Kader nasil bilinmez bir carktir.Bazan büyük umutlarla girdigimiz yollardan kirik dökük cikariz. Bir yerlerde iyi olmasini diledigimiz birşeyler vardir. Bazanda istemeye istemeye gönülsüzce girmeye zorlandigimiz cikissiz ,labirent kaderden kucagimiz dolu dolu cikariz da iste buna mucize deriz. Kaybettiklerini hayalkirikligini yasarken yeni bir yol bulup devam ederiz. Durmayiz ,duramayiz... Kendi mutluluğumuzu kendimiz kovalar ve yakalariz. O hep kacar ve biz hep kovalariz. Yakaladigimizda olur ,çok az farkla kaybettiğimiz de. Hayatta bu degil midir zaten? Bir anin büyüsünü yakalayıp onun tesellisiyle yıllarca avunmak. Bosuna değildir guzel anıları tek tek toplayıp ,guzel dostları bir kenara ayırmak.. Kotu gun birikimi yapariz da farkinda degilizdir.
Duyduğumuz silah sesi yeterince urkutmustu bizi. Yigit birden kapiyi kapatti. Bana bakti ,gozleri ani bir refleksle karnına kaydi. Oradan da pencereye bakti. Bende sanirim refleks yada annelik içgüdüsü olsa gerek elimle karnını yürüyordum. Elimi birakip iki eliylede omuzlarimdan tutarak
- Hissss korkma tamam mi? Sakin oluyorsun?
Gözlerimin içine taaa gozbebeklerimin derinliklerine bakiyordu. Ne gariptir ki urkmustum belkide biraz korkmustum ama yinede onun yanimda olmasi rahatlatiyordu beni.. Beni olduğum yerde birakti ." Buradan ayrilma bekle " dedikten sonra yatagin yanindaki komodine doğru ilerledi. Cekmeceyi acti. İcinden silahını aldi. Pencereye yaklaştı. Uçuş uçuş eden perdelerin arasından kendini göstermeden disari bakti. Geriye çekildi. Hizli adımlarla bana dogru geldi. " Ne var? Noluyor ? Emir mi?" bu söylediklerinden sonra gozleri gozlerimle buluştuğunda bu defada ben onun gozbebeklerinin icine akmistim. Mahcuptu... Üzgündü..O zaman buna bir anlam verememistim ama sonra bunu cok iyi anliyacaktim.Elimden tutup beni banyoya goturdu. Kapiyi acip iceri girmemi sağladıktan sonra " beni burada bekle ,kapiyi kilitler.. Benim dışımda kimseye de acma."
Sakagimdan optum ve kapiyi kapatti. Hemen kapiyi kilitledim. Banyo kapısının kenarına dogru saklandim.
Emir burayi bulmus muydu? Bulamazdi yani nasil bulabilirdi ki.. Belkide bulmuştu.. Aklimda onca soruyla cebellesirken ne kadar zaman gecti bilmiyorum bile.. Yıllarca ailemi bulmak icin verdigim savas simdi hayatta kalma savaşına dönüşmüştü. Kendi hayatimdan cok bebeklerinin hayatina uzanan ellerden korumaya calisiyorduk .. Masumiyet degerini yitirmişti. Emir gibi biri ne bekliyordu artik yaşamdan? Hicbir sevdigi olmayan ,seveni olmayan biri? Butun hinci buna miydi? Kimsenin onu sevmemesi miydi? Yok ama onun seveni vardi o istedi bu yolu. Onun tercihiydi . Basindan beri kendisine asik olan kadının aşkını çarçur etmisti. Simdi neyin kuyruk acisiydi bu? Ah Emir kucağında bir avuç anın bile yok avunacak.. Belkide Yigitin korkusu buydu. Onun sahip olmadıklarına sahip olduğu için Emirin yapacaklarını çok iyi biliyordu. Bütün koruma çabası bundandır. Bu kadar uzaklaştırmak ve iste tamda o gozbebeklerinde ki kaybetme korkusu... Kaybedecek birseyi olmayanlar futursuzca saldirirlar her yere.. İste Yigiti korkutan buydu? Aklındaki onca soruyla yatak odasının kapısının sesini duydum. Balkondan Yigitin sesini duydum. Aşağıdaki korumalara bağırıyordu.Yerlerine gecip gecmediklerini kontrol etmistim sanirim. Banyoya dogru gelen ayak sesleriyle beraber " Ala!!!! Benim askim aç kapiyi."
Yavaşça kapiyi actim. Hafif yaralanmış kapidan Yigit bana bakiyordu. Kapiyi ardına kadar actim ve ciktim.
- Neymis? Emir mi?
Yiğit birkac saniye gözlerimin içine bakti. Eliyle elimden tutup kendine çekti.
