18.Bölüm

45 7 14
                                    

    Bazen sessizlik en büyük çıgliktir..
     Ne zaman akşam oldu güneş batti hatirlamiyorum.Gercekleri haykirarak yüzüne söylediğim halde içim soğumuyordu. Ama bir tek kelime daha söylemek istemiyordu dilim. Dil susarsa en büyük çığlik o zaman başlar... Sıkılıp gitmesini bekliyordum. O da ısrarla gitmiyordu. Usulca yerimden kalktim. Uyumali ertesi gune sakin ve dinlenmiş olarak mahkemeye gitmeliydim.Sırtim ona dönük giderken arkamdan
-Alaaaa!!! diye seslendi. Bir an yavaşlar gibi oldum . Söyledikleri ve yaptiklari bir tokat gibi çarpti düşüncelerime.. Sonra hafif bir duraksamadan sonra devam ettim.
- Özür dilerim...
    Duydugum bu iki kelimede yetmiyordu. Ne kadar basitti özür dilerim. Ne içindi. Hangisi içindi yada..
- Artik çok geç... Bir daha karşima çikma..
    Onu sahilde birakip yoluma devam ettim.Dar sokaklardan geçiyor eve geç gitmek için yolumu uzatiyordum. Önümden koşarak gelen çocuğun ani çarpmasiyla geriye dönmek zorunda kalmıştim.Bir anda gözüme Yiğit çarpti. Beni takip ediyordu. Ne bekliyordu ki. Yada ne istiyordu? Son sözümü söylemiştim. Her zaman hayatta terkedilmek böyle birşey..Her zaman düşüp yeniden kalkiyorsun. Hep daha güçlü ,hep daha dik.. Beni tanimiyordu. Neler yapabilecegimi bilmiyordu.Kaç kez düşüp kaç kez kalkmiştim. Yanimda ise hep Alp vardi. Tek güvendiğim,kardeşim,dostum,annem,babam...Kimsenin hiçbir şeyi olmamistik birbirimizin herseyi olmuştuk.
     Bir anda hafif hafif yağmur başladi. Herkes bir yerlere dağilmaya ,kaçışmaya uğraşiyordu. Bense ana caddeye çikmis evimin olduğu sokağa girmiştim bile..Yürürken epey islanmiştim. Çok yorgundum oyle böyle degildi ..Apartmanin önüne geldiğimde kendi kendime "arkama bakmiycam"diye söz vermiştim.Bakmadim da.. Apartmana girdim ,eve cıktim. Üzerimi değiştirmeden koltuğa oturdum. Nasil olduğunu anlamadan bir anda uykuya dalmışim. Uyandiğimda vakit çok geçti.Nefes alamiyordum. Üşüyordum hemde çok.. Alp gelmemişti . Biran gündüz açtiği telefon geldi aklima.Bu gece tanikla beraber olacagini söylemişti.Olduğum yerde tekrar uyuyakalmisim.Sabah ne ara oldu bilmiyorum. Saat 8:00 olmuştu.Midem bulaniyordu.Bir terliyor bir üşüyordum. Titriyordum.Yerimden dogrulmaya çalistim.Dogrulamadim.Zorla telefonu alip Alp i aradim.
- Alp ben çok kötüyüm.Ayaği kalkamiyorum.
- Tamam bekle sen geliyorum.
   Yarim saat sonra once Alp arkasindanda Nadia geldi. Alp ,Nadia yi aramış ve bana gelmesini söylemişti.
- Çok ateşin var. Yaniyorsun.Bu halde davaya giremezsin. Mecbur yanliz gideceğim. Senin kadar olmasa da yapicaz birşeyler.
   Bana birkaç ilaç içirdiler. Kaç saat uyudum bilmiyorum. Zaman kavramini kaybetmiştim. Alp in eve gelmesiyle uyanir gibi oldum ama gözlerim kapaliydi ,açamiyordum. Alp biriyle telefonda konuşmaya başladi.
- Evet davayi kazandik. Herşey yolunda gitti.Yüklü bir tazminat aldik.Hemde ilk celsede inanilir gibi değildi. Madem davayi kaybedecektiniz niye bizden yardim istediniz?
    Son cümleyle irkildim. Yiğitle konuşuyordu.Karşi taraf ne diyordu anlamiyordum. Sanirim Yiğit neden davada olmadigimi soruyordu.Alp te
- Ala hasta hemde çok. Ateslenmiş gece. Doktorada gitmedi. Evdeydi.
-......
  -Evet evet uyuyor biraz dinlensin geçer.Ne yapmaya çaliştiğinin farkindayim ama o kimseyi kolay kolay affetmez. Aranizda ne oldu bilmiyorum ,gerçekten çok kizgin ve kirgin olmali.. Ala istemedikten sonra konuşamazsin.
   Tamam haberdar ederim görüşürüz..
     Konuşmanin duydugum kisimlariydi.Yiğit beni soruyordu. Alpte kesin bir dille cevap veriyordu.Alp diye seslendim.Geriye döndü..
- Uyandin mi??
- Dava??
- Kazandik.Hemde çok iyi bir sonuçla. Nasil oldu ,birdenbire biraz şaibeli ama oldu.
   İyi anlaminda başımı salladim. Çok halsizdim.Ayagi kalkmak istedim ,kalktimda son hatirladigim başimin döndüğüydü.
****""
   Gözlerimi hastanede açtim.Yine Alp başucumdaydi. Kolumda serum takiliydi.
- Çok korkuttun beni.
- Özür dilerim. İyim ama sanirim daha iyim..
   Birden açik olan kapidan bir tiklama sesi geldi gelen Yiğitti. Kafami onu görmek istemiyor gibi çevirdim.Alp
- Ben bi doktorla konuşayim diyerek çikti.
Yiğite bakmiyordum ,konuşmuyordum.Görmek istemiyordum. Kucagima birsey birakti. Bana papatya almişti.Nerden biliyordu ki papatya sevdiğimi.. Kocaman bir buketti. Çok güzellerdi çokkkk...
- Geçmiş olsun. Biraz nazliyiz sanirim ,birazda hassas.. Yağmurda neden yürüdün o kadar saat. Senin yüzünden bende hasta olacaktim.
     Sinirli bir şekilde yüzüne baktim.Sustu . Sanirim daha fazla kizdirmak istemedi beni.
- Birseye ihtiyacin olursa...
      derken dahada sertleşti bakıslarim.Oda anlamisti. Bunu son kez evinde yaşadımizda çok kotu şeyler olmuştu. Sustu ve kalkti..
- Anladim.. diyebildi. Yutkundu ve odadan çikti. Papatyalar o kadar güzeldi ki.. Birkaç dakika oyle bekledim. Sonra çiçeklerin arasinda bir not gördüm..Notta:
       " Keske sahip olduklarimiz degerini bilsek. Güllere koşarken papatyalarin ne kadar narin olduğunu unutup eziyoruz onlari.Zamani ilk tanıştıgımiz ana alabilsem. Papatya baharin müjdesidir.Baharimi kaybettirme bana.Özür dilerim..."
Çok şaşirmıştim."Baharımı kaybettirme bana." Ne demekti bu. Yine oyunmu oynuyordu. Nasil güvenebilirdim. Güvenim bitmişti ona karşi. Kendi evinde bana yaptiklari.. Affedilir gibi degildi. Telefonuma uzandim ve kisa bir not yazip mesaj attim. Mesaj Yiğiteydi.İletildi mesaji geldiğinde artik rahatlamıştim.
- "Bir yolda yürumek için üç şey gerekir.
1_Yürek
2_Sadakat
3_GÜVEN.. Sen hiçbirine sahip degilsin.Yollarimizi kesiştirme.."
     

AlaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin