89

1.2K 56 0
                                    

O görüntüden sonra elim ayağım titremeye başlamıştı. Ateş sesleri gelmiyordu artık.

"Burak!" diye bağırdım. Titreyen ellerimi Selin'e doğru uzattım.

"Burak bir şey yap! Bebeğim!" diye bağırdım. Burak Selin'i hızla alıp dışarıya yöneldi. Herkes şu an şok geçiriyordu. Evden çıkıp arabaya bindik.

"Burak bebeğime bir şey olmasın!" dedim ağlayarak. Bir şey demiyordu. Onun da ben gibi elleri ayakları titriyordu.

"Al onu" dedi, titrek ellerimle Selin'i aldım. Gözleri kapalıydı.

"Annecim, dayan birtanem sana hiçbir şey olmayacak" dedim ağlarken. Kanı ellerime geçiyordu.

Hastaneye geldiğimizde arabadan indik. Bize getirilen sedyeye Selin'i bıraktım. Ağlayarak sedyeyi tuttum. Annemler de gelmişti. Onu ameliyata aldıklarında biz girememiştik.

"Annecim burdayım ben korkma tamam mı!" diye bağırarak kapıya vurdum. Deli gibi ağlıyordum.

"İyileşeceksin bebeğim!" diyerek kapıya vurmaya devam ettim.

"Sude" deyip ellerini omuzlarıma koydu Burak. O da ağlıyordu. Onu öyle görmek içimi parçalamıştı.

"Burak o daha küçücük ya! Ona bir şey olursa!" diye bağırdım.

"Ona hiçbir şey olmayacak" dedi.

"Burak" dedi Kaan, Kaan mı? Oraya döndük. Yüzünde korku ifadesi vardı.

"A-ateş sesleri duydum" dedi, arkasında ailesi vardı.

"Bebeğim, benim bebeğime ateş ettiler" dedim.

"Selin!" diye bağırarak yere çöktüm. Burak'da kendini bırakmıştı. Bu halde bana destek olamazdı. Şu an bana kimse destek olamazdı!

"Annecim! Ben sana daha doyamadım!" diye bağırıp kapıya vurdum.

"Lütfen bizi bırakma!" dedim ağlayarak. Ellerim kan içindeydi. Ellerime bakarak ağlamaya devam ettim.

"Ellerini sil" deyip bana mendil uzattı Burak.

"Bu Selin'in kanı, benim ellerimde çocuğumun kanı var" dedim. O ellerimi temizlemişti. Ağlıyordum, bağırıyordum.

"Ben onun o küçük ellerine dokunurken bile çekiniyordum! Benim kızımın canını yaktılar!" diye bağırarak yere vurdum.

"Ölmeyecek o! Ben ona zor kavuştum, bu kadar erken veda etmeyeceğim!" diye bağırdım, ağlamam şiddetlenmişti.

"Kokusunu doya doya içime çekemedim! Öpüp sevemedim!" diye bağırdım. Kalkıp kapıya gittim.

"Lütfen bize dön annecim" deyip alnımı kapıya yasladım. Kapı açılırken geri çekildim. Hemşireydi, elinde kızımın kıyafetleri vardı.

"Bebeğin kıyafetleri" deyip uzattığında aldım.

"Bebeğim iyi mi?" dedim.

"Doktorlarımız onu hayatta tutmak için her şeyini veriyor, merak etmeyin. Ancak pek de umut vermek istemiyorum, bu ciddi bir durum" deyip içeri döndü. Umut vermiyor musun? Ölemezsin! Elimde ki kıyafetlerinde kan vardı. Gözlerim kararırken kendimi bıraktım.

*

Gözlerimi açtığımda kendimi bir yatakta buldum. Gözlerim iyice açıldığında etrafıma baktım. Burak yanımdaydı.

"Kızım, kızım nasıl?" diyerek doğruldum telaşla.

"Sakin ol, henüz bir şey diyen yok" dedi, oflayıp kalktım. Kolunu omzuma sardı. Ameliyathanenin önüne döndük, herkes gelmişti. Annemler, Meltem, Lina, Yağız. İlerleyip Şevval annemin elinden Selin'in uzun kollusunu aldım. Gözlerimden akan yaşlar ile gözlerimi kapatıp uzun kolluyu kokladım. Selin'in kokusu burnuma dolmuştu. Burak kollarını bana sardı. Ağlamaya devam ettim. Saçlarımı okşuyordu. Omzum ıslandığında ağladığını fark ettim.

Bakıcı | BİTTİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin