Burak'dan
Gözlerim direk olarak Sude'ye kaymıştı. Ona keskin bakışlar atarak kalktı. Odada derin bir sessizlik vardı.
"Niye geldin?" dedi Sude soğukkanlılığını koruyarak.
"Burağın hastanede olduğunu duydum ve bende merak ettim" dedi Gamze, kes ya!
"Neden? Burak senin neyin ki? Hiçbir şeyin. Senin onu merak etmene de ihtiyacı yok. Gamze'de neden ziyaret etmedi diye de demez. Çünkü seni umursamıyor. Burada ki kimse seni umursamıyor. Ve bunu sen yaptın, şimdi de cezanı çek. Ha, merak etme de, kızım ve ben onu yeterince düşünüyoruz" deyip elini karnına koydu Sude. Kimin karısı ya, ağzından bal damlıyor. Gamze şaşkınlıkla Sude'nin karnına baktı. Daha sonra da açılan ağzını kapayıp gitti. Kapıyı kapattı ardından Sude.
"Ya aslanım ya" deyip Sude'nin yanağına öpücük bıraktı Yağız. Gülüp arkasını döndü.
"Bir daha onunla konuşmayacaksın, eğer konuştuğunu görürsem" dedi işaret parmağını bana doğru uzatırken.
"Eee" dedim gülerek.
"Bunu sonra konuşuruz" dedi, güldüler.
~
2 Gün Sonra
Öğleden sonra artık taburcu olmuştum. Nihayet çıkıyordum şuradan. Üstümü giyindikten sonra odadan çıktım. Babam koluma girmişti. Hastaneden çıkıp arabaya bindik. Sude ve ben arka koltuktaydık. Yiğit Ege ise ortamızdaydı.
"İyisin değil mi?" dedi Sude bana bakarken.
"İyiyim" deyip gülümsediğimde gülümsedi. Yiğit Ege gülerek Sude'nin ve benim elimi tutup çekti ve ellerimizi birleştirdi. Sude ile birbirimize bakmıştık. Benim elimin altındaydı Sude'nin eli.
"Çok fenasın çocuk" deyip ona baktı Sude. Elini çekerken Yiğit Ege tuttu.
"Sude çekme lütfen" deyip dudak büktüğünde ona bakıp nefes vermişti. Yiğit Ege'ye hiç kıyamıyordu. Sude yeniden elini uzattı. Parmaklarımı parmaklarına geçirdim. Yiğit Ege güldü. Sırtıma hafif ağrılar girdiğinde arkama yaslandım. Eve geldiğimizde arabadan inip içeriye girdik. Babam kapıyı açtı ve önden girdi. Bizde ardından, Sude kolumdaydı. Kendine hayrı yoktu ama bana destek olmaya çalışıyordu işte.
"Burak Bey, şükürler olsun, iyisiniz değil mi?" deyip gülümsedi Nergis.
"İyiyim canım" deyip gülümsedim.
"Salonda size koltuk hazırladım" dedi, teşekkür edip salona geçtik. Ben kendim için hazırlanan koltuğa geçip uzandım. Sude'de ayak ucumdaydı.
"Oğlum orada rahat edemezsen odana çık istersen" dedi annem, günlerdir ilgiye doymuştum!
"İyiyim anne sıkıntı yok" dedim, kapı çaldığında Nergis gidip açtı. Bizim çocuklardı. Onları görünce gülümsedim. Çok seviyordum işe yaramazları. Teker teker selamlaşıp sarıldıktan sonra oturdular. Sude'nin anne ve babası da arayıp bana geçmiş olsun demişlerdi yeniden. Babamda işim var deyip çıkmıştı.
"Ben bir üzerimi değiştireceğim" deyip gitti Sude. Şevval Hanım'da Nur teyzenin yanına gitmişti. Yani evde yaşı büyük olan sadece Nergis vardı o da sorun değil. Bize birer tabak pasta getirmişti. Teşekkür ettik.
"Bir daha böyle saçma işlere kalkışma bak, canımızdan can gidiyor" dedi Yağız, bir şey demedim. Bu konuda söz veremiyordum.
"Burak, aklını başına al. Sude hamile, bir şoku daha kaldıramaz. Bu halde bile sarhoş gibiydi, zor toparladık" dedi Kaan, Sude.. Onun üzülmesini istemiyordum, ama bu halimi de kendime yediremiyordum.