38. Bölüm

32 7 17
                                    

     Ey kulaklari sağır eden sessizlik kalende bana yer var mi? Yoksa çocuklugumu biraktigim ,annemi en son kucakladigim yerde mi araryayim huzuru? Kapilarini ardina kadar aç bana...
      Yaşadigimiz o gece, benim artik teslimiyet sembolum. Albümümde en baş köşeye koydugum bir resim olmuştu. Unutulmaz bir gecenin "artik onunum mühürüyle" damgalanişim..
     Sabah uyandigimda yatakta yatiyordum. Ne ara buraya gelmiştim bunuda bilmiyordum. Şarabin sarhoşlugu ,gecenin mükemmelligi ve huzur.. Sanirim hepsi birlesince beni baska bir masal boyutuna taşimişti. Ve ben kendi masalimi yaşamaya başlamiştim bile. Mutfaktan gelen sesler Yigitin ayakta oldugunu gösteriyordu.Telefonunun kisa bir çalişinin ardindan hemen açilmasi ise benim uyandirmamak adinaydi sanirim.. İçimde uçuşan kelebekleri ne anlamak nede anlatmak mumkundu.Hizlica kalktim mutfaga koşar adimlarla ilerledim. Üzerimi giyinmeyi bekleyemeyecek kadar acelem var gibiydi. Ordaki şali omuzuma attim..Saniyelerle yarişiyordum sanki.. İçeri girdigimde Yigit mutfakta sırti kapiya dönük kisik bir sesle konuşuyordu. Ne söyledigini anlamaya çalişiyordum. Kapinin önünde anlik duraksadim.. Tek duyabildigim
- Ben sana başından söylemiştim. Ama sen anlamak istemiyorsun. Bu kadar ...
-.......
- Ben nişanlandim. Evleniyorum...
     Bu sözlerin ardindan dahada artti mutlulugum. Yigit bu haberi kime vermisti. Teyzem olamazdi.Ona haberi benim vermemi isterdi. Belkide arkadaslarindan biriydi.İçimden " aman neyse ne. Kimin umurunda" diye geçirerek koşup Yigitin beline sarildim. Telefonu kulagindan geri çekerek kapatti.Şalimin yere düştüğünu hissettim. Ama umrumdada degildi açikçasi. Uykusunda özlenir miydi biri? Ben özlemistim. Üstelikte yaninda yattigim adami özlemiştim.. Yigit telefonu tezgaha birakti. Hafifçe kaçacakmisim gibi seri hareket ederek bir elimide bilegimden tutarak geri döndü. Ellerim onun boynunda birlesti. Yüzüme yari tedirgin yari muzip bir halde bakarak belime iki eliyle sımsıkı sarildi. Gözlerimin içine bakiyordu. Bende ki utangaçlik,pembelesen yanaklar kendimi ona birakma hissi. İlk kez ait olmak,bir yuvamin olmasi. Koştugumda sarilacak ,kaçtigimda sıginacak bir yuva.. Beni sorgusuz ,sualsiz sevecek,yargilamayacak ve hep yanimda olacak.. Başimi gögsune dayadigimda herseyi unutuyordum.
- Günaydin aşkim.
- Gunaydin. Özledim seni.
     Yigitin yüzünde kocaman bir gülümseme olustugunu görebiliyordum.Bir eliyle saclarimi düzeltiyordu.
- Bende özledim ..
- Yigit birsey söylemek istiyorum.
- Hisssttt önce kahvalti yapalim. Acikmadin mi sen? Gecede birsey yemedin.
   Tamam anlaminda basimi salladim. Gözlerine bakarken kayboluyordum. Tek başima yaşadigim kalemin kapilarini açmistim. Hemde ardina kadar. Aramizda hicbir engel kalmamisti. Herseyi anlatmak istiyordum. En güzel dedigim birkaç animdan ,en kötü anilarima kadar herseyi. Bilmeliydi ,bende onun acilarini bilmwliydim.. Belkide bir savas gibi baslayan ilk adimimizdan buralara gelisimizi toplayip bir kenara koymali artik mutlulugumuzu biriktirmeliydik..Benim icin firtinali bir limandan sonra nasil bir liman oldugunu anlamaliydi.
****
     Kahvaltimizi yaptiktan sonra gece yagan yagmurla heryeri toprak kokusu sarmisti.
- Yürüyelim mi biraz? Çocuklugum burda geçmisti benim.. Seninde görmeni istiyorum..Hem konusuruz.
     Yigitle dışari çiktik. Çiftligin yemyesil yollarindan yürümeye başladik.
- Çok şansliyim biliyor musun?
- Hangi konuda mesela..
- Yigittt... Ciddi birseyden bahsediyorum.
- Tamam tamam..   gülerek bana sarildi. Alnimdan öptü. Elimden tutarak yürümeye devam ettik..
