......
- Anladik ne istiyorsun?
-.......…
-Konum at geliyorum.
-.......
- Merak etme yanliz gelicem..
     Son cumleden sonra telefon kapandi. Bogazimi bir el sıkmışti. Ne demek yanliz gelicem.. Yigit telefonu kapatti.
- Olmaz . Nolur yanliz gitme. Yigit olmaz...
- Aşkim dönücem.. Tamam mi dönücem...
       Yigit alnimdan öptü beni.. Yatagin yanindaki komodine dogru yürüdü. Çekmeceyi açti. İçinden silahini aldi. Önce sordugum sorunun cevabini almistim. Yigitinde silahi vardi.. Silahi aldi beline koydu.. Yüzündeki ifade birden değişti. Kaşlari çatildi,yüzü sertleşti. Gulen bakışlarin yerini donuk bir o kadarda dehset bakislar aldi.. Korkmalimiydim bilmiyorum.Sanirim hazirdi. Dolaptan üzerine bir ceket aldi. Geri geldi bana bakti.. Gözlerimin taaa içine.. Alnimdan öptü.
-Sen uyu dinlen. Geç gelebilirim. Merak etme gelicem ama.. Burda güvendesin..
      Birden aglamak gelmişti içimden. Kendimi tutuyordum ama gözyaşlarimi tutamiyordum. Akiyorlardi. Oynayan çocuklar gibiydiler. Yaramaz ,bir o kadarda söz dinlemez.. Ellerimi beline sardigimda silahina dokunmuştum . Soguk bir okadarda ürkütücüydü... Geri cekildi gözyaşlarimi sildi ,yanaklarimdan sonrada dudaklarimdan öptü.. Sonrada yavas adimlarla odadan çikti..
        Pencerenin arkasindan aşagiya baktim. Yigit korumalara birseyler söylüyordu. Aradada kafasini çevirip benim pencereme bakiyordu. Beni görüyormuydu bilmiyorum. Ama hissediyordu sanirim. Korumalara son birseyler söyledikten sonra uzunca tekrar pencereye bakti.. Hizli ve sert adimlarla arabaya dogru ilerledi. Bindi ve gitti... Yanliz kalmiştim.. Yigitin dolabini açtim. Üzerime uygun birseyler aradim. Sonra onun tişortünü buldum. Bir parçasi ,kokusu benimle olmaliydi. Giyindim gidip yatagin üzerine oturdum.. Yastigini alip sarildim..
- Allahim nolur ona birsey olmasin. Yanima dönsün..
          Artik sözlerim bitmişti. Gözüm saatteydi. Bir türlü geçmiyordu. Son baktigimin üzerinden üç dakika geçmişti ve saat 2:36 ydi. Odanin içinde dolaşiyordum.. Nefes alamadigimi hissediyordum.. Ellerimi çenemin altinda birleştirdim.. Pencereden dısari bakmaya başladim.. Korumalar bir o tarafa bir bu tarafa yürüyüp duruyorlardi. Yinede zaman geçmiyordu. Tekrar yataga döndüm. Saat 4:45 olmuştu. Zaman her zaman engrldi bana .. Ya hizli geçiyor bazanda hiç geçmiyordu..  Birden çalan telefonla kendime geldim. Bu saatte kim arayabilirdi. Komodinin üzerindeki telefona dogru giderken aklimda binlerce soru vardi.. Arayan Yigitti.. Demekki bitmişti evemi geliyordu. Elim ayagim titriyordu.Telefonu zorlukla  açtim..
- Aşkimmmm...
- Yenge iyi geceler . Ben Emir ...
     Nasil bir şok yaşadigimi bilmiyorum. Dehşete kapilmistim..
- Ne istiyorsun? Yigit nerede?? Telefonu neden sende??
- Oooo yenge ne çok soru soruyorsun sen.. Yigit nasil dayaniyor sana..
   Arkadan Yigitin sesi geliyordu.
- Hayvan herif dogru konuş onunla.. Yoksaaa seni öldürürüm..
    Emir,Yigiti kandirmisti. Oyun oynamisti ona. Sirf onu yakalamak icin de Sinani kullanmisti.
- Bana bak eger ona birsey olursa seni ben öldürürum.. dedim.
- Bak sennn... Yigit kendine göre birini bulmussun.. Yenge saygilar.. İyi geceler..
- Kapatma.. Birak onu.. Duydunmu birak onu...
- Haaa birakicam tabi ki. Artik bir mevlit okutursun...
     Arkasindan bir el silah sesi duyuldu.. Benimse kalbim durdu. Nefes alamadim.. Gözlerimden yaş bile akmiyordu. Donmuştum..
- Yigit lütfen ölmemiş ol... Dönecektin lütfen... Birakma beni...
      Var git ölüm... Zamanimi ver bana.. Sorma ,konuşma birgün yine gel... Ben sen ,kokarken birakma beni...

-

AlaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin