Sude'den
Nasıl ya? Kayıp mı olduk biz şimdi!
"Burak ne yapacağız? Ya geri dönemezsek, ya kurtlar köpekler bizi yerse burada. Ben çok korkuyorum" dedim.
"Şşhh sakin ol, ben bulacağım hadi gel" deyip elimi tuttu. Diğer elimle de kolunu tuttum. Korkuyordum! Bir havlama sesi geldiğinde çığlık attım.
"Of Sude of" deyip beni kucağına aldı. Yavru bir köpekti sadece. Burağın ayaklarında birkaç tur atıp gitmişti.
"Bak yemedi beni gördün mü?" dedi.
"Korkuyorum ya, ne var biraz anlayışlı olsan" dedim, nefes verdi.
"Beni indirme sakın her an her yerden bir şey çıkabilir" dedim.
"Bir şey çıkarsa böyle nasıl koşabilirim acaba? Beni hemen yakalar beni yer sonra da seni yer" deyip beni indirdi. Elini tutup diğer elimle de kolunu kavradım. Yürümeye devam ettik. Biraz daha yürüdükten sonra hava kararmaya başlamıştı.
"Neredeyiz?" dedim.
"Yaklaştık" dedi, derin bir nefes alıp verdim. Kısa bir süre sonra kamp alanına ulaşmıştık. Burak durduğunda bende durdum. Bana döndüğünde ellerimi çektim.
"Hiçbir şey olmamış gibi" dedi.
"Hiçbir şey olmamış gibi" dedim. Yavaş adımlarla onlara yaklaştık. Yiğit Ege bizi gördüğünde koşarak yanımıza geldi. Sarılacağını bildiğimiz için ikimizde eğilmiştik. Koşarak geldi ve bize sarıldı.
"Neredeydiniz?" dedi, geri çekildik.
"Sude'nin canı sıkılmış onunla biraz gezdik aslanım" dedi Burak.
"Sizi hiç göremedim korktum, bir şey oldu sandım" dedi Yiğit Ege.
"Buradayız canım" dedim.
"Çocuklar akşam yemeği zamanı" diye seslendi Sibel Hanım. Yiğit Ege yanımızdan ayrılmıştı.
"Arabada sandviç olacaktı hadi gel" dedi Burak. Arabanın yanına gittik. Derin bir nefes alıp verdim. Burak arabadan sandviçleri getirdi ve birini bana verdi.
"İyi kıvırdık yalnız" deyip güldüğünde bende güldüm.
"Hatırlatma, ben bir daha kampa falan gelmem" dedim ve sandviçimi yemeye başladım. Sandviçlerimiz bittiğinde çöpleri atmıştık. Hava iyice kararmıştı. Büyük ateş yakıp etrafında yuvarlak oluşturmuştuk. Yiğit Ege Rana'nın yanındaydı. Burak da onların yanındaydı. O sırada yanıma biri oturdu. Yanıma baktığımda Barış olduğunu gördüm. Rana'nın abisi...
"Nasılsın" dedi gülümseyerek.
"İyiyim, sen nasılsın?" dedim.
"İyi, aşağıda göl var beraber gidelim mi?" dedi, bir daha tövbe.
"Böyle iyiyim ya" deyip gülümsedim.
"Gerçi ben sizi o çocukla oraya doğru giderken görmüştüm onunla gittiniz sanırım" dedi.
"Burak'dan mı bahsediyoruz?" dedim.
"Sanırım" dedi.
"Evet onunla gitmiştik ve yorucu" dedim.
"Peki" dedi, önüme döndüm. Yiğit Ege ile göz göze geldiğimizde gülümseyip öpücük attım. O da bana gülümsemişti. Sonra gözlerimi Burağa çevirdim. Bana bakıyordu. Göz kırptığında gülüp göz devirdim.
Saat geç olduğunda ateşi söndürüp toplanmıştık.
"Koçum, sen Rana ile kalmakta kararlı mısın?" dedi Burak.