Aradan 2 gün geçmişti ve biz artık hastaneden çıkacaktık. Bavulu getirdi Burak. Onlar çıktıklarında üzerimi giydim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ceketimi de giydikten sonra Burağa seslendim, içeri geldiler. Puseti getirmişti, yatağa bıraktı. Annem Selin'i alıp geldi ve pusetin içine bıraktı. Battaniyeler ile onu iyice sarmıştık üşümemesi için. Zaten hava çok soğuk değildi ama o daha bebek olduğu için üşüyebilirdi. Yusuf Bey bavulu almıştı. Burak puseti aldı, bende annemin koluna girdim.
"Üşümez dimi öyle" dedim.
"Üşümez annecim, hava sıcak" dedi annem, kafa salladık. Hastaneden çıkıp arabaya gittik. Arka kapıyı açıp puseti bıraktı Burak, bende onun yanına binmiştim. Burak kapıyı kapatıp kendi yerine geçti.
"Evimize gidiyoruz" deyip gülümsedi Burak.
"Gidiyoruz" deyip gülümsedim. Arabayı çalıştırırken müzik açmıştı. Selin'e baktım, uyuyordu. Gülümseyerek minik elinin üstüne bir öpücük kondurdum.
"Uyuyor mu?" dedi Burak.
"Evet" dedim. Eve geldiğimizde arabadan indik. Burak gelip puseti aldı. Diğer elini de belime sardı, hızla içeriye girdik. Şevval Hanımlar ve annemlerde hemen arkamızdan gelmişlerdi. Nergis kapıyı açtığında girdik.
"Hoşgeldiniz" deyip gülümsedi.
"Hoşbulduk" deyip gülümsedik ve girdik. Ceketlerimizi çıkardıktan sonra Selin'in odasına çıktık.
"Selin geldi!" diye bağırdı Yiğit Ege. Ona gülmüştük. Odaya girdik. Burak puseti yere bıraktığında Yiğit Ege yaklaşıp Selin'e bakıyordu.
"Hadi Selin oynayalım" dedi, güldük. Şevval Hanımlar ve annemlerde gelmişti.
"Bebeğim o daha oyun oynamak için çok küçük, şu an sadece uyuması gerek" dedim.
"Tamam olsun, böyle de tatlı" deyip gülümsedi.
"Şimdi onu beşiğine bırakalım" dedi Burak, Yiğit Ege geri çekildiğinde Burak puseti kaldırdı. Selin'i yavaşça, bir yerini acıtmadan aldım. Kıpırdanmaya başladı, beşiğine bırakıp üstünü örttüm. Yeniden uykuya dönmüştü. Gülümsedim. Bebek telsizini kurmuştuk. Birini alıp odadan çıktık. Kapıyı kapatıp aşağıya indik. Salona geçip oturduk.
"Dinlenmek ister misin?" dedi Burak bana yavaşça.
"Hayır iyiyim" deyip gülümsedim, kafa salladı.
"Şimdi, asıl mevzumuzu konuşalım" dedi Yusuf Bey, sanırım yine boşanmadan konuşacaktık.
"Çocuklar, bunu size sorma gereği duyuyorum. Boşanmak istiyor musunuz?" dedi Yusuf Bey, bilmiyordum. Burak ile birbirimize bakmıştık. Derin bir nefes alıp verdim.
"İstiyorum" dedim gözlerim yerdeyken.
"İstiyorum" dedi Burak, kalbime bir şey batırıp çıkarıyorlar gibi hissediyordum. Neden böyle oluyordu? Neden böyle hissediyordum bilmiyordum.
