Korkudan kalp ritmim hızlanırken elim ayağım da titremeye başlıyordu.
"Burak!" deyip yanına çöktüm. Yüzünü ellerimin arasına almıştım.
"Ne oldu?" diyerek gelmişti içeridekiler. Burağı öyle görünce herkes kısa bir şok geçirmişti.
"Burak iyi misin? Gözlerini aç Burak" diyerek yanaklarına vuruyordum.
"Sude çekil, yukarıya çıkaralım" dedi Kaan. Yağız ile beraber Burağı kaldırdılar.
"Lili ilk yardım çantasını getir" dedi Kaan. Lina lavaboya koşarken biz yukarıya çıkıyorduk. Bir odaya girip Burağı yatağa bıraktık. Kaan pansuman yapmak için yanına oturmuştu. Bende diğer yanına oturdum.
"Ne olmuş böyle?" dedi Meltem.
"Muhtemelen dayak yemiştir" dedi Kaan pansuman yaparken. Burak baygındı.
"Ya niye baygın, niye gözlerini açmıyor?" dedim.
"Bu şekil dayak yesen sen ölürdün" dedi Yağız. Korkuyla nefes verip Burağın elini tuttum. Yumruk olan eliydi. Yumruğunu açtığımda yüzüklerimi gördüm.
"Tak artık" dedi Meltem. Yüzükleri alıp taktım ve Burağın elini tuttum. Gözlerini aç Burak! Bak affettim seni, yüzükleri de taktım hadi!
"Biraz bekleyelim kendine gelsin" dedi Kaan pansumanını bitirince.
"Siz inin ben burada bekleyeceğim" dedim.
"Peki" deyip gittiler. Kalkıp diğer tarafına geçtim ve oturdum. Alnında, kaşında, yanağında, dudağında yarıklar vardı. Kim bu kadar zarar verdi sana? Tam o anda içime ılık bir korku düştü. Civan olabilir miydi acaba? Yusuf Bey onunla ilgileniyordu, acaba kaçtı mı? Gerçi Civan olsaydı onu alır götürürdü. Burak eve kendi geldi, ya da biri getirdi bilemiyorum. Oflayıp Burağa bakmaya devam ettim.
Yaklaşık 10 dakika sonra Burak kıpırdamaya başlamıştı. Biraz durduktan sonra da gözlerini açtı yavaş yavaş.
"Burak" dedim.
"İyi misin?" dedim telaşla. Nefes alıp verdi.
"Değilim, senin yüzünden" dedi.
"Özür dilerim, artık sana inanıyorum. Gamze'yi öptüğüne inanmıyorum, bak yüzüklerimi de taktım" deyip yüzüklerimi gösterdim, hafifçe tebessüm etti.
"Sen bekle ben çocuklara haber vereyim" deyip kalktım. Aşağıya inip salona geçtim.
"Burak uyandı" deyip gülümsedim. Onlar da kalktığında her beraber yukarıya çıkıp odaya girdik. Yine aynı yerime oturmuştum.
"Dostum nasılsın?" dedi Yağız.
"Oradan nasıl gözüküyorum" dedi Burak, güldük.
"Bu hale nasıl geldin?" dedim.
"Sinirliydim, yolda yürüyordum. Bir gruba sataştım, dövün beni dedim. Sağolsunlar hiç çekinmediler" dedi Burak.
"Ya sen manyak mısın? Niye böyle bir şey istedin? Canına mı susadın?" dedim.
"O an canım kavga istedi, biraz da ben onları yamulttum" dedi.
"Burak ya bıçak olsaydı yanlarında, ya seni bıçaklasalardı. Nasıl haberini alacaktık?" dedim.
"İlla ki birileri bulurdu beni" dedi, Allahım ya!
"Ya onlar bulana kadar iş işten geçmiş olsaydı he. Bir daha böyle bir şey yapmanı istemiyorum duydun mu? Çok sinirlensen bile, bağır çağır bir şeyleri kır ama böyle bir şeyi tercih etme" dedim.