- Seni bir yere götürecegim..
- Senden öncesi .. Senden öncesi yok gibiymiş biliyor musun? Nasil yaşadigimi daha önce ne yaptigimi hatirlamiyorum.İlk seni tanidigimda açikçasi hicte iyi düsünmemistim. Ama nasil oldu bilmiyorum. Artik sen olmazsan nefes alamam..    
      Yigit sessizligini bozmadan beni dinliyordu. Biraz yürüdükten sonra bir tepeye çikmistik. Tepenin üzerinden manzara muhteşemdi. Gölü tamamen gören ormanla birlesen muhtesem manzarasi.. Ormanin ve gölün yesili birbirini öyle tamamlamışti ki.. Adeta Yigit ve ben gibiydik..Farkli tonda ama birbirinizi tamamlayan iki renk..       Muhteşem görünmek için gökkuşagi olmamiza gerek yok. dedim sessiz tonla.
- Tabi ki yok .. Biz kendi renklerimizle güzeliz.
- Yigit ,sadece Alp vardi biliyor musun? Kalabalikta yanlizlik nedir biliyor musun? Anne ve babam öldükten sonra geldigim yetimhanede çok kalabaliktik. Herkesle hiçkimsesiz olmak.. Yillarca verdigimiz savasta sadece Alple birlikte ,ikimiz vardik.. Tek destekcim sorgusuz sualsiz yanimda olan bir tek o... Sonra teyzem geldi. Ama o hayatimda yeni.. Bazen hayatimda bunlari yaşatanlari affetmiyorum. Yanlizliga mahkum ama istegim dışında..
      Yigit bana bakti yanagima bir öpücük kondurdu.
- Artik sen varsin. Çok savaştim icimde biliyor musun? Senden kopamayacagimi ilk kez beni aramadiginda anladim. Aylarca aramadin. Bense işime sarildim. Ama sana sarilmanin yerini tutmadi. Ne zaman beni böyle esir aldigini bilmiyorum. Sana güvenemiyordum. Bize kimseye güvenmemeyi ögrettiler. Siginacak bir ailemiz yoktu. Seninde hayatin çok parlak degildi. Ama artik güveniyorum..
    Bu söylediklerim karşisinda Yigitin söyleyeceklerini merak ediyordum. Ona odaklanmistim.
- Aslinda senden farksizim biliyor musun? Annem ve babam gittikten sonra sadece dedem vardi yanimda.. Belki çok kalabalik degildik ama yinede hic kimse koşup sarilacagin bir annenin yada babanin yerini tutmuyor. Yetimhanede seni ilk gördüğümde " iste benim gibi yanliz bir çocuk daha " demistim. O kadar dik ,kendinden emin ve guzel görünüyordun ki..Ama dedem sadece uzaktan bakicaz konusmak yok demisti. Bunu nasil anlatmaliyim bilmiyorum Ala.. Göründüğü gibi degil hiç birşey.. Hemde hiç..
- Ben seni her şartla kabul ettim. Teyzem dedenle ortakliklarinin neden bittigini anlatmişti..
     Yigit gözlerini ormana çevirdi. Derin bakiyordu. Sanki yillar önceye gidip keşke dedigini duyuyor gibiydim..  Birkaç dakika sessizlikten sonra bana dönü devam etti.
- Bazi yaptiklarimla grur duymuyorum. Bazan hayattaki rolümüzü kendimiz seçemiyoruz,bize yazilmis oynamamiz gereken oyunu oynariz. Dedem islerini devrettikten kisa bir süre sonra öldü. Tahmin ettigim şeyler vardi. Yurtdisinda üniversite egitimini tamamlarken yazlari geldigimde dedemle islerin başina giderdik ama bu kadar derin oldugunu anlamamistim. Ta ki kendim islerin basina gecene kadar. Legal görünen illegal bir savas.. Çok direndim ama yapamadim. Eskiden gelen düşmanlar,rakipler.. Ya daha güçlü savaşacaktim yada yok olacaktim. Bu secimin beni ittigi hayati yaşiyordum Ala.. Sen beni bulana kadar. Dedemin bana söyledigi " eger uzun yaşamak istiyorsan yanliz kal" sözlerini o zaman anlamamistim. Emir' in Yagmurla evlendigindede yaptigimiz anlasma aslinda kardesimin hayatini güvene almak icindi. Şimdi ilk kez korkuyorum. Artik sen varsin ve ben korkuyorum.Bunu nasil söylemeliyim bilmiyorum. Grur duymuyorum . Ama her gece bir kadin oldu hayatimda. Tek gecelik  öylesine.. Başlarda senide öyle istemistim. Ama sen farkliydin .. Çok farkli..