- Özür dilerim. Çok özür dilerim.. Sana su yasattiklarima bak. Çok uzgunum .
- Sen birsey yapmadin ki..
Bir eliyle belinden sarılırken diger eliyle de saclarimi oksuyor , bir taraftan da içlerine öpücükler bırakıyordu. Hani yaralanirsin dusersin opeyimde gecsin derler ya sanki oyleydi. Az önce olanları unutturmak için çabalıyordu.
- Senin suçun yok. Sen neden özür diliyorsun.?
- Su hale baksana. Buralarda ....
Yiğit konuşmasının sonunu getirememişti. Birkac dakika öylece sarildi. Geceden beri buradaydı. Hep yanimdaydi ama hic bu kadar yakin hissetmemistik birbirimizi..
- Senin hatan degil Yigit?
- Bu yaşadıklarını benim hatam Ala.. Onu durdurabilseydim simdi evimizde olacaktık. Hamile halinde seni nelere surukledim. Basimdan bir kez daha optum "hadi inelim. Acikmadin mi sen?"
- Cokkkk!!!
- Hadi...
Birbirimize bakip gulumsedik. Elimden tutup merdivenden inmeye basladik. İnerken de soru yağmurun başlamıştı bile.
- O ses neymis.
- Korumalarını isguzarliklari. Yilan gormus ates etmisler.
- Yani tamamda sonrasi niye haber vermemişler.
- Aq herkes isini duzgun yapsa.. Ben onlara hazinelerimi emanet etmisim onlarin derdine bak. Tarzancilik oynuyorlar.
Ben gülmeye başlamıştım. Yigit arkasina döndü gozlerini koşarak bana bakti.
- Cok mu komik Ala hanim?
- Evet komik tabiki.Biran seninle beni ormanda tarzan ve jane olarak düşündüm de...
Daha da cok gülmeye basladim. Yigitte kayıtsız kalamiyordu. Merdivenler deki kahkaha Sesimiz alt kattan duyulmuştu. Yagmur kapinin onune dogru gelmis merdivenlerden yukari bakiyordu. Yuzunden kocaman bir gülümseme vardi.
- Gunaydin... dedi gülümseyerek.
- Gunaydin..
- Abi cok guzel bir sürpriz oldu gelişin. Bak buna ihtiyacımız varmis. Hele Ala nin. Kac gundur cok kotuydu .
- Beni çok özlemiştir ondandir o.
Merdivenlerde bir basamak asagida duruyordum. İki basamak yukari ciktim. Boynuna sarildim .
- Tabiki ozledim.
Ellerimi boynuna doladim. Biranda Yigit kucagina aldi. Merdivenlerden inmeye basladi.
- Gel hadi gel.. Çocuklarım acliktan bir hos oldular.
Kucağında beni asagiya kadar taşıdı. Aldığı narinliklede yere birakti. Alp o sirada bahçeden iceri geldi. Yigit ,Alp e baktığında , " onaylarcasina basini salladı".
Masaya dogru ilerledik. Birarada olmanın verdigi huzur hakimdi odaya.. Masaya oturmamla tabağına herseyi doldurmam bir oldu. Masadakiler bana hayretle bakıyorlardı. Bende sirayla herkese bakip " cok acim ama"..
Bir anda herkes gülmeye başladı. Bende umursamadan yiyordum. Yağmurun sorusuyla ara verdim.
- Abi ne kadar kalicaksin? Bizde seninle dönecek miyiz?
- Hayir henuz degil. Ama yakinda.
- Seni orada yanliz birakmak hic icime sinmiyor.
- Boyle daha iyi. Siz birbirinize bakin.
Yigit sustu. Bana bakti.
-Kapatalim bu konuyu. Bu günün tadini çıkaralım.
Alp söze karisti.
- Bencede.. Ala bakiyorum isyanın acildi. Kac gundur yemek yemiyordun.
Tabağından basimi kaldirdim.
- Eee cok aciktim.. Hamileyim ama.. Cok yemem lazim..
Omuzlarını kaldırarak o kadar masum soylemistim ki herkes bulmuştu bana. Yigit eliyle burnumun ucuna vurarak
- Tabi askim.. Ye sen.. Uc kisilik yede uc kisi gibi olma..
Birden catalimi tabağa biraktim.
- Neee kilomu aldim yoksa? Siz bana sisgomu diyorsunuz?
- Hayir hayir asla.. Askim hic oyle dermiyim. Hem ben seni siskoda severim.
- Tabi canim hep oyle olur. Cok acim sizi ciddiye alamiycam.
Tekrar bir kahkaha tufanı kopmuştu.
