1 Hafta Sonra
Selin'in ağlamasıyla uyandım. Doğrulup ona ilerledim. Gece boyunca uyumamıştı, ağlayıp durmuştu ve bizi de uyutmamıştı. Tüm ev seferber olmuştuk onun için.
"Annecim niye böyle yapıyorsun?" deyip onu kucağıma aldım. Kucağımda pışpışladım.
"Tüm gece uyumadın zaten hiç mi uykun gelmedi?" dedim, hâlâ ağlıyordu. Emziğini de almıyordu. Emzirmeye çalışmıştım ama istememişti. Kapı açıldığında oraya baktım. Şevval Hanım'dı.
"Şevval Hanım hâlâ ağlıyor ne yapacağım?" dedim korkuyla.
"Belli ki bir şikayeti var, sakin ol önce" deyip Selin'i aldı ve oturdu. Onu omzuna yaslayıp sırtını ovup birkaç kez yavaş yavaş vurdu. Daha sonra onu yatırıp karnını ovdu. Selin gazını çıkarmıştı.
"Karnı ağrıyormuş" dedi Şevval Hanım. Nefes verip oturdum. Artık ağlamıyordu.
"Sustu mu?" diyerek geldi Burak.
"Sustu" dedim.
"Sesi aşağıdan duyuluyordu" dedi, Selin'e döndüm. Elini yalıyordu.
"Elim ayağım birbirine dolandı susturamadım" dedim, Şevval Hanım gülümsedi bana.
"Durduk yere ağlamaz, muhakkak bir derdi var. Derdini bulup onu susturman gerek, telaş yapmana gerek yok" dedi.
"Bilemiyorum ilk defa böyle çok eziyet etti" dedim.
"Babasını özleyecek, biraz vakit geçirelim biz. Yarın duruşma var, malum" dedi Burak, nefes verdim. Burak onu alıp omzuna yasladı. Sırtını okşuyordu. Şevval Hanım gülümseyip odadan çıktı. Bende banyoya girdim. İşlerimi halledip çıktım. Kıyafet odasına geçip üzerimi değiştirdim.
Odaya geçip saçlarımı taradım ve maşa yaptım. Makyajımı yaptıktan sonra kolyemi taktım. Telefonumu cebime attım.
"Burak onun bugün kontrolleri var" deyip ona döndüm.
"Evet biliyorum" dedi, Selin'in odasına gidip ona bir takım aldım. Odaya dönüp onlara yaklaştım.
"Üstünü değiştirelim" dedim, yatağa bıraktı. Ağlamaması için ağzına emziğini soktum. Bir yerini acıtmamaya dikkat ederek üstünü değiştirdim. Böyle daha güzel olmuştu, gülümsedim.
"Ay annesinin fındığı" deyip yanağına öpücük bıraktım. Onu ince battaniyesine sarıp pusete koydum. Üstüne de kalın battaniyeyi örttüm.
"Hadi inelim" dedim, Burak puseti aldı. Odadan çıkıp aşağıya indik. Mutfağa girip oturduk.
"Prenses bugün aşı mı olacak?" deyip gülümsedi Yusuf Bey.
"Evet aşı olacağız bugün" deyip gülümsedim, kahvaltıya başladık. Kahvaltıdan sonra kalkıp ceketlerimizi giydik. Burak puseti aldı, bize kapıya kadar eşlik etmişlerdi.