     Yigit bunu söylerken benim verecegim tepkiyi kestiremiyordu. Korkak, ürkek bakislari belkide cezalandirilmayi hakeden bir çocuk gibi bakislarini kaçiriyordu. Bense nedense kizamiyordum.. Aslinda kalemde yanlizim derken Yigitinde koca bir kalede yanliz oldugunu anliyordum. Demekki bazan hayatta başkalarini yargilarken onlari dinlememiz gerekiyormuş. Yerimden kalktim başini göğsüme bastirdim. Saçlarindan öptum..
- Artik seni yargilamayacagim. Önce sana sorucam.. Nasil ki benim senden önce ki hayatimin seninle ilgisi yoksa söz veriyorum bende seni dinlemeden yargilamiycam..
- Ala ne olursa olsun ,ne duyarsan duy " benden gitme".. Eger gidersen verdigim savasi kaybederim. Dedemin mirasina sahip çikmak zorunda kalirim.. Ben artik yanliz olmak istemiyorum..
    Yigit basini kalbimin üzerine koymus birakmak istemiyordu. Neden gitmemden korkuyordu. Benimde onu terkedecegimden mi korkuyordu. Ben bizj terkedenler gibi olamazdim. Asla bizi terketmeyecektim.
     Yigit birden ayagi kalkti belimden tutarak beni parmak uclarima kaldirdi. Yüzüğümün oldugu elimi eliyle tuttu. Sanki başarisini tescillemisti bu yüzükle..
- Hemen evlenmeliyiz. Beklemeye gerek yok.
- Ne.. Ama daha kimseye söylemefik nişanlandigimizi.. Hazirliklar lazim.
- Bir hafta yeter mi?
- Bir haftami? Hayir yetmez. On gün o zaman.. Dogum gününde evleniriz.
- Dogum günüm.. Sen nerden bili.....
- Sence ???
- .....
      Benimle ilgili her ayrintiyi biliyordu. Çok şansliydim.. Zamanin bir önemi yoktu ve evlenicektim. Dogdugum gün ,ikinci sansim ve yasam kaynagim...
- Tamam o zaman... 21 Ekim...
   Yigit beni kucagina alip havada cevirdi. 21 Ekime on gun vardi. Çok hizli olmaliydim..
- Yetisir mi hersey?
- Tabi ki yetisir. Merak etme sen..
     Bu ciktigimiz kisa yürüyüş belkide hayatimin en anlamli yürüyüşü yanliz olarak cikip tek olarak döndügümüz bir yürüyüştü. Ama yinede aklima takilan birsey vardi. Bu acele nedendi?
- Yigit neden acele ediyoruz?
- Ne fark eder. Birkac ay olsa nolucak simdi olsa nolucak.. Ben artik seni hep yanimda görmek istiyorum.
- Yanindayim zaten.
- Her anlamda yanimda. Sadece benim ,sadece benimle.. Gitmeyesin diye..
- Gitmek .. Niye gideyim ki..
- Olsun ben isimi saglama alayimda...
      Yigitin telefonu bir kez daha çaldi. Arayan teyzemdi. Yigit telefonu açti. Knuşmaya başladi ama agirlikta dinliyordu.
  -Çiftlige gelin daha rahat konuşalim.. Ha bu arada Ala nin size soylemek istedigi birsey var.  dedikten sonra bana uzanan telefonu alirken gülümsüyordu..
- Teyze ben evleniyorum.
- Tebrikler canim çok mutlu oldum.
- Ama 21 Ekim de..
- Neee??? Yetismez cok yakin tarih.. Ala başka bir durum yok degil mi?
- Hayir teyze. Dogum günümle beraber olsun istedi Yigit. Bende öyle..
- Tamam canim yaniniza gelicem geldigimde planlamaya baslariz.. Öpüyorum
- Bende teyzecigim..
      Çok mutluydum hemde çok.. Ama on günde yetisirmiydi?
- Nasil bir düğün düşünüyorsun?
- Büyük bir davet olursa çok bunaliriz. Sade bir tören yapsak olur mu? Eger istemezsen senin istedigin gibi yapariz..
- Hayir hayir birkac kisi olsun yeter benim icinde..
- Tamam oyleyse daha hizli olur. On gun bile beklememize gerek kalmaz..
   Elele çocuk gibi hoplaya ziplaya gidiyordum.. Havada uçuyordum. Çok hizli oluyordu hersey ama ben kendimi çoktan onun ellerine birakmistim. Alacakaranliktan gelen adim artik sadece günesi goren Ala olacakti. Belkide annem adimi Ala koyarak günesimi beklememi istemisti. Artik güneş ben olmustum. Kalbimle isittigim biri vardi. Çiftlige geldigimiz son dönemeçte ağaclarin arkasinda duydugumuz bir çitirti durmamizi saglamisti. Birden Yigit beni sol eliyle arkasina alirken belinden çikardigi silahi agaclara dogrulturken
- Kimsin ?? Çik ordan.. Amk gebertirim seni???

   

AlaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin