Burak beni öptüğünde kafamda ki her şey yok oldu. Geri çekildi, yeniden öptü. İstemsizce karşılık vermiştim. Gerçekten şu an tüm dengem bozulmuştu. Ben, ben değildim. Ellerim ile omuzlarından iterek onu uzaklaştırdım.
"Bunu yapamazsın" deyip kalktım ve koşarak odama çıktım. Telefonumun ışığından yardım alarak odamı buldum ve girdim. Üzerime pijamalarımı giyip yatağa girdim. Telefonu baş ucumda ki komodinin üstüne koydum. Gözlerimi kapatıp yerinden çıkacak gibi olan kalbimi yavaşlatmaya çalıştım. Biraz zaman geçmişti. Uyuyamıyordum. Kapım açıldığında gözlerimi açtım. Burak olmalıydı. Ayak sesleri duyuyordum. Dibime gelmişti. Sırtım ona doğru dönüktü. Yine de gözlerimi kapattım.
"Özür dilerim" dedi fısıltıyla. Bende özür dilerim.
"Olmamalıydı" dedi, daha sonra kapı kapanma sesi duydum. Kafamı kaldırıp arkama baktım. Gitmişti. Derin bir nefes alıp verdim ve yeniden kafamı yastığa koydum.
*
Gözlerime giren güneş ile uyandım. Esneyerek gözlerimi açtı. Biraz açıldıktan sonra yataktan kalkıp banyoya girdim. İşlerimi halledip çıktım ve üzerimi giydim.
Saçlarımı düzleştirip gözlüğü kafamın üstüne kondurdum. Makyajımı da yaptıktan sonra yatağı topladım. Telefonu alıp odadan çıktım. Aşağıya inip etrafa baktım. Burak hâlâ uyuyordu sanırım. Of, nasıl yüzüne bakacağım! Neyse Sude, boşver akışına bırak. Mutfağa geçip kahvaltılık bir şeyler hazırladım. Masayı kurarken Burak geldi.
"Günaydın" deyip gülümsedi.
"Günaydın" deyip bende gülümsedim. Beraber masayı kurmuştuk. Oturup kahvaltıya başladık.
"Sude" dedi.
"Burak" deyip kafamı kaldırdım.
"Unutalım olur mu? Hiç olmamış gibi" dedim.
"Nasıl istersen" dedi, kahvaltımıza geri döndük. Kahvaltıdan sonra masayı toplamıştık.
"Dışarı çıkalım mı? 2 gündür evdeyiz ve biraz bunaldım" dedim.
"Çıkalım, yukarıdan telefonumu ve ceketimi alayım" deyip yukarıya gitti. Onu bekledim. Kısa sürede dönmüştü. Evden çıkıp arabaya bindik.
"Nereye gidelim?" dedi.
"Alışveriş merkezine gidelim" dedim, kafa sallayıp arabayı çalıştırdı. Burnuma bir yerden çilek kokusu gelmişti.
"Arabada çilek mi var?" deyip etrafıma bakındım.
"Hayır, nereden çıktı?" dedi.
"Bilmem, burnuma kokusu geldi bir an" dedim, güldü.
"Olsaydı da yeseydim ya" dedim.
"Canın mı çekti?" dedi, ona bakıp kafa salladım.
"Tamam giderken alırız" deyip güldü, bende gülümseyip önüme döndüm. Bir manav bulduğumuzda Burak arabayı durdurdu.