***
Kahvaltıdan kalktıktan sonra Alp ve Yigit bahçeye cikti. Yağmurla beraber salonda kaldik. Yagmur bana dönerek
- Seni boyle gormek cok guzel Ala..
- Yigitin gelmesi cok iyi geldi. Cok özlemiştim. Ayri olmak ...
- Alp dogru bir karar vermis.
- Nasil yani?
- Abimle Alp sürekli iletişim halindeler .. Abim seni sorduğunda biraz durumunu anlatti.
- Eeee...
- Cok kotuydun Ala.. Eger bu olayi atlatmak istiyorsak yani sag salim.. Öncelik senin ve bebeklerin sagligi..
- Tesekkur ederim.. Ne olursa olsun Yigit geldi ya yeter..
Salondan ciktik. Bahcede konusan Alp ve Yigitin yanina gittik. Bizi gorunce konu degisti. Ciddi yuz ifadeleri yumuşadı.
Yiğit hayranlıkla yanina girişimi izliyordu. Yanina gittim sarildim. Mutluydum eksik yarim tamamlanmıştı. Bu bir detoks olmustu benim icin ,bizim icin...
Herkes herşeyin farkinda ama bir o kadarda yokmus gibi davraniyorduk. Neden mi? Belkide hayatta yaşadığımız üç beş güzel anı sonrasini olmamis olaylari dusunup uzulmeyecektik. Ne zaman ,ne olacagini bilemeyiz ama şimdiki yasamak bizim elimizdeydi..
Yiğit elimden tuttu. Denize uzanan ara yoldan özgürlüğe koşar gibi gidiyorduk. Yavaş yavaş ama bir o kadarda herşeyden kacar gibi.. Biran durdum Yiğitçe baktim.
- Ne zaman gideceksin?
- Bu gece... Geldiğim gibi sessiz ve aniden.
- Sart mi?
- Biliyorsun...
Kısa ve tek kelime. Evet biliyorum. Hemde çok iyi. Basan konuşmamak konuşmaktan daha çok şey anlatırdı. Uzun birgün olsun istiyordum. Ne kadar uzun olursa o kadar mutlu olacagim birgun..
Deniz kenarına indigimizde bir kayanın uzerine oturduk. Kucuk ,altin rengi kumlardan oluşan bir sahil.. Sanki kumların ortasına biz herşeyden kacalim diye konulmuş bir kaya.. Basimi Yigitin omuzuna dayadim. Sadece ve sadece denizi izliyorduk. Sessiz ve bos.. Birbirimize kenetlenmiş hic ayrilmiycak gibi. Ama gece oluyordu. Gunes yavas yavas gidiyordu. Koşar gibi sevdigi geceye.. Denizde bizi dinliyordu. Dalgaları hırçın bir o kadarda kızgındı güneşe.. Gunes iyice saklanmaya başladığında artik gitme vakti gelmisti. İçimdeki uyumaya yüz tutan yasam sevindim gidecekti. Biz ne ara bu kadar bir olmuştuk. Anlamamistik. Yigitin kulağıma eğilip
- Gidelim. Usuyeceksiniz.
Basımı tamam anlaminda salladim. Sahilden ayrılırken ayaklarim eve gitmiyor sanki kacmak istiyordu. Yigit beni çevirip sıkıca sarildi.
- Bitecek.. Bitecek ve hic yaşanmamış olacak..
Farkındaydı ama elimde degildi. Basimi geri cektigimde Yigit dudaklarimdan optu. Uzun uzun... Kisa kavuşmanın uzun ayrılığını yaşıyorduk.
Beraber eve girdiğimizde Alple Yagmur salondaydi. Zoraki gülümseyerek merdivenlere yoneldim. Yigit onlara bakarak arkamdan gelmeye başladı. Yağmur seslendi.
- Ala yemek yemiycek misin?
- Yoruldum biraz dinlenicem..
Üzerime çöken ayrilik yorgunluguydu. Ben onde Yigit arkada odaya girdik. Yataga gidip uzandim. Yigit pencerenin onune gitti. Birkac dakika disariyi izledi. Donup bana bakti. Gelip yanima uzandı. Basimi göğsüne alip
- Soz ver bana ,soz ver boyle yapmiycaksin.. Döneceğim biliyorsun. Bu durumdaysak bizim icin.. Sadece beni bekle.. Sadece bekle..
- Kolay mi saniyorsun?
Gözyaşlarım Yigitin uzerine damlıyordu. Yuzume bakmadan eliyle gözyaşlarını sildi.. Alnından optu.
- Uyu simdi.. Uyu... Seni seviyorum.. Bebeklerimizi seviyorum.. Sizin için herşey sizin için...
Gözlerinden uyku akarken yavas yavas gözkapakları kapandi.. Kendimi hiclige teslim ettim...
-