Burak'dan
Güneş gözüme gözüme girerken uyanmıştım. Esneyerek açıldıktan sonra Sude'nin yatağına baktım. Boştu, kalktı sanırım. Yataktan kalkıp banyoya ilerledim. Kapıyı tıklattım, ses gelmeyince girdim. İşlerimi halledip çıktım ve üzerimi giydim.
Odaya geçip saçlarıma şekil verdikten sonra telefonumu cebime attım. Odadan çıkıp aşağıya indim. Mutfağa girdim, Sude hariç herkes buradaydı.
"Sude inmedi mi?" dedim şüpheyle.
"Hayır inmedi oğlum" dedi Yusuf Bey, nasıl ya? Telefonumu çıkarıp Kaan'ı aradın.
"Günaydın, hayırdır rüyanda mı gördün?"
"Sude orada mı?"
"Hayır, niye ki?"
"Bir şey yok tamam"
Aramayı kapatıp Yağız'ı, ondan sonra Lina'yı, en son da Meltem'i aradım. Hiçbir yerde de değildi. Nergis evin her yerine bakmıştı ama yoktu.
"Baba yok!" dedim telaşla. Onlarda kalkmışlardı. Hızla yukarıya çıkıp odamıza girdim. Her yere baktım odada, yoktu. Odadan çıkıp Selin'in odasına girdim. Burada da değildi.
"Belki bir yere kadar gitmiştir" dedi annem.
"Ya nereye gidecek anne, gidecek olsa haber verirdi" deyip ofladım.
"Civan'ın işi bu, kesin onun işi" dedim hızlı nefes alıp vererek.
"Abi Sude'yi kaçırdılar mı?" dedi Yiğit Ege korkuyla. Nergis onu alıp gitti.
"Civan içeride, hiçbir şey yapamaz" dedi babam.
"Civan'la konuşmam lazım, o Sude'ye zarar gelmesine dayanamaz. Eğer onu kaçıran onun adamlarından biriyse Sude'yi bize getirir" dedim.
"İyi fikir, hadi gidelim" dedi babam, aşağıya indik.
"Bende geleyim" dedi annem.
"Yiğit Ege ile kal" dedim, korkuyordu. Evden çıkıp arabaya bindik.
"Onu aradın mı hiç?" dedi babam.
"Telefonu odadaydı, yanında değil" deyip nefes verdim. Telefonum çalmaya başladı, Yağız'dı.
"Efendim?"
"Sude'ye bir şey mi oldu Burak?"
"Bilmiyoruz, kayıp"
"Civan"
"Ona gidiyoruz şu an, eğer onu kaçıran onun adamlarından biriyse onu geri çekebilir. Biliyorsun Sude'ye zaafı var"
"Biliyorum, bizde gelelim mi? Bir şey yapalım böyle oturarak bekleyemem"
"Ne yapacağız ki Yağız? Daha kimin elinde olduğunu bilmiyoruz"