20. Bölüm

46 8 8
                                    

     Hayatimiz bir dama tahtasiymış.. Siyah ve beyaz karelerden oluşmuş.. Ne siyahmişız nede beyaz... Siyah zannederken beyaza oynamışız,beyazlar içindeyken siyaha dönmüşüz...
       Biz daha Alp le geçmiş bağlarimizi çözememişken Yiğitin kapida görünmesi dahada bir şaşirtmişti beni..
      Günlerce aramaz sormaz bir merhaba der yine o kazanir.
    Tamda böyle oluyordu şu anda...Aylarca onu görmemenin savaşını vermisken yine ayaklarima kadar gelmişti. Kader yine oyunmu oynuyordu bana.. İlk kez ona gittigimdeki duygulardan eser yoktu. O ise bana o kadar sıcak ,bir o kadarda endişeli gözlerle bakiyordu.Sebebini merak ettigim bu ziyaret nasil sonuçlanacakti.? Kendimi kontrol etmeye çalisarak direk konuya girmek istiyordum.Bir yanim sadece oturalim derken ,bir yanimda biran once gitmesini istiyordu. Onceki buluşmadan farkli bir sey vardi. Bu defa benim alanimdaydik. O bana gelmişti.Alp
-Hoşgeldin Yiğit..  derken Bey kelimesine ne oldugunu merak ediyordum. Neden samimi bir şekildeydiler ki..
     Alp elini uzatti Yiğitle tokalaşirken bile o bana bakiyordu. Siyah bir takim giymis,icinde beyaz gömlek.. Kravat yoktu. Hem resmi hem gayri resmi bir hava vermisti. Esmer teninde nede güzel olmuştu beyaz..Kadinlarin peşinden neden koştuğunu anlamiştim. Magazinsel bir hayatida yoktu. Yinede çok gözde bir bekardi. Heleki Hanoğlu Holding in sahibi olmak kadinlar için yeterliydi. Bense bir avukattim.Ama yinede bu onun beni aşagilamasini gerektirmezdi. Bunlari düşünürken birden Sinanin iki kadin ayarladim dedigi geldi aklima.. Birden dahada çok gerildim. Ben o gün üzüntüden uyuyamamişken neler yaşamişti? İçimden bir ses " Kendine gel Ala. Sana ne? Kiminle ne yaparsa yapsin. Sa na ne? Galiba bu cümleyi dışimdan söylemistim. Birden Yiğit bana döndü.
- Anlamadim. Birsey mi söylediniz?
-Hayir söylemedim. Sizi dinliyoruz. Ne için görüşecektiniz bizimle?
    Direk konuya girmiştim.Oda şaşirmişti.
- Güzel iş konuşalim diyorsunuz.
- Evet hemde mumkun oldugu kadar kisa tutarsak. Malum ilk ve son iş teklifinizi düşünürsek..
- Bizimle çalişin.
- Nasil yani . dedi Alp birdenbire..
- Sizin gibi tuttugunu koparan kişilere ihtiyacimiz var.Hemen cevap vermeyin.Biraz düşünün ama çok vaktimiz yok yarin akşam yemeğinde buluşalim.. Size restoranin adresini atarim.
- Yemege gerek yok bile diyemeden Yiğit yerinden kalkti ve
- Ala fazla uzun tutmamizi istemiyor. İstegi bizim için emirdir.
    Ben bir şok daha yaşiyordum."isteği emirdir" ne demekti bu.Nasil emirdi. Ne yapmaya calisiyordu anlamiyordum.Alpte yerinden kalkti. Tokalastilar ben yine elimi uzatmadim. Yiğit elini uzattiğinda nezaketende olsa elimi uzatmaliydim. Boyle sacma birsey icin bile ikilemde kaliyordum.Noluyordu bana iyice saçmaliyordum.. Bir anda elime söz geçiremedim ve elimi uzattim. Yiğit elimi o kadar narin tutuyordu ki sanki daha önce beni hirpalayan o degildi.Elimi tuttu usulca kaldirdi ve uzerine bir öpücük kondurdu. Bense şaşkinliğimi belli etmek istemiyordum.Sonra gülümsedi ve arkasini dönüp gitti...
    Alp birden bana dönerek
- Neden bu kadar sinirlisin ki anlaşilmaz birisin ..
- Önce ki yaptiklarini unutuyorsun galiba.
- Ne yapti? Bize iş pasladi. Tamam başta kötü niyet gibi olsada senin hayatini kurtardi.Evinde misafir etti. Sende birak şu geçmişi takilma artik.. Hepsini birakta seninle kardesmişiz..
- Evet sanirim oyle..
     Birden ikimizde kahkaha atmaya başladik.Alpin boynuna atildim beni kucagina aldi havada çeviriyordu.Çok garip birsey yaşiyorduk. Bebekler ailelerini secemezlerdi evet bu çokta doğruydu.Ama biz kardes olarak birbirimizi seçmiştik hemde kardeş olduğumuzu bilmeden.Biz kardeştik. Önce canbaği kurmuştuk sonra kan baği.. Buda yetmez gibi ikizdik.Kadere bir kez daha inanmak istiyordum.Sanirim inaniyordum da.. Peki ya Yiğitle bu kadar yaşanan bu kaderin hangi çarkinin oyunuydu bize.?
      ****
     Ertesi sabah uyandiktan sonra yine geç kaldigimi fark ettim. Kosarak apar topar denecek bir şekilde evden çiktim.Büroya girdigimde Gülay karşimdaydi.Çok fazla şaşirmamiştim aslinda.Nadia yani Teyzem( ne kadar guzel bir kelimeydi biri vardi artik ) misyonunun bittigini söylemişti bu yüzdende Gülay dönmüştü.
- Günaydin Ala Hanim..
- Gunaydinnn..
- Çay??
- Evet lutfen..
   Odama girdim . Gülay elinde bir bardak çay ve bide simit sepetiyle girdi. Sepetin yaninda bir bukette papatya vardi.Nasil davranmaliydim. Bana ne yapmaya çalişiyordu.Birlikte çalismak icin jest mi? Kendini affettirmek için mi yoksa bana karsi birseyler mi hissediyordu?? Teşekkur edip çayimi aldim. Madem öyle bende birsey yok gibi davranacaktim. Siradan birine nasil davraniyorsam onada ayni şekilde davranacaktim.Telefonu elime aldim. Mesajlara girdim.
- Teşekkür ederim.
Mesaji yazdiktan hemen sonra cevap geldi.
- Afiyet olsun...
    Kisa ve net cümlelerdi. Gayet kisa hemde. Niye kiziyordum ki ben istemiştim bunu..
     Yogun bir günün ardindan  ne zaman aksam oldu anlamadim.Alp in aramasiyla irkildim.
- Akşam randevumuz var. Hazir misin?
- Hayir tabi ki..Ama hemen eve geçip hazirlaniyorum.
     Gecen sefer ki masum kiz pozlarindan çikmiştim. Bu gece çok daha alimli olacaktim.Madem ciddi iş yapacaktik ,iş kadini gibi giyinecektim.
***
     Siyah bir elbise elbise giymistim. Beli tam oturmustu. Gögüs çatalım görünüyordu.İnce askilari beyaz tenimde çok seksi durmuştu.Sirt dekoltem bir hayli vardi. Sirtimin yaridan fazlasi açiktaydi.Uçuş uçuş eteklerim diz üstüne kadardi ama derin bir yirtmaci vardi. Pastel makyaj yapmistim ama gozlerim çok belirgin olmuştu. Hersey tamamdi. Telefonuma gelen mesaj dikkatimi dagitti. Yigittendi konum atmişti bana.. Az sonra Alp aradi.
-Yiğit konum atti.
- Banada atti. Orda buluşuruz.
- Tamam görüşürüz.
     Evden çikip taksiye bindim.Restoranin önünde indim. Çok şık bir yerdi. Neyse isabetli giyinmişim. Kapiya geldiğimde arkamdan Alp seslendi.
- Alaaaa!!!
    Geriye döndümde bir islik sesiyle irkildim. Kizim harika olmussun. Bu sen misin.? Muhtesemsin!!?
-Benim tabi ki...
    Elimden tutup beni etrafimda çevirdi. Kardeşimle evet,evet kardeşimle yanyanaydik. Kanimdan canimdan ...
      Kolunu uzatti bende koluna girdim.
- Nasil mutluyum.
-Neden o?
- Sen benim kardeşimsin...
    Alttan grur duyan bir bakis attim. Oda mutluydu bunu gözlerinden okuyabiliyordum.Restoranin icine girdigimizde bizi kapida karsilayan garson
-Yiğit Bey sizi bekliyor efendim. dedi.
    Onu takip etmeye başladik. Restoran iki katliydi. Yigit terastaydi. Denize karsi güzel manzarali bir masada oturuyordu.İçimden iyiki saclarimi topuz yapmisim dedim.Ama sonbahardi üşürdük. Keşke üzerime birsey alsaydim diye düşündum. Neyse bir saat oturur konuşur giderdik..
     Masaya yaklaştigimizda Yiğit ayagi kalkti. Siyah gözleriyle bana bakiyordu. Baştan ayaği beni süzdü. Gözleriyle soymak deyimi sanirim bunun için söylenmişti. Umursamaz bir tavirla yaklaştim.Alple tokalaştilar. Benimse elimi nezaketle iki elinin arasina aldi ve bir öpücük kondurdu.Sanki beni içine çekiyordu. Elimi çekmek istedim.O ise
- Çok güzel olmussun... Başimi döndürdün .dedi kulagima egilerek.
-Bu iltifati kim bilir kaç kadina yapmissinizdir?
- Hiç biri senin kadar haketmemişti.
- En azindan hakli birine soyledin...
      Elimi cektim ve sandalyeme yöneldim.Yigit arkamdan dolaşarak sandalyemi çekti.
