Düşük tehlikesi mi? Hayır ya, olamaz.
"Ne, ne demek düşük tehlikesi var" dedi Burak.
"Burak Bey biz biraz kadın kadına konuşabilir miyiz?" dedi Sevil Hanım.
"Ama, nasıl" dedi Burak.
"Oğlum hadi" dedi Şevval Hanım. Burak oflayıp odadan çıktı.
"Şimdi Sude Hanım, yakın zamanlarda regl dönemi harici bir kanama görüldü mü?" dedi.
"Sadece iki kez" dedim.
"Karın bölgesinde ağrı var bildiğim kadarıyla, geçen gün bunun için gelmişsiniz" dedi, kafa salladım.
"Kusma ve halsizlik?" dedi, kafa salladım.
"Ama bunlar hamilelikte normal şeyler değil mi?" dedi Şevval Hanım.
"Bunlar düşük belirtileri Şevval Hanım. Bunun önüne geçmek için, bol sıvı tüketin, sağlıklı beslenin. Eve döner dönmez istirahat edin, mümkünse 1 hafta hiç yataktan çıkmayın. Alkol veya sigara kullanıyorsanız hemen bırakın. Bu durum için mutsuz olup kafaya takarsanız bu da bir risk. O yüzden bunu kafanıza takmayın, gülümseyin, mutlu olun" dedi Sevil Hanım, of ya.
"Kontrolü nasıl yapacağız?" dedim.
"Kontrollere gelmek zorundasınız" dedi, Şevval Hanım'a baktım. Gözlerim dolmaya başlıyordu.
"Teşekkürler Sevil Hanım, izninizle" deyip kalktı Şevval Hanım. Bende kalktım.
"Rica ederim, geçmiş olsun" deyip gülümsedi. Odadan çıktık.
"Ne oldu?" dedi Burak.
"Eve gidelim" deyip yutkundum. Şevval Hanım Burağa kaş göz yapmıştı. Aşağı inip hastaneden çıktık ve arabaya bindik.
"Bunun bir çözümü vardır herhalde değil mi?" dedi Burak.
"Var oğlum" dedi ve Sevil Hanım'ın dediklerini kısaca anlattı Şevval Hanım.
"Tamam öyleyse, bu durumu aşacağız. Hiç merak etme tamam mı? Üzülme sakın halledeceğiz" dedi Burak, sessiz kaldım. Eve geldiğimizde arabadan indik. Kaan denk gelmişti bize.
"Bende tam size geliyordum, nereden böyle?" dedi.
"Hastaneden" dedi Burak. Hep beraber eve girdik. Burağın odasına çıkmıştık. Yatağıma ilerledim, yastığı kaldırıp başlığa yasladım. Oturup sırtımı yastığa yasladım. Burak üstümü örtmüştü biraz.
"Böyle rahat edemezsen uzan" dedi Burak.
"İyiyim" dedim.
"Sude, tatlım sakın kafana takma tamam mı? Bu geçici bir şey" deyip gülümsedi Şevval Hanım. Ona bakıp hafifçe gülümsedim. O gitmişti.
"Neler olduğunu anlatır mısınız?" dedi Kaan.
"Düşük tehlikem var" dedim.
"Ov, çok üzüldüm Sude" dedi Kaan.
"Civan meselesini sizinle ayrı konuşacağım" deyip Kaan'a dik bakışlar attım.
"Ya vallahi biz bir şey yapmadık, bunu ayıracağız diye birkaç yumruk yedim zaten" dedi Kaan.
"Kaan, sonra görüşsek olmaz mı? Şu an biraz uygun değiliz" dedi Burak.
"Tamam kardeşim, görüşürüz. Kendine iyi bak cici anne, sende kendine hakim ol" deyip gitti.
"Burak, çok endişeleniyorum. Ya düşük yaparsam" dedim, gözümden bir damla yaş süzüldü.
"Şşhh hayır, sakın böyle düşünme" deyip gözyaşımı sildi ve elimi tuttu.