Bütün gece bir sağa bir sola dönmüş yinede bir türlü uyuyamamiştim.Kisa bir ara daldigimda ise Edayi karsimda buluvermistim. Bir o eksikti hayatimda..Sabahin ilk ışıklari pencereme vuruyordu. Kalktim ne ara sabah olmuştu.. Balkona dogru ilerledim perdemi açtim. Gözlerimi ovusturuyor ve uyanmakla uyanmamak arasi gidip geliyordum.Diger sokakta gözüme bir araba çarpti. "Yok artik olamaz" dedim içimden belki seslide söylemiş olabilirdim. Dikkatli baktimsada araba yan durdugu icin anliyamiyordum.
- Saçmalama kizim ayni arabadan onlarca var. Tamam varda bizim sokakta benim evimin çarprazinda durma ihtimali ne kadar acaba?
Ögrenmenin bir yolu vardi tabiki.. Giyinip giderken bakacaktim.Duşumu aldim giyinip hazirlandim. Makyaj yaptigim sirada kapinin çaldigini duydum. Bu saatte kim ki diye düşünürken Alp in
- Hoşgeldin.. dedigini duydum. Kim olabilirdi ? Hizlica kapimi açtim . Karşimda Yiğit duruyordu. Üzerinde aksam giydigi kiyafetler dikkatimi çekti.Baştan ayagi süzdüm. Ayniydi evet ayakkabilarina varana kadar ayniydi. Üst üste iki gün ayni takimi giyecek hali yoktu ya.. Birden yüzüm asildi.
- Günaydin.. diyebildim.
Yigit onu süzdüğümü ve takiminin ayni oldugunu fark etti. Açiklama yapmak istercesine
- Uzun bir geceydi eve geçemedim. dedi. Bense ani bir refleksle
- Yatta yedek takiminiz yok muydu ?
Yiğit dahada afalladi..
- Evet. Yani var. Hayir.Yatta degildim. Yani yanlizdim. İşle ilgiliydi ..
İlk kez onu böyle eli ayagi dolasmis bir sekilde görüyordum. Bana neydi ki. Kiminle nerede isterse hatta ne isterse yapabilirdi.Yanlarindan inanmamiş gibi alttan anlamli bir bakiş atip mutfaga dogru yürüdüm. Bir bardak su ictim . Geriye geldigimde Yigit toparlamaya çalisiyordu. Alpe birseyler anlatiyordu.
-Sonra konuşalim .dedi Alp telasla..
Yigit durumu toparlarcasina -Bugun protokolü imzalayalim. Yurt dışina gitmem lazim. Londrada ki ayagimizda bir sorun çikmis ve ben gitmeliyim.
Dahada garip gelmisti. Edaylami gidiyordu. Başka birimi vardi.Kapiya dogru yönelirken
- Uygun saati sekreterinize aratip söyleyebilirdiniz? Buraya kadar gelmenize gerek yoktu. İyi gunler görüşürüz . diyerek sertçe kapiyi kapattim.. İçimdeki kurtlara bir yenisi daha eklenmişti. Hadi bakalim Ala. Çik çıkabilirsen ..Büroya gitmek istemiyordum. Ayaklarim beni denize sürüklüyordu. Nefes almaya ihtiyacım vardi. Niye kiziyordum ki. - Sadece bir dansti. Aptal Ala. Çok aptalsin. Sen bütün gece uyuyamadin o ise kim bilir kiminle ,sen aklinin ucundan bile geçmemişsindir.Aptalsin sen aptal... Kendi kendimle verdiğim savaştan çalan kornayi duymadim bile. Kafami geri çevirdiğimde Yiğit arabadan iniyordu. Bense hiç durmadan ilerliyordum. Arkamdan koşar adimlarla geldi.
- Burayami geliyordun.Bende büroya gidiyorsan seni birakayim diyecektim. Yada burdan holdinge geçelim protokolü hemen imzalayalim.
- Size uygun saati sekreteriniz haber versin demistim ama...
- Belki ben biran önce imzalamak istiyorum.Belki söylemem gereken birsey var.
- Bence aksam herseyi konuştuk.Beni ilgilendiren bir olay yok. Herseyi Alple halledebilirsiniz.
- Alp ne alaka.. Holdingde sen olmayacak misin?
- Hayir.Orada Alpin kalmasina karar verdim.Ben büroda kalip burdaki isleri halledicem.
Yiğitin yüzündeki hayal kirikligiyla karisik kizginligi okuyabiliyordum.
- Neden bunu yapiyorsun?
- Neyi?
- Beni .. Beni neden bu kadar umursamaz davraniyorsun?
Görmüyorsun,duymuyorsun,bakmiyorsun bile.. Gece Edayla degildim. Tamam hayatimda oldu ama dün gece degildi.
- Beni ilgilendirmez?
- Sabah ki bakislarini gördüm.Fark ettim yani. Anlatabildim mi?
- Neden bu kadar önemsiyorsun ki kendini. Her kadin koşa koşa o meşhur yatina geliyor diye benden de mi aynisini bekliyorsun.Bana bak Yiğit Hanoğlu o gün holdinge tesekkur etmek icin geldim. Ettim de.. Hepsi bu. Beni başka kadinlarla karıstirma ayni kategoriye bile koyma. Hayatinin hatasini yaparsin.Sakınnn sakınnnn...
Yiğit bana öyle bir atmisti ki bana sanki düşüncelerini anlamamdan utanmis gibiydi.Yüzüme o kara gözleriyle bakip
- Ben seni hiçbir zaman herhangi bir kategoriye koymadim diyebildi.
- O yüzden mi holdinge geldigimiz gün Sinanla öyle konuştunuz? Size göre bütün kadinlar Yigit ve Sinan Beylerin etrafinda pervane olmali öyle mi?
Yigit dahada şaşirmisti.
- Nasil yani diyebildi.
- Ordaydim . Otoparktan çikiyordum. Sesinizi duyunca kenara cekildim.Beni görmediniz bile.Sinanin igrenc imalari ve kahkahalariniz.
Yigit dahada şaşirmisti.Gözleri dahada kömürlesti.
- Bizimi dinledin?
- Hayir tesadüf duydum. İyiki duymusum.Gercekler bunlar agir gelsede oyle malesef..
- Bu yüzden mi bana kotü davrandin.
- Konu benim davranislarim degil.Konu beni yargilayiş biçiminiz.
- Protokolü imzalamaya geliriz. Bu arada çok fazla karśilaşmayiz rahat olun.
Bunlari nasil söyledim bende bilmiyordum.Bir anda ona güvenmedigimi kendi tarzimla anlatmistim. Beni elde edemeyecegini ögrenmesi gerekiyordu.
Geldigim yeri hicbir zaman unutmamistim. Yetimhanede yaşadigimiz hayat bizi her seye hazirlamisti. Biz en bastan 1-0 yenik başliyorduk zaten.. Kendimizi çok küçük yaşta korumakta bunlardan biriydi.Sanki hicbirsey olmamis gibi Yigiti arkamda birakip gittim..
Büroya geldigimde beni Gülay karsiladi.. Aldigim simitleri verip
- Çayla lütfen.. dedim.Odama gidip masama oturdum.Yigite icimdeki söylemistim. Sanirim bir saat ancak gecmisti.Yigitin sekreteri aramisti. Saat 14:00 te protokolu imzaliycaktik. Artik Hanoğlu Holding in avukati olucaktik.
Her ne kadar Yigite kizsamda randevu saatini zor getirdim. Alp in davasi vardi onun gelmesini bekledim. Beraber bürodan çiktik.
- İyi misin? dedi.
- Evet ne oldu ki..
- Neden sabah o kadar ters davrandin. Adami bi dövmedigin kaldi. Yigit bana anlatti olayi.
- Neymiş? Hoş çokta merak etmiyorum ama..
- Eda yla birkac kez beraber olmuslar. Adini bile dogru duzgun hatirlamiyor.
- Bu daha da kötü. Kim bilir bunun gibi kaç tane vardir. Sonra peki..
-Restoranin dışına çıktiklarinda Edayi taksiye bindirip göndermiş. Bizede yata gitmeyi teklif edecekmiş ama sen kulakligini takip onu umursamayinca soyleyememiş.
- İş yapiyoruz diye fazla samimiyete gerek yok.Bu kadar basit..
- Sana deneyimlerimle konuşuyorum Ala.. Bak canim kardesim " bu adam senden hoşlaniyor" ..
- Susarmisin Alp. Herkes ona bayiliyor diye bende bayilmak zorunda degilim.Umarim yeterince açiktir.
- Açik hemde çok açik.. Neyse zamani geldiginde konusuruz..
- Ne zamani yok oyle zaman falan..
Alple yari tartisir bir vaziyette holdinge geldik. Güvenlik içeri aldi. Yukari çiktik. Sekreteri bizi toplanti odasina aldi.
- Ne icersiniz ?diye sordu.
İkimizde kahve istedik. Birazdan kapi acildi. Yigiti beklerken küçük bir şaşkinlik yaşamistim.Gelen Sinandi.Elinde dosyalar vardi.Toplanti masasina oturdu.. Dosyalari inceledik. İmza atacagimiz sirada Alp
- Yigit Bey yok mu? Onun olacagini zannediyorduk.
Sinan bir an duraksadi bana bakti sonrada Alp e..
- Evet oyleydi.İş için yurt dışına çikmalari gerekti.
"Çikmalari" derken nasil yani kiminle gitmişti. O kadar açiklamadan sonra Edaylami acaba??Yok artik Ala saçmalama yine kurmaya başladin. Senin yüzünden paranoyak oldum. Nefret ediyorum senden Yigit...
Alp
- Çok kalacak mi Yigit Bey?
- Bilmiyorum konuyu çözmesine bagli. Üç günde olabilir ,on günde...
Holdingden ayrildigimizda Alp eve gitmeye karar verdi.Bense sabah tamamlayamadigim deniz özlemimi gidermeye..
Deniz kenarina gelip her zaman ki bankima oturdum. Şehir sessizdi ,deniz kurumuştu sanki.. Koskoca günler. Kaç gün oldugu bile belli degildi..
"Keske beni kalp gözünle görseydin." hersey daha kolay olurdu. Ama artik olamaz. Çabaliyordum ama her ne kadar yaninda olmak istesemde beni engelleyen bir el aldi. O da " güvendi". Güvenemiyordum iste ne yaparsam yapayim olmuyordu.Yigit benim gözümde çapkin,secici olmasi gereken ama yinede ona her yesil isik yakana giden biriydi. Ben dede o işiği görse banada gelirdi.. Onun için özel değilsem hayatimin içinde olmasinin bir önemi yoktu. Ben zaten onun hayatinda sadece birkaç gece olabilirdim demek ki.. "Offf yeter artik yeter " diye söylendim kendi kendime.. "Yiğit ,Yigit,Yigit.. Birak artik birak...
Yine çalisma tempoma dönmüştüm. Yigitin yoklugumuydu agir gelen yoksa unutmamin hüznümü...Her ikisiydide sanirim.Ama anladigim tek şey ne Yiğitin hayatinda bana yer vardi ,nede benim hayatimda ona..
Günlerin nasil geçtigini bilmiyorum. Gecmis miydi gercekten.. Geçmemisti tabiki.. Alp holdinge gidip gelmeye başlamisti. Yigitin gelip gelmedigini ögrenmek istiyordum ama soramiyordum. Neden gelmiyordu ki.. Ertesi gün Alp holdingten beni aradi. İkimizin halletmesi gereken bir iş oldugunu soyledi.
- Aksam getir evde hallederiz.
- Olmaz Yigit gelicekmis ona yetistirmemiz lazim . Uçagi öglenmis. En geç saat 3 e yetistirmeliyiz.
- Yigit Bey bugun mu geliyormus? Gelmemişmiydi diye sorarken gülmemek için kendimi zor tutuyordum.
- Tamam madem geliyorum öyleyse..
Hemen yerimden firladim. Üzerimde siyah mini bir etek ve üzerimdede beyaz bir büstiyer vardi. Üzerine siyah ceketimide giydim. Yigit topuzu sevmisti. Saclarimi topladim.Hafif bir makyajla kendime geldim.
Holdinge geldigimde Alp beni bekliyordu.
- Oggg kardesim ışıldıyorsun? Bunu neye borçluyuz?
- Acaba elit bir holdingte çalismamiz olabilir mi?? diyerek gözlerimi kisip bir bakis attim.
- Yokkkk yokkkkk bu ayri bir ışilti..
-Hadi işimize bakalim..Saat 3 e geliyordu ki holdingte bir uğultu olustu..Gelen sesleri anlamaya çalisiyordum..
" İnan miyorum ya?" dogru olamaz diyordu biri..
" Ne demek uçak düştü?"
Uçak kelimesini duydugumda odadan firladim. Yigitin sekreterinin oldugu kata çiktim. Alp arkamdan geliyordu.
- Neler oluyor ? diye sordum.
- Yigit Beyin uçagi düşmüş.Haber alinamiyor.
- Nasil yani??
- Özrl uçakla geliyordu. Yola çikmisti ama uçak kaybolmuş ,yok bulunamiyor..
Duydugum sözler beynime kazindi. Kulagimda tekrarlanip duruyordu. Nasil yani neden, neden o ki?
- Saatlerdir kayipmis dedi sekreteri..
- Nasil yani ve sizin bundan haberiniz yok öyle mi ?dedim.
İçimi kaplayan tarifsiz bir aci.. Kosarak holdingten çiktim. Agliyordum gözyaşlarimi tutamiyordum.Bagira bagira agliyordum.. Kosarak deniz kenarina gittim..Tek nefes aldigim yerdi orasi.. Telefonumu aldim ve Yigiti aradim.. Tlf kapaliydi .. Ne bekliyordum ki.. Gozlerim kipkirmizi olmuştu aglamaktan.. Birden yanima uzanan ele ve sonrasinda dönüp yüzüne baktim..
Yerimden firladim.. Daha çok ağliyordum...