Gözlerimi yavaş yavaş açıp esnedim. Biraz öyle boş boş baktıktan sonra saçlarımın arasına kondurulan öpücük ile gülümsedim. Kafamı kaldırıp ona baktım.
"Günaydın sevgilim" deyip gülümsedi.
"Günaydın sevgilim" deyip gülümsedim, dudaklarımıza öpücük kondurduk. Kafamı yeniden göğsüne koydum. Omzumu okşuyordu.
"Benim aklım Selin'de, acıkmıştır o" dedim.
"Gideriz şimdi" dedi, nefes verip doğruldum.
"Gözlerini kapat" dedim, güldü.
"Hayır" dedi.
"Burak" dedim.
"Güzelim benden utanmanı istemiyorum, biz karı kocayız" dedi, ona bakıp dudak büktüm.
"Ama öyle yapma işte" deyip beni belimden çekip dudaklarıma yapıştı. Gülüp karşılık verdim. Birden beni altına alıp üstüme çıktı. Bir eli vücudumdayken diğer eliyle yataktan destek alıyordu. Yanağını okşuyordum, geri çekilip yanağına öpücük bıraktım.
"Hadi artık" dedim. Boynuma bir öpücük bıraktıktan sonra yanıma yattı. Kalkıp çantayı aldım ve banyoya girdim. İşlerimi halledip üzerimi değiştirdim.
Saçlarımı tarayıp çıktım, Burak girmişti. Küçük çantamdan telefonumu aldım ve annemi aradım.
"Efendim canım?"
"Anne ne yapıyorsunuz, Selin nasıl?"
"Kahvaltı yaptık oturuyoruz canım, Selin uyuyor merak etmeyin hiç huysuzlanmadı"
"Annesinin fındığı, biz onu merak etmiştik de bir sorayım dedim. Birazdan geliriz zaten"
"Tamam canım, iyi iyi uslu çocuk"
"Tamam, hadi görüşürüz"
"Görüşürüz"
Telefonu kapatıp cebime koydum. Burak'da banyodan çıkmıştı.
"Selin uyuyormuş, hiç eziyet etmemiş gece" dedim, gülümsedi.
"İyi o zaman, bizde kahvaltımızı yapıp öyle eve gidelim" dedi, kafa salladım. Eşyalarımızı alıp odadan çıktık. Aşağıya inip büfeye geçtik. Kahvaltı tabağı alıp bir masaya oturduk.
"Kendimi balayında gibi hissediyorum" deyip güldü.
"Balayını geçtik" deyip güldüm.
"Bir daha gideriz, olmaz mı?" dedi, ona ciddi misin der gibi baktım.
"Ayrı eve mi çıksak?" dedi, yok artık.
"Burak ne gerek var ayrı eve, hep beraber yaşıyoruz işte" dedim, nefes verdi.