- Bu saç sana çok yakışmıs. Bence hep topuz yapmalisin..  dedi usulca.
    Fisildamalari beni benden aliyordu. Ama bu kadar kolay degil. Niyetini anlamiyordum. Ona göre davranacaktim.Derin bir sohbete başlandi. Ne kadar konuşuldu bilmiyorum. Alp bizim hikayemizi anlatti Yiğite. Ne ara bu kadar samimi olmuşlardi.
- Artik iş konuşabilir miyiz?Ben çok üşüdüm.
     Yigit garsonu çağirdi .Az sonra garson bir şalla geldi. Yigit şali aldi ve yerinden kalkip omuzlarima örttü.
- Çok üşüdüysen alt kata inelim .
- Hayir.Böyle iyi. Biran önce şu iş teklifinizi açarsaniz..
     Tamam anlaminda başini salladi.
- Son zamanlarda çok güzel ilerlemeler kaydettiniz. Geçmişle olan bağlantilarida düşünürsek bizim holdingin avukat portföyunde yer almanizi istiyorum.Çok güzel başarilara imza atacağimizdan eminim. Holdingde bir odaniz olacak.Zaten iki kisisiniz biriniz holdingin davalarini takip ederken diger işlerinizlede ilgilenebilirsiniz.Yanliz tek şartimiz karşi davalarda yer almamaniz.
   Alp söze karışti.
- Benim için uygun. Protokolu imzalayalim.Alada karsi cikmaz sanirim. Benden okey..
    - Sen olur diyorsan benim içinde okey o zaman..
Her ne kadar istemiyorsamda Alpin mutlulugunu golgeliyemezdim. Ben büroda kalirdim oda holdingle ilgilenirdi.
     El sıkıştik ,birbirimizi kutladik. Yemek yerken yapilan bu konusmalar sonunda yemegin sonuda gelmisti. Kahvelerimizi söyledik.. Restoranda çalan müziğe takilmistim.Onu dinliyordum. Yigit bana dönüp ayagi kalkti ve elini uzatti..
- Dans etmek ister misin?
   Ne diyecegimi şaşirmistim.Birden elimden tuttu ve kaldirdi. Terasin ortasina dogru gittik.Elini belime doladi ama o kadar kibardi ki.. Bir elimide alip kendi elinin içinde kalbinin üzerine koydu.. Çalan şarki beni mest etmişti. Aşik olmalik bir şarkiydi...
     İkinci bahari yaşiyor ömrüm
     Gel benim yarim oluver şimdi
     Seni bir gül gibi
     Öpe koklaya
     Bugünkü aklimla severim şimdi...
     Yigitin eli dekoltemden sirtima dokunuyordu. O gayet memnundu. Beni kendine o kadar çekmişti ki kurtulamiyordum.Kelepçe gibiydi.Kulağima doğru egildi.
- Bu kadar güzel olmak zorunda misin?Güzel ,narin,kibar, çekici.. Her erkegin başini döndürecek kadar hemde...Papatya gibisin. Sevilecek kadinsin.. Seni sevmeye korkar insan...
   Müzigin bitmesiyle duymak istemez gibi kafami çevirdim. Yerimize oturduk. Kahvelerde gelmişti.Yiğit sinsice gülerek
- Isındin mi biraz?
- .......
    Birden masaya dogru gelen bir kadin gördum. Resmen bir afetti. Neredeyse çiplak denecek bir haldeydi. Üzerinde mini şort sadece göğüslerini kapatacak bir büstiyer.. Alple Yigit yanyana oturuyordu. Ben karsilarindaydim. Yigitin karşisina gelen sandalyedeydim. Kadin yanima oturdu.
- Merhaba ben Eda..
   Merhaba dedik bizde..
- Eee Yigitcigim nasilsin .  Bayadir unuttun beni. Yatin boş degil sanirim.Uygun zamanda beni agirlamani bekliyordum.Göruşuruz Aşkim...
     Sanki kadin herseyi mahvetmek icin gelmisti. Yigitin yüz hali o kadar gergindi ki.. Bana bakmak istiyor suç işlemiş bir çocuk korkusuyla bakamiyordu. Kahveme dokunmadan
- Artik kalkabilir miyiz Alp? Ben çok üşüdüm. Belki Yigit Beyinde yatta işi vardir.
    Yigit
- Hayir hayir...
Alp beni onaylarcasina
- Uygun zamanda gerekli anlasmalari imzalariz.. İyi geceler..
  Alple alt kata indik. Disari ciktik.Alp bir taksi çağirdi. Taksiyi beklerken Yigit Edayla sinirli bir halde indi. Bizim gittiğimizi düşünmüstu sanirim.Yüzündeki şaşkin ifade bunu gösteriyordu. Taksi geldi.Alp kapimi açti. Taksiye binerken Yigit bize dogru yöneldi.. Bense artik kafamda noktayi koymustum.Eda ve Yigit beraber çikmisti.
-Alpe bin dedim.
    Alpse oylece kalakalmisti...

AlaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin