Medya = Burak
Kapı zili ile kendimize gelmiştik. Doğrulup kapıya koştum ve açtım. Gelen Meltem'di.
"Hoşgeldin" deyip gülümsedim.
"Hoşbuldum" deyip gülümsedi ve içeri girdi. Çantasını askıya astıktan sonra salona geçtik. Burak ortalıkta gözükmüyordu. Meymenetsiz ne olucak.
"Ay Sude, ev çok büyük kızım, sen burada nasıl kaybolmuyorsun?" dedi, güldüm.
"O kadar da değil Meltem abartma" dedim, güldü.
"Ee çocuğumuz nerede?" dedi.
"Odasında, hadi gel tanıştırayım sizi" deyip kalktım. O da kalktığında Yiğit Ege'nin odasına gittik. Kapıyı tıklatıp içeriye girdim. Meltem'de arkamdaydı.
"Merhaba Yiğitçim, seni biriyle tanıştırmak istiyorum" dedim, bize doğru bakmıştı. Meltem'i gördüğünde gülümsedi.
"Merhaba" deyip gülümsedi ve kalkıp Meltem'in yanına geldi.
"Benim adım Yiğit Ege, senin adın ne?" deyip elini uzattı. Şaşkınlıkla gülerek onlara bakıyordum.
"Benim adım da Meltem" deyip Yiğit'in elini tuttu Meltem.
"Tanıştığıma memnun oldum Meltem abla" deyip gülümsedi Yiğit.
"Aa, şuna bak ya. Bana gelince Sude, ona gelince Meltem abla" dedim. Yiğit kıkırdadı. O sırada gözüm kapıdan bize bakan meymenetsize kaydı. Göz devirip yeniden Yiğit Ege'ye döndüm.
"Şh şh Sude, seni ben alacağım. Sakın büyüme ve beni bekle tamam mı?" dedi Yiğit Ege gülümseyerek.
"Yiğit Bey, dışarı çıkmak ister misiniz?" diyerek geldi Burak.
"Evet evet" dedi Yiğit Ege heyecanla.
"Hadi gel bakalım" deyip elini uzattı. Yiğit Ege koşarak elini tuttu.
"Sude sende gel" deyip diğer elini de bana uzattı Yiğit Ege.
"Birtanem siz şimdi abinle biraz abi kardeş vakit geçirin, hem benim arkadaşım burada ona git demek olmaz" dedim.
"Benim için sorun yok hayatım zaten bir göreyim diye geldim, gördüm ve gidiyorum, hadi bay" deyip cevap vermeme fırsat vermeden gitti Meltem.
"O da gitti, hadi sende gel Sude lütfen" dedi Yiğit Ege.
"E iyi madem" deyip elini tuttum. Evden çıkıp arabaya bindik. Ben önde, Yiğit Ege arkada oturuyordu.
"Nereye gidelim küçük bey" dedi Burak dikiz aynasından Yiğit'e bakarken.
"Parka" dedi Yiğit. Burak gülüp önüne döndü. Birkaç dakika geçti ve biz hâlâ yürümemiştik.
"Hadisene Burak niye gitmiyoruz?" deyip ona baktım.
"Böyle iyi ya duruyoruz, ne bileyim Sude arıza yaptı her halde" deyip indi.
"Beceriksizsin, bir arabayı çalıştıramadın" dedim.
"Sen çok güzel araba kullanıyorsun zaten" dedi.
"Ben çok güzel araba kullanıyorum mu dedim Allah Allah" deyip göz devirdim.
"Tamam valla uğraşamayacağım şu an seninle" deyip arabaya baktı.
"Bu çalışmayacak, mecburen yürüyeceğiz" dedi, oflayıp arabadan indim. Arka kapıyı açtım.
"Gel hayatım" deyip elimi uzattım. Yiğit elimi tutup indi, kapıyı kapatıp Burağın yanına gittim. Yiğit onun elindende tutmuştu.
"Hadi parkaa!" diye bağırdı Yiğit.